13 Temmuz 2014, Pazar
Risâle-i Nur, taklidî îmânı tahkîkî îmâna çevirip-îmânı kuvvetlendirip-iki cihânın saadetini kazandırıp, hüsn-ü hâtimeyi netice verir. En büyük dinsiz feylesofları da ilzam etmiştir. Risâle-i Nur′un bir husûsiyeti de şudur ki: Diğer mütekellimîne muhâlif olarak, ehl-i dalâletin menfîliklerini zikretmeden, yalnız müsbeti ders vererek, yara yapmaksızın tedâvi etmesidir. Bu îtibarla bu zamanda Risâle-i Nur, vehim ve vesveseleri mahvediyor, akla gelen suâlleri, istifhamları, nefsi ilzam, kalbi iknâ ederek cevaplandırıyor. Risâle-i Nur, hem aklı, hem kalbi tenvir eder, nurlandırır, hem nefsi musahhar eder. Bunun içindir ki, yalnız akılla giden ehl-i mektep ve ehl-i felsefe ve kalb yoluyla giden ehl-i tasavvuf, Risâle-i Nur′a sarılıyorlar. Ve ehl-i mektep ve felsefe anlıyorlar ki, hakîki münevverlik, akıl ve kalb nûrunun mezciyle kabildir. (Risale-i Nur Külliyatından)
RİSALE-İ NUR NEDİR?
AHMET DEMİRDÖĞMEZ
Okunma Sayısı: 2725
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.