Demokrasi olmazsa, ekonomi de gelişmez
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Demokraside, hukuk devleti niteliğinde iyi bir noktada olmazsak, gelişmiş bir ekonomi de olamayız” dedi. Babacan, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Adli yılın açılışından dolayı hükümetle yargı arasında bir soğukluk oldu. Bu son durumu nasıl görüyorsunuz?” sorusuna hukukta iyi bir noktada olmanın gelişmiş ekonominin şartı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Bir ülkenin topyekün resmine bakacak olursanız, gerçek başarının ancak pek çok alanda aynı anda ilerlemeyle oluşabildiğini görüyorsunuz. Hem demokraside ilerlemeye devam etmek hem de hukuk devleti özelliğinizin iyileşmesi gerekiyor. Öte yandan, Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler alanındaki 12 yıllık ilerlemesine devam etmesi gerekiyor. Türkiye’nin ekonomide mutlaka gelişmiş ekonomi olma yönünde devam etmesi gerekiyor. Bunların hepsi birbiriyle iç içe konular aslında. Bunlar hep beraber ilerledikten sonra o ülkeye biz ileri ülke, ileri demokrasi, gelişmiş ekonomi, hukuk devleti diyoruz.”

Türkiye’nin önceliği demokrasi olmalı
Çerçevenin tamamına bakıldığında, Türkiye’de öncelikle demokrasinin iyi işlemesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, bu kapsamda sosyal kesimin de hükümetle iç içe çalışmasının gerektiğini söyledi. Hukuk devleti niteliğinin geçmişte iyileştiğine, ancak alınacak daha uzunca mesafe olduğuna dikkati çeken Babacan, demokraside ve hukuk devleti niteliğinde iyi bir noktada olunması gerektiğinin önemini vurguladı.

Yargının bağımsızlığı esastır
Yargının hızlı ve güvenilir çalışması gerektiğine de dikkati çeken Babacan, şunları söyledi: “Güvenilir dediğimizde, bağımsız ama aynı zamanda tarafsız çalışması gerekiyor. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı önemli problemlerin temeline inin, aslında orada hep yargıyla ilgili sorunların olduğunu göreceksiniz. Yargının bağımsızlığı esastır ama yargının bağımsızlık alanını kendi siyasî, ideolojik ya da mensubiyet duyduğu bir grubun çıkarları için kullanıyorsa bazıları, o zaman o yargıda tarafsızlıktan söz edilemez. Yani bağımsızlığı kullanıp, kendi ideolojik, siyasî ya da ait olduğu zümreyle alakalı bir takım planlı programlı işler içine giriyorlarsa, bu da kesinlikle kabul edilemez. Bununla sonuna kadar mücadele etmek ve Türkiye’de, yargının kredibilitesini ve güvenilirliğini arttırmak lâzım. Yargıya güven olmazsa, genel anlamda ülkemizde hukukî güvenlik olmazsa o zaman Türkiye’nin ekonomide ilerlemesi de çok zor.”