Karagöl ve civarında yeşilin bütün tonlarını temaşa etmek mümkün. Âdeta Cennetten bir köşe, tam bir huzur mekanı... Seyri ve tefekkürü doyumsuz manzaralar sunuyor. Bu dünyada bu güzellik ve ihtişamı görünce insanın aklına “Acaba ahiretteki o sermedî manzaralar nasıldır?” sorusu geliyor. Cenab-ı Hak bu güzelliklerin asıllarını ve menbalarını görmeyi nasip etsin.
KARAGÖL TABİAT PARKIİkinci gün proğramımızda Borçka belediyesi ve Karagöl ziyareti vardı. Belediye başkanını makamında ziyaretten sonra belediyenin temin ettiği araçlarla Karagöle Tabiat Parkı’na doğru yola koyuluyoruz. Borçka-Karagöl arası 30 km. Yolun son 5 km’si parke döşeli ve dar. “Yol geçen hanı”na dönmemesi için bilerek öyle bırakıldığı söyleniyor. Kanaatimiz ise yapılacak bir yol genişletme çalışmasının zor ve masraflı olacağı yönünde.
Karagöle tur düzenleyen şirketten aldığımız bilgilere göre 12-14 kişilik minübüslerle gidiliyor. Minibüsler 1-2 saat ya da turistlerin istediği kadar kalıyorlar. Turistler nisan’dan başlayıp eylül ekim’e, hattâ kar yağıncaya kadar parkı ziyaret ediyorlar. Karagölün yukarı kısımlarında 3200 m’de Klaskur Yaylaları’nın ve Yıldız Gölü’nün bulunduğunu, görülmeye değer yerlerden olduğunu öğreniyoruz. Fakat gitme imkanımız olmuyor. Karagölde balık çeşitleri de bulunuyor. En fazla sazan balığı yetişiyor.
Aralık Deresi′nin önünün 19. yüzyılın başlarında heyelan sonucu kapanmasıyla oluşan göl, 368 hektar alana sahip. Rakımı 1550 m. Gelenlerin piknik yapmaları mümkün. Suyu soğuk ve lezzetli... Karagöl ve civarında yeşilin bütün tonlarını temaşa etmek mümkün. Âdeta Cennetten bir köşe gibi. Tam bir huzur mekanı. Seyri ve tefekkürü doyumsuz manzaralar sunuyor. Bu dünyada bu güzellik ve ihtişamı görünce insanın aklına “Acaba ahiretteki o sermedî manzaralar nasıldır?” sorusu geliyor. Cenab-ı Hak bu güzelliklerin asıllarını ve menbalarını görmeyi nasip etsin.
HES’LERArtvinliler tabiatı tahrip edeceği düşüncesiyle heslere ve maden ocaklarına karşı çıkıyorlar. Bunu her fırsatta dile getiriyorlar. Kanaatimiz ise, maliyeti düşürmek adına gereken tedbirler alınmaktan kaçınılmazsa ve aynı bölgede birbirine çok yakın onlarca hes kurulmassa, kapitalist mantıkla tabiat sömürülmekten vazgeçilirse, hem tabiat korunacağı hem de yeraltı zenginliklerimizden ve enerji kaynaklarımızdan istifade edileceği yönünde...
Çoruh Nehri ve BarajlarÇoruh Nehri üzerinde bulunan dünyanın en yüksek barajlarından Deriner Barajına ziyaret ettik. Bayburt’taki Mescit Dağları’ndan doğup Erzurum üzerinden Artvin’e gelen Çoruh Nehri, buradan Gürcistan’ın Batum şehrine geçiyor ve Karadeniz’e dökülüyor. Yaklaşık 400 kilometrelik yolculuğunun yüzde 96’sını ülkemizde devam ettiriyor. Çoruh Nehri dünyanın en hızlı akan ve en derin nehirlerinden bir tanesi. Bu özelliği onu enerji üretimi bakımından son derece cazip hâle getiriyor. Nehir üzerinde 16 baraj ve 162 nehir tipi hes yapılması planlanıyormuş. Bunlar tamamlandığında ülkemizin hidroelektrik santral enerji potansiyelinin %21’ini Çoruh karşılayacakmış. Deriner, Borçka ve Muratlı barajları olmak üzere bunlardan 3 tanesi tamamlanmış. Biz Borçka ve Deriner barajlarını görebilme imkanı bulabildik. Deriner, 249 metre gövde yüksekliğiyle kemer baraj sınıfında Türkiye’nin birinci, Avrupa’nın üçüncü, dünyanın 6’ıncı en yüksek barajı olma özelliğine sahip. Çoruh Nehri’nde başta sazan ve kefal olmak üzere birkaç balık türü bulunuyor.
DEVAM EDECEKARTVİN NotlarıERHAN AKKAYA
[email protected]