"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

HELAL GIDA sektörüne bir bakış

20 Eylül 2014, Cumartesi
İslâm dünyasında gittikçe önem kazanan özellikle helal gıda konusuna dikkat çeken nitelikteki “Helal Gıda” sektör sayfalarımızı inceleyiniz.
Sektöründe ilk helal markalı meyve suyu MEYSU
 
Türkiye’nin ilk meyve suyu markalarından Meysu, bir ilke daha imza attı. Meysu, üretim süreçlerinde yaptığı köklü reformlarla, Türkiye’de ‘Helal’ belgesini almaya hak kazanan ilk meyve suyu markası oldu. Uluslararası Helal Konseyi tarafından akredite edilen Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) tarafından verilen belge ile Meysu markalı vişne, şeftali, kayısı, portakal, karışık nektar çeşitleri artık ‘Helal’ belgeli.
Kayseri’de 1948 yılında akide şekeri ve şekerleme ürünleri ile faaliyetine başlayan, Türkiye’nin ilk gıda eksperi Güldüoğlu Ailesi’ne ait Gülsan Gıda çatısı altındaki Meysu, aldığı helal gıda belgesiyle Arap ülkelerine meyve suyu ihraç edecek.
Gülsan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Güldüoğlu, helal gıda atılımıyla birlikte ihracatta büyük hedefleri olduğunu belirterek, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 40 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Güldüoğlu, meyve suyu sektöründe Türkiye’de helal belgesini alan ilk firma olmanın gururunu yaşadıklarını belirten Güldüoğlu, aldıkları belgeyle daha önce girmekte zorlandıkları Arap ülkelerine de ürün ihraç etmenin yolunun açıldığını belirtti.
 
HELAL BELGESİYLE ARAP ÜLKELERİNE VE UZAKDOĞU’YA AÇILDI
 
Meysu, alınan helal gıda belgesi sayesinde, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere Katar ve Irak gibi Arap ülkeleriyle birlikte Uzakdoğu’daki Endonezya ve Malezya’ya meyve suyu ihraç etmeyi hedefliyor. Irak’la görüşmeleri tamamlayan Meysu, önümüzdeki günlerden itibaren ihracata başlıyor. Türkiye’de helal gıda belgesine gereken önem verilmediğinin altını çizen Bekir Güldüoğlu, “İslam ülkeleri, ürünün ve hammaddesinin helal olup olmadığı konusunda çok hassas. En küçük tereddütleri olan gıdayı kesinlikle tercih etmiyorlar. Biz aldığımız bu belgeyle öncelikle insanların ön yargılarını kırmış olduk. Zaten standartlara uygun üretim yapıyorduk ama bunu aldığımız belgeyle de tescillemiş olduk” diyor.

SERTİFİKAYLA KAPASİTESİNİ % 40 ARTTIRACAK
 
Helal belgeli ürünlerin dünyadaki ihracat payının 2.5 trilyon. Gülsan Gıda, Meysu üzerinden aldığı helal gıda sertifikasıyla kapasitesini yüzde 40 arttıracak. 45 ülkeye fiili ihracat yapan Gülsan Gıda helal gıda sertifikasıyla ülke sayısını 60’a çıkarmayı, cirosunu yüzde 15 arttırmayı hedefliyor. Güldüoğlu, “Yıllık 150 bin ton olan meyve suyu üretim kapasitemizi 2014 yılında yüzde 40 arttırarak 210 bin tona çıkartacağız, yüzde 15 olan ihracatımızı da yüzde 25’e çıkartacağız. Ayrıca helal gıda belgesi sayesinde oluşturduğumuz yeni pazarlar bize önemli referans olacak” diye konuştu.
 
Helal’e Kaanlar dopingi
 
Helal Gıda sektörünün en önemli firmalarından Kaanlar, sağlıklı üretim ve tüketim konusunda gösterdiği hassasiyetle dikkat çekerken, 4-7 Eylül 2014 tarihleri arasında İstanbul CNR’da düzenlenen Helal Gıda Fuarı’nın da gözdelerinden oldu. Kaanlar Pazarlama Satış ve İş Geliştirme Grup Müdürü Abdurrahman Kaan, sektörün dinamiklerini aktarırken Türkiye’nin ‘Helal Gıda’ konusunda daha aktif rol alması gerektiğini ve halkın bu konuda bilinçlenmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.
 
32 ÜLKEYE 8 MİLYON LİRALIK İHRACAT
Türkiye’nin 80 ilinde hizmet vermeye devam ettiklerini, bölge olarak tali bayilikler verdiklerini kaydeden Kaan, “Firma olarak 32 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ortadoğu ülkeleri ve Türki Cumhuriyetler’de önemli bir ağırlığımız var” dedi. Kaan, “Japonya’dan Amerika’ya, Hong Kong’tan  Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada ihracatımız var. Mısır, Fas, Kuveyt, Irak, Lübnan ve Suudi Arabistan’da daha aktifiz. 2013 yılında 8 milyon liralık ihracat cirosu yaptık. Bu yıl bu rakamı 13 milyon liraya çıkarmayı hedefliyoruz. Ciro olarak da ilk 500’e giren firmayız” şeklinde konuştu.
 
RUSYA PAZARINA DA GİRECEK
 
Yöresel ürünlere ağırlık verdiklerini, ithal ürün gruplarını Türkiye’de ürettiklerini söyleyen Abdurrahman Kaan, Rusya pazarına giriş hazırlıkları yaptıklarını belirterek, “Grubumuzda 750 çalışan bulunuyor. Süt ürünlerinde 10 bin üretici ile temas halindeyiz. Zeytinde ise 2 bin üreticiyle çalışıyoruz. Toplamda 50 bin kişi, 10 bin aileye hizmet ediyoruz. Çalışanlarımızı maddî yönden tatmin ediyoruz. Çalışmalarımız bölgesel kalkınmaya da katkı sağlıyor. Helal dairede tüm işçilerimizin önceliklerine kulak veriyoruz. Üretimden tüketim sürecine kadar bu hissiyata sahibiz.”
 
HELAL GIDADA TOPLUMUNBİLİNÇ SEVİYESİNİ YÜKSELTMEMİZ GEREKİYOR
 
“Sivil toplum kuruluşlarına helal bilincinin geliştirilmesi alanında görevler düşüyor” diyen Abdurrahman Kaan, “Toplumun hassasiyetinin geliştirilmesi ve bilinçlendirme önemli bir öncelik. Tarımsal kobicilik ön planda olmalı. Çiftlik modellemelerinin sektöre ivme kazandıracağını düşünüyoruz. Hammadde tedariğindeki iyileştirmeler ve teşvikler doping etkisi yapar. Sektörde önemli bir istihdam açığı var. Kalifiye ve sertifikalı eleman öncelik arz ederken Doğu’daki birkaç il dışında çalıştıracak işçi bulmakta zorluk çekiyoruz. Kamunun desteği arttıkça çözüme ulaşmamız da daha kolay olacak” şeklinde konuştu.
 
Helal Fuarı’nın ardından
 
Allah’ın size verdiği rızıklardan Helal ve Tayyib olarak yiyin ve inandığınız Allah’tan korkun.  (Maide Sûresi 88. âyet)
 
5. Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı, 4-7 Eylül tarihlerinde CNR Fuar merkezinde gerçekleşti.
5. Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarında gıda, kozmetik ve sağlık ürünlerine ilave olarak Helal Turizm, Helal Lojistik, Helal Tekstil, Helal catering ve restoran, Helal Finans da yer aldı. 5.defa gerçekleştirilen uluslar arası fuar etkinliği ile Türkiye Helal ve Tayyib Pazarında büyük bir aktör olduğunu bütün dünyaya ilân etti. Dünyanın 2. Büyük Helal ve Tayyib Ürünler Fuarı yoğun bir katılım ve ziyaretçi trafiğine sahne oldu. Katılımcı firmalar bekledikleri ilgiyi gördüklerinden dolayı oldukça memnun olduklarını ifade ederken, helal ve tayyib ürün taleplisi halkın ziyaretleri ve ilgisi de görülmeye değerdi.
Fuarın en önemli etkinlikleri arasında GİMDES’in projelerinden biri olan 7. Uluslararası Helal ve Tayyib Ürünler Konferansı gerçekleştirildi.
 
NE KONUŞULDU?
Konferansta 15 farklı ülkeden alanında uzman;
* Helal Et üretiminde kesim öncesi ve sonrası endüstriye uygulamadaki sorunların neler olduğu ve bu sorunlara çözüm önerileri, 
* Gıda, kozmetik ve ilâçlarda kullanılan katkı maddelerinin Helal Sertifikalı Üretimde kullanımının gereksinimi, 
* Transgenik Ürünlerde (GDO)’nun sağlık üzerine etkileri ve aslında Helal Sertifikalandırma çalışmasının GDO’lu ürünler için yapılmaması(!) gerektiği, 
* Sadece günlük hayatta kullanılan ürünler değil, aynı zamanda turizm, yemek ve havayolu gibi hizmet sektöründe Helal Sertifikalandırmanın gerekliliği ve ihtiyacı konuları detaylı bir şekilde işlendi.
 
Üretimin her aşamasında hassas davranıyor
 
Erpiliç, 1969 yılında 200 civcivle başladığı üretim sürecine, 1991 ve 1994 yılları arasında Er Civciv şirketini kurarak devam ettirdi. 1995 yılında ERYEM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. adı altında yem fabrikasını kurarak entegrasyonun ilk adımları atıldı. Şu anda 2 bin 300 çalışanı, 1300 üreticisi ve 70 bayisi ile de faaliyetine devam etmektedir. 2007 yılında % 16 büyüme gerçekleştiren Erpiliç, 2008 yılında da saatte 16.000 gün / 240.000 adet kesim kapasiteli kesimhaneye yeni makine yatırımları yaparak saatte 22.000 gün / 330.000 adet kesim kapasitesine ulaştı.
 
PİLİÇTE EN ÖNDE ERPİLİÇ
 
Üretim tesisleri HACCP Gıda Güvenliği belgesine sahip. Ayrıca ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi, ISO 22000- 2005 Gıda Güvenliği Sistemi Belgesi, TSE Standartlarına uygunluk belgelerine ve İhracat Ön İzin belgelerine sahip. Yeni ürünler geliştirmeye büyük önem veren, pazarını genişletme ve geliştirme doğrultusunda piliç pane, piliç nuget, piliç kroket hazır mutfak ürünleri ile marketlerde yerini almıştır. Bu tesiste şirket prensibi olarak en yüksek teknoloji kullanılmaktadır.
 
DENGELİ BESLENME VURGUSU
 
Tüketicisinin sağlıklı ve dengeli besleme arzusunda olan “ERPİLİÇ” tesislerinde, hijyenik ve İslâmî kurallara uygun kesim yapılmakta olup ürünleri bütün piliç, parça ürünler, şarküteri ürünleri, tabaklı ürünler, sakatatlar ve işlenmiş ürünler olarak gruplandırılmıştır. Sürekli olarak teknolojiye ve insana yatırım yaparak kalite anlayışından vazgeçmeyen Erpiliç, istikrarlı büyüme trendinde pazar payını büyüterek yoluna devam etmektedir.
 
Doğal ve Helal kozmetik ondan sorulur
 
Kimya Yüksek Mühendisi Kudret Livaoğlu 2007 yılında yayımlanan ‘Sağlıklı Hayat’ isimli kitabının ardından ilk etapta ‘sadece’ kendisi için geliştirdiği doğal kozmetikleri tek tek
piyasaya sürüyor. Şu an hayatınızı kolaylaştıracak 28 farklı doğal ürün piyasada…
 
Hayatınızda kendiniz ve eviniz için kullandığın kaç ürün var hiç saydınız mı? Peki, bunların hemen hemen hepsinde kanserden tutunda alerjik reaksiyonlara kadar birçok olumsuzluğa kapı aralayan zararlı kimyasallar olduğunu biliyor musunuz? Tabiî ki çoğu kişi etiket arkalarında yazan kimyasalları ve işlevlerini bilemez. Ama bizim için düşünen, doğal içerikli alternatifler hazırlayarak hem işimizi kolaylaştıran hem de bizi birçok hastalıktan koruyanlar da var. İşte Kudret Livaoğlu da onlardan biri. Türkiye’nin ilk doğal deodorantını üreterek çıktığı yolda bugün çamaşır deterjanından tutun da leke çıkarıcıya kadar birçok ürünle doğal hayata katkıda bulunuyor. Çünkü ona göre; her meslek sahibinin insanlığa hizmet etmek gibi bir vebali var.
Naturalive’nin öncelikli amacını ise: “Bazı gıdalar-katkı maddeleri kadar kozmetik ürünlerin de sağlığı olumsuz etkilediği bilincini oluşturmak ve alternatif doğal ürünlerle insan sağlığını korumak” şeklinde açıklıyor.
“Ben çok makyaj yapmam, kozmetik ürünlerle aram iyi değildir” diyenler bile gündelik hayatında sabun, şampuan, diş macunu, deodorant, sıvı sabun, nemlendirici, saç kremi kullanmıyor mu? İşte bu tarz tüketiciler için de bir araştırma yapılmış. Buna göre; en mütevazı insanlar dahi günde ortalama 9 kozmetik ürün kullanarak 126 değişik içeriğe sahip kimyasala maruz kalıyormuş. Zararlı kimyasalların olumsuz etkileri üzerine birçok çalışmanın yapılmasının sebebi ise deri ile alınan kimyasalların direkt kana karışmasıymış.
 
Artık bilinçlenme zamanı
 
Bir ürünün helal olması Müslümanlar için çok önemli. Kudret Livaoğlu da bu konuda çok hassas üreticilerden biri. Başlangıçtan bu yana hem doğal hem de helal kriterlerine göre yaptığı ürünlerini helal sertifikalandırma kurumu GİMDES tarafından da onaylanmış. Çünkü ona göre bir ürünün sadece alkol ve hayvansal katkı içermemesi helal olması için yeterli değil. Aynı zamanda insan sağlığına da zarar vermemeli... Zira bir bebeğin zararlı kimyasallara maruz kalması daha anne karnında başlıyor. Bugün bebek kordonlarından alınan kan örneklerinde 400 çeşit zararlı madde tesbit ediliyor. Bu açıdan annelere büyük iş düşüyor. Florida Üniversitesi de benzer bir araştırma yapmış. Birçok diş macunu ile sabunun içinde bulunan triclosan maddesi anne karnındaki bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkiliyormuş. Tek amacı dişlerini temizlemek olan bir annenin bebeğine zarar verebileceğini düşünmesi mümkün değil, ama maalesef durum bu kadar ciddî. Öyleyse önce kendiniz sonra da sevdikleriniz için artık bilinçlenme zamanı…
Naturalive ürünlerine www.naturalive.com.tr adresinden ulaşabilmek mümkün.
 
 
SEYİDOĞLU’NDAN YENİ BAKLAVA MARKASI
 
‘Sultanbacı’yı 20 ülkeye ihraç edecek
 
Tatlı sektörünün 65 yıllık üreticisi Gaziantepli Seyidoğlu Helva Reçel, satın aldığı Sultanbacı markasıyla baklava üretimine başladı. Hâlihazırda İngiltere ABD gibi önemli pazarlara Sultanbacı markasıyla ürünlerini ihraç eden firma, 20’den fazla ülkeye Türk baklavasını da tattıracak. İstanbul Hadımköy’deki fabrikalarına baklava üretimi için 1 milyon TL yatırım yaptıklarını anlatan Genel Müdür Mehmet Göksu, “Gaziantep’in geleneksel tatlılarını orijinal tarifleriyle üretiyoruz. Geçen Ramazan ayıyla birlikte lezzetlerimiz arasına Sultanbacı Baklavalarını da ekledik. Baklavamızın tüm malzemelerini Antep’ten getirterek ürettik. İlk etapta mağazalarımız aracılığıyla iç pazara sunacağımız baklavamızı yurt dışına da ihraç edeceğiz. Sultanbacı Baklavasıyla Osmanlı lezzetlerini Türkiye ve Dünya’ya sevdireceğiz” diye konuştu.
 
İNGİLTERE’DE EN BEĞENİLEN MARKALAR ARASINDA
 
Helva, Reçel ve Tatlı çeşitleri başta olmak üzere 350 çeşit üretim yapan Seyidoğlu Helva Reçel, Sultanbacı markasıyla baklava imalatına da başladı. Hadımköy’deki fabrikalarına ek üretim tesisi kuran Seyidoğlu, 14 mağazasında da tabelâ değişikliğine gitti. 3 aylık hazırlık sürecinin ardından altyapı ve Ar-Ge çalışmalarını tamamlayarak geçen Ramazan ayı itibariyle satışa başladıklarını aktaran Göksu, “Sultanbacı Seyidoğlu ile birlikte büyüyen Premium markalarımızdan biridir. Bu yeni yapılanmayla hedefimiz Gaziantep’in Baklavasını en yüksek standart ve lezzette üreterek dünyaya açmaktır. Geçen Ramazan ayıyla birlikte günlük 1 ton olarak başlayacak üretimimizi zamanla 2 tona kadar çıkarmak ve satış noktalarımızı artırmak istiyoruz. AVM içlerinde ve işlek caddelerde mağaza çalışmalarına başladık. Şu anda Sultanbacı İngiltere pazarında en beğenilen markalar arasında yer alıyor. Avrupa ve Amerika gibi pazarlarda iyi tanınan markamıza iç pazarda da yer açacağız” diye konuştu. Göksu, Seyidoğlu Gıda olarak helva, reçel, tahin, pekmez gibi geleneksel üretimlere devam edeceklerini sözlerine ekledi.
 
HELAL’in GÖZDESİ OLAN En lezzetli acılar
 
Şekeroğlu Baharatçılık, çeyrek asırlık tecrübe ve sorumluluk birinciyle oluşturduğu Sıra, Halogen ve Kaffka markaları ile Türkiye’de bir ilk olan Pratik Köfte Setleri, Türk Kahvesi, Menengiç Kahvesi, Hazır Sahlep, Kahvaltılık Zahter ve Meyve Aromalı Toz İçecek çeşitlerini kapsayan geniş bir yelpazede üretim yapmakta ve halkımızın beğenisine sunmaktadır.
 
Başta çiğ köfte olmak üzere Türk damak tadının en lezzetli acılarını tüketicileriyle buluşturmayı hedefleyen Şekeroğlu Baharatçılık, Türkiye’de ilk olarak ürettiği Sıra Çiğköfte setiyle pazarda ön plana çıkıyor. Şirketin yeni hedefi de Avrupa’da hizmet veren Türk marketlerine ürünlerini ulaştırmak.
Şekeroğlu baharatçılık, Güneydoğu Anadolu’dan tüm Türkiye’ye yayılarak, ülkenin ortak yemek kültürü haline gelen çiğ köfte için kolay olmayan malzeme tedarikini ortadan kaldırıyor. Şekeroğlu, pratik olarak hiçbir malzeme aramadan herkesin hazırlayabileceği ‘Sıra Çiğ Köfte Seti’ni hazırladı. Bu set et hariç, çiğköftenin bütün malzemelerini içeriyor.
 
ETLİ’NİN ALTERNATİFİ
Etli çiğ köfte yemeyen ve sevmeyen tüketicen gelen talepler doğrultusunda etli çiğ köfte setine alternatif olarak üretilen patates püreli setle de tüketiciler kendi çiğ köftelerini hazırlayabiliyorlar. Siz tuz dahi koymayın’ sloganı ile yola çıkan firma bu konuda çok iddialı. Ürün tüketicilere, 15 dakikada çiğ köfte yiyebilme imkânı sunuyor.
Bu arada, etli ve etsiz çiğ köfte setiyle piyasa lider olan Şekeroğlu, Anadolu’nun vazgeçilmez lezzetleri olan Mercimekli Köfte ve Ekşili Kısır’ı da ürün gamına ekleyerek tüketicinin beğenisine sundu.
 
TÜRKİYE’DE BİR İLK
Sıra Çiğ köfte setiyle Türkiye’de bir ilk olmayı avantaja çevirmek istediklerini belirten Şekeroğlu Baharat Genel Müdürü Necmettin Şekeroğlu, hedeflerinin “kaliteden ödün vermeden hep ön sırada kalmayı başarmak” olarak belirlediklerinizi ifade etti. Kurumsallaşma yolunda gerekli adımları atan Şekeroğlu Baharatçılık, Tarım Bakanlığı tarafından verilen tüm gıda üretim sertifikalarının yanı sıra gıda güvenliği yönetim sistemi HACCP ile kalite yönetim sistemi ISO 22000 belgelerini de alarak, müşteri memnuniyetini esas alan bir kuruluş misyonuyla yoluna devam ediyor.
 
SEKTÖRÜN İLK ÜÇÜ İÇİNDE
Üretimin % 60’ını iç pazara % 40’ını ise dış pazara sunmakta olan Şekeroğlu Baharatçılık, yurt dışında ve yurt içindeki fuarlara katılarak ürünlerinin tanıtmanın yanı sıra piyasadaki gelişmeleri ve sürekli değişen teknolojiyide izleyerek vizyonu geliştiriyor. Avrupa’da hizmet veren tüm Türk marketlerine ürünlerini ulaştırmak için çalışan şirket ayrıca sürekli ürün ve hizmet kalitesini arttırarak kendi sektöründe her zaman ilk üç firma arasında yer almayı da kendisine hedef olarak belirlemiş.
 
Helal Market: İslâm dünyasına giriş kapısı

Helal Dünya Marketler Birliği Başkanı Hüseyin Gülüm, Eylül ayı başında gerçekleştirilen Helal Gıda Fuarı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, bu tarz etkinliklerin uluslararası anlamda daha da yaygınlaştırılması gerektiğini söylerken, kendilerinin de Helal’i sahiplenerek millete katkı ve şuurlu davranma önceliği kazandırmaya devam edeceklerini kaydetti. Bu yıl da GİMDES öncülüğünde düzenlenen fuarın Ehl-i Sünnet için vazgeçilmez bir platform olduğuna dikkat çeken Gülüm, bu tarz uluslar arası organizasyonun hem üreticiyi hem de nihaî tüketiciyi bilinçlendirdiğine vurgu yaptı.
Fuarın İslâm âlemi için bir nevi giriş kapısı olduğuna dikkat çeken Gülüm, “Fuarda 110 metrekarelik yerimizde deneme reyonumuz, gıda sunumumuzun olacağı platformumuz yer aldı. Bu konsept önemli ve bizim için umut verici oldu. Halkımızın algısını değiştirecek adımlar için gayret içerisindeyiz” dedi. Helal gıdada sektörel bir hareket beklediklerini ve GİMDES ile bu hareketliliğin daha da artacağının altını çizen Helal Dünya Marketler Birliği Başkanı Hüseyin Gülüm, “Karmaşık alış veriş helal ve güvenli anlayışla netlik ve güven kazanacak. Biz de marketlerimizde güvenli tüketimin yaygınlaşmasına öncülük ediyoruz. Bu faydalı hareketin tutulması için gayretimiz sürecek” şeklinde değerlendirmede bulundu.


Okunma Sayısı: 3252
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı