Diyor

Emir gelmiş, büyük yerden,
Vazgeçmeli, maldan, serden,
Gözlerdeki nurlu ferden,
Sora sora “bulsan” diyor.

    Can “SEVGİLİ” rehber olsun,
    Kalplerimiz iman dolsun,
    Durağımız “Cennet” olsun,
    Sünnet üzre olsan diyor.

 “O” olmazsa, kusur olur,
İnsan “O”nla huzur bulur,
Bilâl yanık ezan okur,
Namazını kılsan diyor.

     Muhabbettir mesleğimiz,
     İhlâs-iman isteğimiz,
     Emir vermiş, tek “Şefimiz”,
     Kardeş gibi olun diyor.

İnsan doğmak kolay elbet,
İnsan kalmak ilelebed,
Vaad ediyor, ALLAH ebed,
Yola çıksan, hemen diyor.

     Yollar ayrı, hedef tektir,
     Sıkılınca getir tekbir,
     Şefiimize, salât getir,
     Ümmet gibi olsan diyor.

Kutlu doğum, mevsimi bu,
Salât-selâm mevsimi bu,
Güzel ahlâk mevsimi bu,
Nefsi öldür, diril diyor

                        Hülya Yakut

Vahdet turrası

Açılmış baharda
Rengârenk
Nakışlı güzel güller,
Bak ne de cazip
Başka çiçeklerle birlikte.
Basılmış kesrette
Mükemmel bir şekilde
Vahdet turrası,
Bilinir tefekkürle
Masnuat üzerinde.

    İsa YAKAN


Ayrılıklar

Ah şu  ayrılıklar, büker hep belimi,
Derdest  eder, bağlar iki elimi,
Lâl olur açamam, bağlar dilimi,
Ayrılık, savurur götürür külümü.

    Hüzünlü olur, ayrılık gelip çatınca,
    Firakın oku, cana batınca,
     Bin derdime, binbir elemler katınca,
    Ayrılık vakti geldi, hele gün batınca,

Ayrılık hasreti ile, sarılır kollar,
Ufuklara doğru, uzanır gider yollar,
Nice olur, can ile cananda haller,
Baka kalır gözler, bir kaçı el sallar,

    Ayrılığın dedim, yapayım bestesini,
    Buket edip, gül goncanın destesini,
    Sunsam da o yara yanık güftesini,
    Düzen verip, yapsam sazın testini,

Ayrılıklar bitirdi, götürdü yıllarımı,
Ayırdı, eşten dosttan hep yollarımı,
Kırdı da geçti kanadımı kollarımı,
Ayrılıklar yine içime korku salar mı?

                             Hasan  yeşilkaya

Aşkın
Sırları

Âşık isen cahillere sır deme,
Çünkü onlar hüsn-ü cemal görmemiş,
Cehle göre her şey gider ademe,
Yok; “yok olmuş” varda kemâl görmemiş.

    Fakat âşık, girer aşkın yoluna,
    Rahmet eder Rabb’i öyle kuluna,
    Meftun olmuş cahil dünya malına,
    Arşa huruç, eden âmâl görmemiş.

Can boğulmuş kalp gaflette ruh bozuk,
Uzun yola tedarikte her azık,
Maksadına uygun değil pek yazık,
Aşk külfetmiş “şevki hammal” görmemiş.

    Edilse de binler altın himâye,
    Malayâni pazarında sermâye,
    Heva-heves olmuş onda tek gâye,
    Öyle mülkte, böyle bir mal görmemiş.

                    Bedri Tahir

Kutlu doğum

Ya Resulallah, kutlu doğumun mübarek olsun
İnanmış mü’min ümmetine olsun vesile-i necat
Susamış mü’minlerin kalbleri nurun ile dolsun
Nice kararmış ümitsiz kalblere verdin hayat

    Muhammed Mustafa, Muhammedü’l-Emin deyince
    Zat-ı Alinize binler kere salât ve selâm getirilir
    Zat-ı Muhammede selâmlar olsun zerreler adedince
    Resul-ü İlâhî yüzü hürmeti hatırı için ölüler dirilir

Karanlıklı zulmetten kurtuldu o vahşi kavimler
Muhammedin hidayetiyle oldular birer muallim
O zulümde nice köleler kurtuldu nice esirler
O kavim bir anlık şehadetle oldular birer âlim

    Mü’min Müslümanlar, merasimler tertip ediyorlar
    Muhammed Mustafa’nın o kutlu doğum adına
    Mü’minler hep birlikte salâvat-ı şerife getiriyorlar
    Ya Rabbi! Mahşerde mü’minleri götür Resulünün yanına

Essalât-u vesselâm aleyke Ya Resulallah!
Şahadet getiririm bütün mahlûkat namına
Sen Resulsün ve peygambersin vallahi vallah
Bütün salât ve selâmlar aleyhisselâmın zatına

                                                  Tevfik Boz

Kâinatın efendisi
Hz. Muhammed (asm)

Yirminci asrın ortalarında doğmuşum
Ya Nebi (asm) Seni beş yaşımda tanımışım
Sen de beni o hesap gününde tanır mısın?
Başımı her halükârda yoluna adamışım.

    Dünyaya gelip misafirim olur musun?
    Hiç olmazsa bir an bile durur musun?
    Ben, senden utanmadan yanında kalır mıyım?
    Nedir bu halin deyip acaba sorar mısın?

Sözüyle, hareketiyle, ahlâkıyla bize örnek
Ya Rab, O’nu (asm) nasip et, gerçekten sevmek.
Mü’minin özelliğidir iyiyle kötüyü sezmek
Bizi öksüz bırakma Ya Habib-i Rabbü’l Âlemin (asm)

    Rabbimizi bize tanıtan, konuşan delildir,
    Diğer deliller ise kâinat ve Kur’ân-ı hâkîmdir.
    Sîretin ve hadislerin bize en güzel atiyye’ndir
    Bizi Liva-ı Hamd sancağının altına al Ya Nebi (asm)
       
                                            M. Fahri UTKAN