"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Malatya’da ‘Nur’lu bir piknik

20 Ağustos 2014, Çarşamba
YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞEN ERKENEK’TEKİ PİKNİKTE, GAZETEMİZ YAZARI SÜLEYMAN KÖSMENE, ‘RİSALE-İ NUR’UN GAYBİ İŞARETLERLE TEYİDİ VE MEHDİYET’ KONULU BİR KONUŞMA YAPTI.
ÜSTADIN TALEBELERİNİN İMTİHANI DA BÜYÜK
Bediüzzaman’ın da “Ulu’l-Azm Müceddit” unvanına lâyık, ahirzamanda gelmiş bir zat-ı nuranî olduğunu ifade eden Kösmene, Bediüzzaman’ın dâvâsının büyük olması hasebiyle Bediüzzaman’ın talebelerinin imtihanlarının da çetrefilli ve zor olduğunu kaydetti. Onun için Bediüzzaman’ın sadakat, istikamet, ihlâs, tesanüt ve ittihat konularına çok vurgu yaptığını, talebelerinden bu yüksek ahlâkî meziyetleri muhakkak istediğini kaydetti. Bediüzzaman’ın ve Risale-i Nur’un gaybî işaretlerle teyid edilmiş bir manevî hareketin adı olduğunu belgeleriyle ortaya koyan Kösmene, bu çerçevede Kur’ân 33 âyetiyle, Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) mehdiyeti haber veren muhtelif hadisleriyle, Hazret-i Ali (ks) Celcelutiye’de muhtelif ihbarlarıyla, Hazret-i Abdulkadir Geylani muhtelif talimatlarıyla Üstad Bediüzzaman’ı müjdelediğini aktardı. Keza Şah-ı Nakşıbendî’nin Evrad-ı Bahaiye’nin hatimesinde 19 defa Nur ismi zikretmek suretiyle Bediüzzaman’a işaret ettiğini kaydeden Kösmene, İmam-ı Rabbani (ks), Mevlânâ Halid-i Bağdadi (ks), Abdulvahab-ı Şarani, Şeyh Hasan-ı Irakî, Şeyh Hasan Feyzi Efendi,  Şeyh Osman-ı Halidî, Şeyh Gavs-ı Hizan (ks) gibi keşif ve müşahede sahibi nice evliyanın doğum tarihinden davasına kadar Bediüzzaman’ı haber verdiklerini açıkladı. Kösmene konuyla ilgili belgeler ve örnekler de sundu. İlgiyle dinlenen Kösmene’nin konuşmasından sonra piknik programı sona erdi. Yeni Asya okuyucuları hasretle tekrar kucaklaşarak ayrıldılar.

Malatya’da ‘Nur’lu bir piknik
Malatya Erkenek Yeni Asya Gazetesi okuyucularının geleneksel olarak düzenledikleri piknik programının üçüncüsü geçtiğimiz Pazar günü Erkenek Sakaltutan Mevkiinde gerçekleştirildi. Katılımın yüksek olduğu piknikte okuyucular hasret giderirken, Risale-i Nur’dan da dersler yapıldı. Pikniğe başta Malatya ve Erkenek olmak üzere Elazığ, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Mersin illeriyle birlikte, Elbistan, Fındık, Çelikhan, Viranşehir, Siverek, Gölbaşı, Pazarcık, Birecik, Kıbrıs ve Almanya’dan çok sayıda okuyucu katıldı. Sunuculuğunu Mehmet Kınacı’nın yaptığı program saat 08.00’de kahvaltı ile başladı. Tanışma ve sohbetten sonra Hafız Zübeyir Hoca Kur’ân-ı Kerîm okudu. Açış konuşmasını ve açılış dersini Celal Sağır Ağabey yaptı. Celal Sağır, Risale-i Nur’da sadakat, istikamet ve tesanüdün önemi üzerinde durdu. Nurcuların Isparta kahramanlarına arkadaş olmaya çalışmaları gerektiğini vurgulayan Sağır, bin kutup da gelse, bin saltanat da verilse Risale-i Nur’a sadakatten ayrılmamalarını, Nurcuların Üstaddan bu dersi aldıklarını kaydetti. Sonrasında Hacı Kargın Ağabey gazetemizin önemli bir pusula olduğu ile ilgili hatıralarını anlattı. Ardından İhsan Yıldırım ile İsmet Bozdağ porogramı ilâhilerle, Hasan Arslan şiiriyle şenlendirdi. Daha sonra Kıbrıslı Nazım Ağabey, Risale-i Nur’a giriş hikâyesini anlattı. Ardından namaza geçildi. Namazdan sonra Erkenek’in geleneksel yemeklerinden yahni ve tereyağlı bulgur pilavı ikram edildi.

GEÇİCİ RÜZGÂRLARA KAPILMAMAK LÂZIM
Yemekten sonra gazetemiz yazarlarından Süleyman Kösmene, ‘Risale-i Nur’un Gaybi İşaretlerle Teyidi ve Mehdiyet’ konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasına bu dâvânın büyüklüğü dolayısıyla imtihanının da büyük olduğunu vurgulayarak başlayan Kösmene, dolayısıyla geçici rüzgârlara kapılmaktan muhafaza olunmak ve istikamet üzere olmak için öncelikle birbirimize duâ etmemiz gerektiğini, geçici siyasî rüzgârlara kapılmayan ve istikametini koruyan bir şahs-ı manevinin içinde olmamız hasebiyle şükretmemiz gerektiğini ifade etti. Ulu’l-azm peygamberlerin ümmetlerinin imtihanlarının büyük olduğundan örnek veren Kösmene, meselâ Hazret-i Davut Aleyhisselâmın gençliği döneminde Talut ve Calut arasındaki savaşta Cenâb-ı Hak, içinde Hazret-i Davud Aleyhisselâm’ın da bulunduğu Talut’un ordusunu ırmaktan geçmekle ve fakat suyundan içmemekle imtihan ettiğini hatırlattı. Kösmene, Talut’un ordusundan büyük çoğunluğun ırmak suyundan içerek imtihanı kaybederek, savaşacak güçleri bulunmadığını ileri sürdüğünü, ancak sudan içmeyen az bir bölüğün, Calut’un büyük ordusuyla savaşmaya cesaretlerinin kırılmadığını, “Allah’ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara Sûresi: 249) diyerek savaştıklarını ve savaşı da kazandıklarını kaydetti. Peygamber Efendimiz’in (asm) hayatından da örnekler veren Kösmene, Uhud savaşı esnasında Ayneyn geçidini her ne pahasına olursa olsun bekleme talimatı alan 50 okçudan 42’sinin savaşın kazanıldığı ve ganimetlerin alınmaya başlandığı zannıyla geçidi terk ettiklerini, 8 sadık ve mustakim okçunun yerinde kaldığını ve fakat az sonra durumu fark eden düşman birliği tarafından şehit edildiklerini aktardı. Kösmene, burada sadakat gösteren 8 okçunun sayı itibariyle gayet az, ama keyfiyet itibariyle gayet büyük olduğunu ifade etti.
 
HATEM LEVENT
ABDULLAH EMRE
MALATYA
Okunma Sayısı: 1053
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı