"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Bütün Nur Talebeleri bizim kardeşimizdir’

01 Ağustos 2014, Cuma
DÜNYA ÜZERİNDE İLK DEFA “İSLÂM ŞEHRİ” OLARAK ADLANDIRILAN MARAWİ CİTY, MİNDANAO BÖLGESİNDE YER ALAN TAM BİR ÜNİVERSİTE ŞEHRİ. 72 ÜNİVERSİTESİ 80 BİN TALEBESİ OLAN BİR YERLEŞİM ALANI. YÖK BAŞKANI DR. NORMA ŞERİF VE DİĞER ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİNİN DE KATILIMI İLE YAPILAN SEMPOZYUMDA İSLÂM VE RİSALE-İ NUR KONUŞULDU. NORMA ŞERİF, BÜTÜN RİSALE-İ NUR TALEBELERİNİ KENDİ KARDEŞİ OLARAK KABUL ETTİĞİNİ, BİZLERİ BURADA GÖRMEKTEN DOLAYI ÇOK SEVİNÇLİ OLDUĞUNU İFADE ETTİ.
İHTİDA TÖRENİNİN TARİFİ İMKÂNSIZ
Pagadiyandayız. Birçok Filipinli karşıladı bizi. İnanılmaz kareler yaşadık. “Wellcome Risale-i Nur Brothers From Turkey, 1st Islamic Symposium, Madrasa Afdal El Islamia...”
Başı örtülü hanımlar bir tarafta, erkekler bir tarafta ve seremoni için hazırlanmış masalar ve yemekler. Bizi beklemişler sabahtan beri ve her şey hazır. Kur’ân ziyafeti ile başladı sempozyum. Daha sonra Filipinli ve heyetten konuşmalar oldu. İslâm’ı seçen on beş kişi çağrıldı. Herkesin önünde ihtida ettiler. Kelime-i Şahadet getirerek Müslüman oldular. Ortam o kadar güzeldi ki, kelimler buna tarif etmekte az kalıyor. Sadece yaşamak gerek. İnşallah siz de yaşayanlardan olursunuz.
Dile kolay bir anda on beş kişi İslâm’ı seçti ve biz onlara ahirette şahitlik edeceğiz. Hepsinin yüzünde ciddî bir gülümseme ve rahatlık söz konusu idi. Kimisi Muhammed Emin, Emine, Saliha, Salih, Ömer, Mustafa, Mahmud, Merve, Sema gibi diğer isimlerle isimlendiler. Rahmetli annemin ve babamın isimlerini vermek de nasip oldu. Allah (cc) onları İslâm’da ve Kur’ân’da daim eylesin inşallah.
Müslüman olanlara şahadet ettikten sonra kurulu sofraya oturduk ve yerel yemeklerle beraber tropikal meyveleri, Cenâb-ı Hak önümüze sermişti.
Madrasa El Afdal’da Risale-i Nur okunuyor. İnanılmaz şekilde fütuhat var. Allah razı olsun emeği geçenlerden. Müthiş bir seremoni yaşadık, ama yolumuz uzun. İligana doğru gitmemiz gerek. Heyet yorgun bir o kadar da mutlu. Müthiş şekilde fotoğraf çektirmek isteyen çocuklar, gençler, yaşlılar, herkes. Çünkü biz Türkiye’den gelen ‘’Brothers”leriyiz’ yani “kardeşler”iyiz. İçimizde ayrılmanın getirdiği hüzün ile yola devam ediyoruz. Kestirmeden gidiyoruz. Biraz korku, biraz endişe ve duâlar. Rabbim bize duâ ettirmek için o yolu seçtirdi. Ve biz duâlarla koca bir dağı tırmandık. Yolumuz da zamanımız da uzadı. İligana geç saatlerde vardık. Namaz ve yemekten sonra otelimize ulaştık. Yorgunluk fazla, su en büyük keyif şu an. Başka bir şey istemiyordum.

FİLİPİN HAPİSHANELERİNDEN RİSALE DERSİ
İligan’dayız. Otelde sabah erkenden kalkarak dershaneye kahvaltıya gittik. Filipinli Müslimlerden vakıf olmuş kardeşlerle tanıştık. Sabah kahvaltımız çok güzeldi. Yine yerel yiyecekler; peynir ve zeytin altın değerinde burada. Yanımızda Allah’tan götürmüştük ki, onlarla ancak kahvaltı yapabildik. Balık, yerel gıdalar ve oranın yiyecekleri bizim damak tadımıza çok uygun değil. Eğer benim gibi huysuzsanız işiniz zor. Kahvaltı sonrası Risale-i Nur dersi hem Türkçe hem İngilizce. Hem bizden bir vakıf ağabey hem de Filipinli vakıf kardeş. Ayrıca İligan hapishanesinde Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Cum’a ve bayramlar da, ayrıca diğer günlerde hapishanelerde yatanlarla birebir görüşülerek onlara kitap, Kur’ân ve diğer materyaller veriliyor. Hizmetin sonu yok elhamdülillah.

SULTAN ABDÜLHAMİD’İN ŞEHRİ!
Baloi; Bediüzzaman okuma merkezi, Sultan Muhammed Rıza... Baloi yolumuz üzerinde bir şehir. Osmanlı zamanında Abdülhamid Han tarafından gönderilen uç beylerinin o dönem kurduğu bir şehir. Kendilerini Osmanlının teb’ası olarak görüyorlar. Hatta öyle hissediyorlar. Bizleri görünce çok memnun oldular, hâlâ Osmanlının izlerinin olması ilginç ve gurur verici. Şeriat Mahkemesi Başkanı bizi karşıladı. Rıza’yı Şeriat Mahkemesi “Onursal Sultan” yapmış ve onu sultanlar gibi karşıladılar. Osmanlı tebası olduklarını ve şeriat hükümlerinin geçtiğini ifade ederken 2. Abdülhamid’in şu an yaşayan tebasının fertleri olarak kendilerini ifade ediyorlar. Bu bizleri çok duygulandırdı. Çok naif insanlar ve bizi yine biraderleri, kardeşleri olarak karşıladılar. Aynen şu şekilde afişler vardı.
“Bediüzzaman Said Nursî, Mindanao Reading Center, Baloi Lanao Del Norte. Welcome Brothers From Turkey. Sultan Muhammed Rıza Derindağ, Sultan Dimasangkay of Greater Mindanao
Head Turkey Islamic Missionaries in the Philippines.”
Risale-i Nur’un fütuhatları tohumu atanları da içine alarak öyle bir yere taşıyor ki inanılmaz. Yine inanılmaz bir karşılama töreninden sonra yerel yemekler ve kocaman bir pasta. Sofralar ve dahası, izzet ve ikram had safhada, sağ olsunlar.

İSLÂM ŞEHRİ
Oras Sambayang Camiinde beraberce namaz kıldık. Daha sonra yolumuz Marawi City of Islamic’e doğru oldu. Dünya üzerinde ilk defa İslâm Şehri olarak adlandırılan Marawi City’ye doğru yola koyulduk. Program çok dolu ve yetişmek için hızlı olmamız gerekiyor.
Marawi City İslâm şehri olarak adlandırılan tek şehir. İttihat ve uhuvvet konulu ilk sempozyumuna katıldık. YÖK başkanı ve üniversite rektörlerinin olduğu seçkin bir kalabalık bizi karşıladı. Şehrin girişinde yer alan takta “İslâm şehrine hoş geldiniz” yazıyor. Bir tarafta Allah (cc) lafzı diğer tarafta Muhammed (asm) ismi yazıyor. Dünya üzerinde ilk ve tek şehir olduğu söyleniyor. YÖK başkanı, diğer üniversite rektörleri ve katılımcıların olduğu yüklü bir programla bizi karşıladılar.
Karşılama yazısında ise şunlar yazıyordu:
“The Commission The Higher Education, ARMM. The Philipinnes Muslim Teachers College
The Risalei Nur Philipinnes. Welcome Guests Partıcıpants and Muslım Scholaras From KSA and Turkey To and Islamıc Form. AL Ittıhad, Al Islam, Al Ukhuwwatil Muslımyn Mamıtua Saber Research Center, MSU Campus, Marawi City, June 7,2014”
Mindanao bölgesinde yer alan Marawi City tam bir üniversite şehri. 72 üniversitesi 80 bin talebesi olan bir yerleşim alanı. YÖK Başkanı Dr. Norma Şerif ve diğer üniversite rektörlerinin de katılımı ile yapılan sempozyumda İslâm ve Risale-i Nur konuşuldu. Norma Şerif, tüm Risale-i Nur Talebelerini kendi kardeşi olarak kabul ettiğini, bizleri burada görmekten dolayı çok sevinçli olduğunu ifade etti. Bizler bu konuşmalardan ve bu ilgiden dolayı onlara çok teşekkür ettik.
Bu arada her gittiğimiz yere rahmeti celb ediyorduk. İnanılmaz bir rahmetle karşılaşınca bazı programlarımız aksadı. Şehri bir anda sel aldı. Oradan ayrıldıktan sonra Norma Şerif’in kurduğu ve Risale-i Nur’ların okutulduğu “The Philipinnes Muslim Teachers College” ziyaret ettik. Derslikleri gezdik. İçimiz bir ferah oldu.
Artık ÇAGAYAN De Oraya doğru yol alıyoruz. Geç vakit Cagayan’dayız. Otelimize yerleştik. Saat sabahın 02:00’si. Namaz ve sohbet ise devam ediyor. Kimse yatmaya gitmiyor. Öyle şeyler yaşanıyor ki onların kritiği devam ediyor.

HAFIZ CEVDET BAYBARA

Hafiz Cevdet Baybara 20 Mayıs 1978’de Mardin’de doğmuş. Ilk-orta-lise-üniversite tahsilinin tamamını açıktan okuyarak tamamlamış. Okula gitmedi ama Kamu Yönetimi mezunu idi. 12 yaşında hafızlığını itmam eder. 17-27 yaşları arasında merhum Mustafa Sungur Ağabeyin hizmetinde bulunur. Beraber 20’ye yakın ülkeye ziyarette bulunur. Balkanlar ve Orta Asya olmak üzere hususan Pasifik’teki dersanelerin açılmasında gayretleri olur. 11 Mayıs 2010 tarihinde 33 yaşında uğradığı saldırı sonucu şehid olarak dar-ı bekaya  irtihal eder. Kabri Filipinler’de yüzlerce insanın şehadet getirdiği bir İslâm merkezi olur. Filipin topraklarında Risale-i Nur’un ilk şehidi. Adeta birer fethe koşan İslâm askerleri olan bu kardeşlerimiz vatan olarak o toprakları seçmiş. Sırf lillah için şehit olması ise çok enteresan.
Hikâyeyi Rıza’dan dinleyelim: Rıza üst üste 3 gün kendinin öldürüldüğünü görür. Cevdet abiyle bunu paylaşır ve eğer bu rüya gerçekleşirse burada defnetmeleri için vasiyet eder. Bunu dinleyen Cevdet Abi ayağa kalkarak, “Kardeşim Allah (cc) benim ömrümü alsın, sana versin” diyerek üç kez tekrarlar ve daha çok hizmet edeceğiz diye de ekler. Ertesi gün arabası ile köprüden geçerken durur ve telefonla Türkiye’deki bir kardeşle hizmeti konuşur. Tam bu sırada üç kişi gelir ve telefonunu ayrıca laptop’unu isterler. Telefonu verir ama laptopta hizmetle ilgili bir sürü bilgi ve belge vardır. Vermek istemez, boğuşma olur ve tek el silâh sesi duyulur. Cevdet abi vurulmuştur. Karnından giren silâh mermisi onu şehit eder. Gaspçılar yakalanmıştır, ama Cevdet abi Filipinlerde Risale-i Nur un ilk şehidi olmuştur. Yakınları ve akrabaları haberi alır almaz yola düşerler, ama yetişemezler. Ayrıca vasiyeti üzerine Filipinler’de gömülmek istemektedir. Ailesi de onay verir, ama nereye gömülecektir? Burada Müslüman mezarlığı yoktur, Hıristiyan mezarlığa ise olmaz. Tam bu sırada Datu, bu İslâm şehidini sahip çıkar. Kendi kabilesindeki bir yeri (şu anki mezar yeri) tutar kazar. Ve Rıza’ya haber verir ‘buraya gömelim’ diye. Filipin yasalarına göre bu imkânsızdır, ama Datu kabile hayatı yaşayan ve devlet tarafından da bu şekilde özerk kabul edilen bir reistir. Bu yüzden  devlet izin vermek durumunda kalır ve ilk İslâm şehidi buraya gömülür. 8 Haziran 2010.

DEVAM EDECEK

AYTEKİN COŞKUN

[email protected]



Okunma Sayısı: 3134
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı