"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ashab-ı Kehf’ten ders

25 Haziran 2014, Çarşamba
Ashâb-ı Kehf kıssasının anlatıldığı Kur’ân-ı Kerîm’in on sekizinci sÛresine, bu kıssanın önemi dolayısıyla “Kehf” adı verilmiştir. Kur’Ân’daki bu sÛrede ibret alınması gereken hususlar ön plana çıkarılmıştır.
Makam-ı Şerif Camii ve Dânyâl Peygamber Kabri
Makam-ı Şerif Camii, şehrin merkezinde 1857 yılında yapılmıştır. Cami eski ve yeni bölümlerden olmak üzere iki ayrı özellik gösterir, bugün camiye giriş 22x23 m boyutlarındaki tek sıra sütunlu yeni yapıdan sağlanmaktadır.
Caminin mihrabı düz ve sadedir. Doğusunda Dânyâl Peygamber’in kabri yer almaktadır. Bu sebeple camiye “Makam Camii” adı verilmiştir. Evliyalar şehri Tarsus’da “Dânyâl Peygamber’in” mezarının bulunması, Tarsus için önemli bir kültürel ve turizm potansiyelidir. Kur’ân ve hadislerde ismi geçmeyen Dânyâl (as) hakkında dinî kaynaklarımızda bilgi bulunmakmakla beraber kitap indirilmeyen bir nebi olarak bilinmektedir. Hayatı hakkında bilgiler Kitab-ı Mukaddes kaynaklıdır. Bu kaynağa göre Buhtunnasr’ın Kudüs işgali sonrasında gördüğü kötü rüyayı iyi yorumlaması üzerine Dânyâl ve arkadaşlarına iyi davranmış ve kendisine müşavirlik yapmış. Tebliğinden rahatsız olanların artan şikâyetleri üzerine cezalandırılır.
Ebu Mûsa el-Eş’arî’nin fethi sırasında kabri bulunur. Komutan, Halife Hz. Ömer’e (ra) bilgi verir, emir bekler. Hz. Ali’ye (ra) danışarak bilgi alan halife kabrin korunaklı şekilde yeniden tanzimini emreder. Vesikalı olmayan bu rivayetin devamında Yahudilerin saldırısından muhafaza için kabir çok derine yapılıp, üzerinden çayın bir kolu geçirilir. Bu çayın üzerine köprüler yapılır.   

Ulu Cami

Ulu Cami, 1579 yılında Ramazanoğlu Piri Paşa’nın oğlu ibrahim Bey tarafından St. Pier Kilisesi kalıntılarının üzerine erken dönem Osmanlı üslûbunda yapılmıştır. İnşaatında tamamiyle kesme taş kullanılan 47x13 m boyutlarında dikdörtgen planlı tek minareli camiye, kuzey yönünden abidevî taç kapıdan girilir. Taç kapı, Memlûk mimarî özelliklerini taşıyan siyah beyaz mermerlerle süslüdür. Doğubatı doğrultusunda baklava dilimli mermer sütunların taşıdığı 16 kubbeli, revaklı avludan 5 kapı ile ibadet mekânına girilir. Caminin içi doğubatı doğrultusunda üç nefe ayrılır. Mukarnaslı mermer mihrabı, klâsik Osmanlı üslûbunda yapılmıştır. Caminin iç mekânı sütunları “İran Kemeri” denilen yarı sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Caminin doğu kısmına bitişik türbede Hz. Adem’in (as) oğlu Hz. Şit (as) makamı, Lokman Hekim’in makamı, Halife Harun Reşid’in oğlu Halife Memun’un kabri ve Kadrî şeyhlerinden Muhammed Hasan’ın mezarları vardır.

Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf)


Ashab-ı Kehf ile ilgili mağaraları kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 şehrin dördü Türkiye’dedir: Afşin, Selçuk (Efes), Lice ve Tarsus. Hıristiyanlar Selçuk’ta olduğunu iddia ederken Türkiye’de tartışma daha çok Lice, Afşin ve Tarsus’ta olduğu şeklindedir. Halk arasında ziyaret dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve topoğrafik görünümü itibariyle tabiî bir özellik arz eder. Mağara 300 m2 büyüklüğünde 10 m yüksekliğindedir. Mağaranın içinde 3 tünel mevcuttur. Ashab-ı Kehf Mağarasının yanına Osmanlı Padişahı Abdülaziz tarafından 1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır.
Ashâb-ı Kehf kıssasının anlatıldığı Kur’ân-ı Kerîm’in on sekizinci sûresine, bu kıssanın önemi dolayısıyla “Kehf” adı verilmiştir.
Sûrenin 9-26. âyetlerinde bildirildiğine göre, putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan; Yemliha, Mekselîna, Mislîna, Mernûş, Debernûş, Şazenûş, Kefeştateyyûş isimlerinde yedi genç, bu inançlarını açıkça dile getirip putperestliğe karşı çıkmış, taşlanarak öldürülmekten veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için mağaraya sığınmışlardır. Yanlarındaki Kıtmîr isimli köpekleriyle birlikte orada derin bir uykuya dalan gençler 309 yıl sonra uyanmışlardır. Bu süre Kur’ân-ı Kerîm’de, “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar, dokuz da ilâve ettiler” şeklinde belirtilmektedir. 300 yıla 9 ilâvesi, şemsî takvimle belirtilen sürenin kamerî takvime göre ifadesi olarak değerlendirilmiştir.
Mağarada “Bir gün kadar” uyuduklarını sanan gençler, içlerinden birine gümüş bir para vererek yiyecek almak üzere şehre gönderirler. Böylece onların durumuna muttali olanlar Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin mutlaka geleceğini anlarlar, mağaranın bulunduğu yere bir mescid yapmaya karar verirler.
Mağaradakilerin kaç kişi oldukları, ne zaman ve nerede yaşadıkları ve kaç yıl uykuda kaldıkları gibi alınacak ders bakımından önemli olmayan bilgilerden ziyade üzerinde düşünülmesi, ibret alınması gereken hususlar ön plana çıkarılmıştır.

Beyaz Çarşı (Kırk Kaşık)
Ulu Cami’nin batısında bulunan 1579 yılında Ramazanoğlu İbrahim Bey tarafından Ulu Cami ile birlikte yaptırılmıştır. Ulu Cami’nin doğusunda yer almaktadır, imarethane olarak uzun yıllar kullanılmıştır. 1954 yılında restore edilerek çarşı haline getirilmiştir. Yapı, batı girişinin iki yanında yer alan iki kubbe ve tonozla örtülü dükkânların duvarlarına binen mermerlerin taşıdığı beş kubbe ile örtülüdür. Orta kubbesinde aydınlık feneri bulunmaktadır. Kubbeyi taşıyan kemerler sivri, giriş kapılarının kemerleri ise yayvandır. Dükkânların ikisi yayvan kemerlerle orta mekana açılır. Friz süsü olarak kullanılan motifler, yerli halk tarafından sapsız kaşıklara benzetildiğinden Beyaz Çarşı’ya “Kırk Kaşık” da denilmektedir.


Yolculuk ile alâkalı bilgiler Yolculuğun ibadete dönüşmesi 

İbadet denilince akla namaz, oruç gibi emirler gelmektedir. Elbette ibadet sadece bunlar değildir. Rabbimizin rızasına uygun düşen herşey, her hareket, her söz ve fikir, nihayetinde her niyet ibadet kabul edilmektedir. Yine Rabbimizin emirlerini tutmak kadar yasaklarından sakınmak da ibadettir. Yukarıdaki ifadelerimizi Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin tesbiti ile noktalayalım:
“Hem namaz kılanın diğer mübah (haram olmayan dünyevî ameller) güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün ömrünü ahirete mal edebilir. Fani ömrünü bir cihette ibka edebilir.” Bu ifadelerden hareketle Rabbimizden şu yolculuğumuzun O’nun rızasını kazanmamız yolunda bir ibadet olarak değerlendirmesini hep beraber niyaz ediyoruz. Amin.

BİR HATIRLATMA

Arkadaşlar!
Uygulanmak istenen gezi programından memnuniyet ile verim, bildirilen ve uyulması istenen zaman aralıklarına dikkat edilmesiyle ancak mümkün olabilecektir. Yapılan gecikmeler, beraberce yolculuk yaptığımız insanların hukukuna saygısızlık demektir. Kaldı ki bu çeşit gezilerden alınan mutluluk, gezinin devamına dâvetkârdır. Bu cümleden hareketle genel anlamda yolculuğu ilgilendiren birkaç hatırlatmada bulunmak isteriz.

Yolculuk çeşitleri

Bir mü’minin evinden ayrılarak yolculuğa çıkması altı şey içindir:
1. Hac için,
2. İla-yı Kelimetullah için,
3. İlim tahsili için,
4. Ziyaret için,
5. Ticaret için,
6. Fitneden kaçınmak içindir.
İnşaallah bizim bu yolculuğumuz 4. maddedeki ziyaret içindir. Bu ziyaretler ile bu asıra kadar Kur’ân’ımızı ve içerisindeki hakikatleri yaşayarak taşıyan büyüklerimizi ve onların şahıslarında ecdadımızı anmış, duâlar etmiş olacağız.

Yolculuk Adabı

Yolculukta huzurun temini için bir takım kural ve kaideler vardır.
Hepsini olmamakla beraber bir kısmını hatırlayalım.
1. Evden çıkarken ve eve döndükten sonra ikişer rekât şükür namazı kılmalı. 2. Aile ve dostlarla helâllaşmalı. 3. Mümkün olduğu kadar arkadaşla yola çıkmalı. Peygamber Efendimiz (asm) yola arkadaşla çıkmayı tavsiye  etmektedir. 4. Yolculuğa çıkarken okunacak duâlar okumalı.
Bunlardan bazıları şunlardır:
“Sübhanallahi ve’1-hamdulillahi vallahu ekber.” Üç sefer dedikten sonra şu duâ okunur:
“Sübhanallellezi sahhara lena haza vema künna lehu mukri-nine ve inna ilâ Rabbinâ le munkalibun.”  
“Allahümme inna nes’eluke fi seferina hazel-birra ve’t-takva ve mine’l-ameli  materda.”  
“Allahümme hevvin aleyna, seferena haza ve atvi anna bu’de’1-ardi.”  
Herhangi bir şehre girildiğinde su duâ okunur:
“Allahümme Rabbe’s-semavati’s-seb’i vema azlelne. Rabbe’r- riyahi vema zerarne. Inna nes’ elu hayra hazihi’l’-karye. Neuzu bike min şerriha ve şerri ehliha ve şerri ma fiha.”
Yolculuk dönüşünde okunacak duâ ise şöyledir:
“Aibune, taibune, abidune lirabbina hamidun.”
Yolculuk esnasında duâların dışında kişilerin birbirbirine eziyet ve sıkıntı vermemek adına uyması gereken bir çok kural vardır. Bunlar zaten adab-ı muaşeret içinde de yer almaktadır. Kuralları uyulduğu müddetçe, yapılan geziler daha güzel ve faydalı bir hale getirmek mümkündür.
Gezimizden çeşitli enstantaneleri satırlara döktük. Buyurun...

1. Durak
Kahvaltıyı, mihmandarımız Ahmet Ceylan Beyin tavsiyesi ile unutulmaz manzaranın kaynağı Tarsus Şelâlesi’nde yaptık. Tarsus Çayı üzerinden 3 ile 5 m’lik yüksekliklerden dökülerek şelâle oluşmaktadır. Romalılar döneminde Çay şehrin ortasından geçmekte, şelâlenin bulunduğu alan ise nekropol (mezarlık) olarak kullanılmaktaydı.

Tarsus
Kuruluşu 8000 yıl öncesi Yeni Taş Devrine kadar giden Tarsus’un tarihçesi hakkında çok değişik rivayetler var. Kur’ân’da Ashab-ı Kehf veya Yedi Uyurlar’ın, İncil’de ismi geçen Pavlus’un memleketi olan Tarsus dinler tarihi konusunda da zengindir. Bu sebeple Hıristiyanlarca da hac yeri olarak kabul edilmektedir. Kudüs’teki Kıyamet Kilisesi’nden sonraki en kutsal kilise olan St. Paul kilisesi ve St. Paul kuyusu Tarsus’ta bulunmaktadır. Bunların yanı sıra dünyanın ilk kanalizasyonlu Tarihî Roma Yolu, Roma Hamamı’da Tarsus’tadır. Kleopatra Kapısı da şehrin en eski kalıntıları arasındadır. Şelâlesi ve özellikle Tarsus Barajı gezip görülesi yerlerden olup turizm açısından mükemmel bir tarihe ve de tabiî güzelliklere sahiptir. Tarsus’ta gezilecek pek çok yer vardır. Biz sınırlı zaman içerisinde birkaç yeri gezebildik.
   

—DEVAM EDECEK—


Mehmet Çetin
n-web:www.mehmetcetin.de
 [email protected]
Okunma Sayısı: 5660
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı