"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AYAŞ KÜLLİYAT BİTİRME PROGRAMINA İŞTİRAK EDEN NUR TALEBELERİ Külliyat bitirme programının ruhumuzda bıraktığı lezzet

21 Eylül 2014, Pazar
Bir milletin gençliği ne zaman Kur’ân ve ondan lemean eden ilimlerle teçhiz ve tahkim edilmişse, o vakit o millet terakkî ve teâlî etmeye başlamıştır.
 Gençlik, iman ve İslâmiyet ihtiyacıyla yanan ruhlarını Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’un füyuzat ve envârıyla doldurmaya başlamıştır. Böylelikle tahkikî bir imana sahip olacak gençliğimiz dinsizliğe, komünistliğe karşı mücadele edip vatanlarını İslâm düşmanlarına asla sattırmayacaklardır. Bunun için, eğer komünistler mürekkep ve kâğıdı yok etmek imkânını da bulsalar, benim gibi birçok gençler ve büyükler fedai olup, hakikat hazinesi olan Risale-i Nur’un neşri için, mümkün olsa derimizi kâğıt, kanımızı mürekkep yaptıracağız… Evet, evet, evet. Binler defa evet!..’’ (Zübeyir Gündüzalp)
Ebedden ve ebedî Zattan başkasına razı olmayan, O’ndan başkasına teveccühte tatmin olmayan ve tenezzül etmeyen bir çok lâtife ile mücehhezdir insan. Mahiyet-i camiası itibarıyla insan, bu lâtifeleri fıtrî seyrine kanalize etmek durumda ve her birini kendine has ubudiyete sevk etmekle mükellef ve muvazzaftır. İşte Risale-i Nur bu murakabeyi temin etmekte ve kıyamete kadar da ’’Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali vardır.’’ gibi manevî tahşidatları telkin etmekte ve bu cihetle âlem-i İslâm’ın mânevî bir halaskârı olmaklığı itibarıyla da kıymetşinaslığı noktasında söze hacet bırakmayan en son ve en ekmel bir tefsir-i Kur’ândır.
Tatilmiş, gezmekmiş, eğlenmekmiş… Bir yere kadar oldu. Tefessüh etti ve zeval buldu. Fıtrî olmadığı için insanı tatmin edemedi. Fıtrî olmadığından fıtrat reddetti ve âfakî meşguliyet ve heveslerin nefs-ül emirdeki elem eserlerini gösterdi. Dünya meşguliyetlerinden bir nebze de olsa uzak kalabilmek, hususan bu helâket ve felâket asrında çok mühimdir. Hz. Peygamber (asm) ’’Ahirzamanda mağaralara çekilin’’  ifadesiyle bu zamanın dehşetli fırtınalarına dikkat çekmiştir. Ahlâksızlık çirkefinin bir tufan gibi intişar ettiği bu zamanda medreseler ve medreseleri ihya eden Nurların okunması bu cihetten çok ehemmiyetlidir. Üstad Hazretleri ağabeylere hitaben: “Kardeşim benden sonra sizlerin en ehemmiyetli vazifelerinizden biri, Risale-i Nurların talimi olsun demiştir.” Bütün insanlığın istifadesine sunulan Risale-i Nurların talimini ve okunmasını, Hz. Üstad’dan gelen bir emir kabul ederek bu vazifeyi bihakkın ifa ederek istifade etmeliyiz.
’’Maşallah Said’e!.. Bugün 200 sayfa okudu, hem de anlayarak..’’ diyerek en evvel kendisi, hakkıyla numune-i imtisal olan Hz. Üstad, talebelerini çok okumaya ve talime teşvik etmiştir. Zira Hz. Üstad bütün sıkıntıların ve dertlerin sebebini Risale-i Nurları dikkatle okumamakta ve hadiseleri Risale-i Nur mihengine vurmamakta görüyor. Risale-i Nur Külliyatını devredecek kadar uygun zaman, ancak yaz aylarında bulunabiliyor. Okulların tatil olduğu bu dönemde gençlerin bir araya gelerek Külliyat Bitirme programları icra etmeleri heyecan uyandırıyor. Risale-i Nurların lise ve üniversite talebesi olan gençler tarafından 25 günde mütalâa ederek bitirmek, Nurların intişarına da bir vesile olacaktır inşallah...
Evet, hergün en az 200 sayfa okuyarak tamamını yaklaşık 26 günde bitirmiş olduk. Sabit olarak 25 kişinin düzenli olarak okuduğu, 40 kişinin de 5-10 gün müddetle okuyup gittiği bir program oldu. Bu programların en güzel meyvesi elbette Külliyatın tamamının kesintisiz olarak okunması, hatmedilmesi. Bunun yanında farklı illerden de iştirak eden yeni kardeşlerle de tanışmaya ve sohbete vesile olması, ayrı bir nimetti.
 Nur Hizmeti, kardeşlerin güzel örnek olması, tesanüdü muhafaza etmek, ders müzakeresinde muhatap olmak gibi düsturları havidir. Bu cihette bu programlar da  bu güzel hasletleri beraberinde getiriyor. Günde yaklaşık 10 saat Risalelerle meşguliyet kalpte rahat, ruhta sürur ve lâtifelerde bir inkişaf meydana getiriyor. Bu ulvî hazzı bizlere yaşattığı için Cenâb-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun diyoruz. Bizlere programda şevk kaynağı olan Vakıf Ağabeylerimiz Ömer Faruk, Ahmet, Onur ve Hamdi Ağabeylere gayret, feragat ve himmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Zaman zaman programa gelip müzakereli derslerle iştirak eden Ömer Tuncay, Ali Vapur, Orhan ve İbrahim ve Mahmud Ağabeylerden de Allah razı olsun. Enva-i çeşit leziz yemekleriyle ahçımız Karabey Ağabey’e de gönülden teşekkürler. On üç yaşında bizlere numune-i imtisal olan Risalelerin bir kısmını da bitiren büyük ruhlu kardeşimiz Erkam’a da iştiraklerinden dolayı teşekkür ederiz..
Zübeyir sadakatiyle, Bayram ihlâsıyla, Sungur feragatiyle, Ceylan lâtifeleriyle ve Tahiri takvasıyla, Cenâb-ı Hak şu hizmet-i imaniye ve Kur’âniyede talebe-i ulum sıfatına bizleri de nail eylesin.
 İnşallah bu gibi, daha pek çok programlarda, uhuvvet ve muhabbetle beraber olabilmek ümidiyle...
Okunma Sayısı: 1271
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı