"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

HAYATA DOKUNAN, HAYATI DOKUYAN PROGRAMLAR - 2

01 Mart 2014, Cumartesi
Okuduklarımızı tefekkür ettik

Gezi saatimiz akşam yemeğine kadar sürüyordu. Dolayısıyla gezi sonrası yemeklerin lezzeti bir kat daha artıyordu. Tekeli kasabamızdan aşçımız Mustafa kardeşimizin yaptığı leziz yemekler, ona bolca duâları kazandırıyordu.
Softa Kalesi, Bozyazı ilçesinin Fidik denilen tepesi üzerinde kurulmuş ve Romalılar tarafından kullanıldığı kayıtlarda olan bir kale idi. Burçlu görünümünü Orta Çağ’da almış. Surların içinde su sarnıçları bulunmaktadır. Ayrıca Orta Çağ’a ait hamam kalıntıları bulunmaktadır. Anamur Mamure Kalesi ile yer altından bir bağlantısı olduğu rivayet edilmektedir. Ama kale içi unsurlar tamamen metruk şekilde bulunmaktadır. Çıkışı ve inişi de çok sağlıklı değildir.
Ayrıca özel servislerle yaptığımız kısa yolculuklardaki minibüs içinde yaşanan muhabbetin yeri başka bir şekilde doldurulamayacak cinstendi. İlâhiler, ezgiler, meşrû türküler, tatlı espriler, sorular cevaplar, fıkralar, taklitler ve daha neler neler…
Zaten programı program yapan ve onu unutulmaz kılan esaslar hem okumalar, hem de okuma esnasındaki kazanılan manevî meyvelerin paylaşımı idi. Geziler, gezi esnasındaki oluşan arkadaşlık, dostluk etrafındaki paylaşımlar apayrı bir önem arz ediyordu.
En basitinden şöyle bir şey söylemek mümkün; genç, hiç kimse ile paylaşmadığı, ama içinde de bir çözüm bulamadığı pek çok konuyu böyle bir serbest ortamda, bir deniz kenarı yürüyüşünde, güvendiği bir büyüğüne açıp paylaşabiliyor ve çözüm bulabiliyor.
Düşünün ki uzun şehir yolculuklarında yanı başınızdaki gencinizle veya arkadaşınızla ne çok konular konuşuluyor ve birlikte ne anlamlı çareler, çözümler aranıyordu.
Bir başka günkü gezi durağımız Anamur ilçesi Mamure Kalesi ve Anamuryum antik kenti idi. Anamur ilçesi’nin tarihi antik çağlara kadar uzanmaktadır. Anamur İlçesinin eski adı “Anemurium” adından gelmektedir. Lâtin kökenli olan “Anemurium” ismi rüzgârlı burun anlamına gelmektedir.
Anamur’un bilinen tarihine göre Fenikeliler, Hititler ve Asurlular, daha sonra İranlılar ve Romalıların medeniyetleri hüküm sürmüş. Romalılardan, Bizanslılara geçen Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden inşa edilmiştir. Finikeliler tarafından koloni olarak kurulan Anamur Hitit Kralı IV. Tutaliye himayesine sığınan Mattuvatta’ya verilmiş, Mattuvatta Hititlerin zayıflamasından yararlanarak Anamur’dan Afyon’a kadar bir prenslik kurmuştur.
Anamur kalesi olarak da ifade edilen Mamure Kalesi, Akdeniz’e dokunmaktadır. Dolayısıyla doyumsuz bir deniz manzarası vardır. Nitekim kale genel itibariyle halen ayakta durmaktadır. Kale içinde aktif bir cami bulunmaktadır. Tam bir tarihî eser gezinti alanıdır.

Mamure burçlarında gençlerden ezan sesleri
Gençlerin zihinleri ne ile meşgul olursa, haliyle onunla iştigal etmeye başlıyor. Gün boyu Risale-i Nur dersleri ile haşir neşir olan gençler, gezi esnasında da o derslerin etkisiyle hayatı, olayları, varlığı, ona göre yorumlamaya başlıyorlar.
Nitekim Anamur Kalesi burçlarına çıkan gençler, yüksek yerde ne yapılır mantığı içerisinde hemen ezan okumaya, Risale-i Nur dersi yapmaya başlıyorlardı.
Mamure Kalesi sonrasında aynı gün akşama doğru Anamuryum olarak bilinen Ören semtine gittik. Burası eski Anamur (ANEMURİUM) olarak biliniyor.
Eski Anamur, Anamur İlçe merkezinin 6 km. güneybatısındadır. Şehrin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, Roma İmparatorluk Çağı öncesine giden kalıntılara da bu güne kadar henüz rastlanmamıştır. Şehrin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için, M. Ö. 4. y.y.da var olduğu bilinmektedir. Anemurium’un adının “rüzgârlı yer” anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. 1. yüzyılda şehrin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene Kralı Antiochus’un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs’a yakın olması dolayısıyla, özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium; aynı zamanda kara yoluyla Toroslardaki en önemli Roma şehirlerinden biri olan Germanskopolis ile bağlantılıydı. Böylece bölgedeki tabiî kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret şehri olmuştur.
İnsan, Nur Talebesi gençler böyle bir tarihî şehir kalıntısını nasıl yorumlar diye düşünüyor?

Antik kent Odeon (konser) salonunda Risale-i Nur dersi
Ama ilginç olan şu ki, antik kent Anamuryum’da, ilk karşılaştığımız mekân Odeon (Konser) salonu vardı. Açık hava tiyatrosu salonu olarak da bilinen bu mekâna ulaştığımızda gençler hemen dinleyici bölümlerine yerleştiler ve eğitimci Şükrü Hocamız da, ‘Burada ancak güzel bir Nur dersi yapılır.’ diyerek, ‘Madem ölüm öldürülmüyor, madem bu dünya fanidir…’ diye başlayan satırlardan bir bölümü çok güzel bir ders olarak okudu. Yani doğrusu o günün en anlamlı ve güzel görüntüsü bu idi. Çünkü o esnada orada gezenler de kadın-erkek, kapı bölümlerinde beklediler ve bir güzel o sohbeti dinlediler.
Demek, Nur Talebeleri her konuşma mekânını ders mekânı olarak görüyorlar, her varlığı bir tefekkür malzemesi olarak ele alıyorlardı. Bu da, Nur derslerinin dünyamıza ne derin izler bıraktığının bir göstergesi idi.
Anamuryum antik kenti de böylece gezdikten sonra, o günün akşamında Yaşar ailesinin gençlerimize ikram ettikleri balıklar da yine bir tefekkür saatine dönüştü. Yine gençlerimiz balık yerken, ‘Allah’ın nimetlerinden hangi birini inkâr edebilirsiniz?’ hakikatini, nimetleri tüketirken ‘Bismillah’ ile başlamaları gösteriyordu. Yine ikram sonrasındaki yemek duâsı, ticarî bir müessese olan ortama ayrı bir tat kattı. Hatta mekânın patronu olan beyefendi, hanımefendi ve çalışanlar da duâya katıldılar ve ‘İlk kez burada böyle bir duâ yapıldı. Ne de güzel oldu.’ dediler.
Bozyazı ilçesi küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen iman ve Kur’ân hizmetleri noktasında oldukça heyecan içerisinde idi. Yaz döneminin sıcak geçmesi ve dışarıdan gelen yerli ve yabancı turistlerin yerlilerin benimsemedikleri bir hayat tarzı taşımaları karşısında, yerliler de daha çok Toros Dağları eteklerindeki yaylalara daha fazla rağbet etmektedirler. Ama son zamanlardaki dinî programlar buradaki yaz dönemi görüntüsünü de olumlu anlamda etkilemiş bulunmaktadır.
Deniz nimetinden istifade etmek için muhafazakâr insanlar tarafından oluşturulan teşekküller, guruplar halinde bu ilçede de tatil yapmak, denizden istifade etmek imkânı sağlamaktadır. Özellikle aynı düşünce içerisinde olan insanların kiraladıkları siteler ve oteller bu tür bir anlayışında gelişmesine katkı sağlamış bulunuyor.
Şimdilerde Bozyazı ilçesinde Nur dersleri etrafında oluşan dördü, beşi bulan sohbet mekânları bulunmaktadır.
Yeni Asya Gazetesi Bozyazı temsilciliği olarak Bozyazı’nın hemen Antalya yolu üzerinde geniş bir daire şeklinde mekânı bulunmaktadır.
Oldukça güzel tanzim edilmiş ve tefriş edilmiş Nur medresesi, haftada iki gün olmak üzere Nur sohbetlerine sahne olmaktadır. Ve böylece Bozyazı, Anamur, Tekeli ve Tekmen gibi yerleşim yerlerinden pek çok Nur sevdalısı ders dinlemeye gelmektedir.
 Bozyazı bugünlerde bayanların sohbet yapabilecekleri yeni bir daireye kavuşmuş bulunuyor. Yine burada da onlarca bayan Nur derslerine katılıyorlar ve bu Nur medresesini şenlendiriyorlar.

Tekeli’de Nur Külliyesi çalışmaları
Bozyazı ve Tekeli Yeni Asya okuyucuları omuz omuza yaptıkları çalışmalar sonucunda oldukça güzel manevî hizmetlere vesile olmaktadırlar.
Zübeyir Gündüzalp ile birlikte epeyce bir zaman geçirmiş bulunan ve ondan dersler alan Tekelili Arif Kır Ağabeyin buradaki varlığı apayrı bir önem arz ediyor. Evinin hemen yanı başında bir Nur medresesi inşa etmiş ve bu mekân hizmetlere başlamış bulunuyor.  Burasının önümüzdeki günlerde Tekeli Yeni Asya Temsilciliği olarak adını koyacaklarını ve hatta burasının daha da genişletilerek bir Nur Külliyesine dönüşeceğinin müjdelerini verdi.
İstişareli ve ihlâsla yürüttükleri çalışmalar sonucunda bugünlerde Akdeniz manzaralı bir Nur medresesinin müjdesi konuşuluyor. Tekeli’de Antalya yolu üzerinde çift daireli bir inşaatın üçüncü katı ve terasının hizmet amaçlı yaptırılabileceği ve bunun için de himmet ehillerini bilgilendirmeye çalışıyorlar. Böyle bir Nur medresesinde benim de katkım olsun diyenlere iştirak açıktır.
Bozyazı okuma programımızın en dikkat çeken özelliklerinden birisi de, bol okumalı, bol nimetli, bol gezili bir program olması idi. Özellikle gençlerin kısa zaman içindeki samimane kardeşlikleri hakikaten görülmeye değerdi.
Bozyazı okuma programı için denilebilir ki, bu program sadece satırların okunmasından ibaret olmadı, okuduğumuz Kur’ân hakikatleri bir uygulamalı derse dönüştü. Her gezimizde okuduklarımızı tabiatta uyguladık, tefekkür ettik.
Bozyazı, sonbahar ve kış okuma programları için tam bir cazibe merkezi olmuş vaziyette. Bu, Bozyazı’nın manevî nasipli olduğunun bir göstergesi.
Ne diyelim, ihlâsla adım atanları tebrikler ediyoruz.
Bu program vesilesiyle katılımcı gençlerimizi, eğitimcilerimizi, maddî midemize ciddî katkılar yapan aşçımız Mustafa kardeşimizi, Bozyazı’da kendimizi adeta evimizde hissettiren Ahmet Yıldırım Ağabeyimizi, bir büyük olarak derslerini dinlediğimiz Arif Kır Ağabeyimizi, okuma programlarına gelen gençlere ziyafetler veren, onları yalnız bırakmayan Alaaddin Ağabeyimizi ve diğer Nur fedakârları kardeş ve ağabeyimizi ve bütün Bozyazılı ve Tekelili büyükleri tebrikler ediyoruz. Onları alkışlıyoruz.

SON
 
SEBAHATTİN YAŞAR,
MEHMET SAİD KÜÇÜKÇOPUR
MEHMET ŞÜKRÜ GÜLER
Okunma Sayısı: 3963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı