İnsanlar, okuduklarının % 10’unu, işittiklerinin % 20’sini, gördüklerinin % 30’unu, görüp işittiklerinin % 50’sini, söylediklerinin % 70’ini, yapıp söylediklerinin % 90’ını hatırlamaktadırlar. Bu araştırmanın sonuçlarına baktığımızda, yaşayarak öğrenmenin kalıcılığı ortaya çıkarak dikkatlerimizi bu yöne çevirmemiz gerekir. Burada en büyük rolü oynayacak olan öğretmen olduğuna göre, öğretmenlerimizin, kendilerini anlayabilme, yeteneklerini geliştirebilme ve toplum yararına kullanabilme becerisine sahip olmalarıyla mümkündür. Bununla birlikte, planlı çalışma alışkanlığını kazanabilme, ferdi girişimde bulunarak, bunu başarı ile sürdürebilme, ilk önce kendine ve sonrasında da başkalarına güvenebilme, kendi görüşlerini başkalarına etkili bir şekilde anlatarak, farklı görüş, anlayış ve çalışmaları hoşgörü ile karşılayabilmelidir.
Özellikle ilçemize yeni atanan öğretmenlerimizin, çevrenin şartlarını ve insanlarının yapısını göz ardı etmeyerek, öğrenciyi tanıma, gözleme ve bu çalışmalarından edinilecek verilerin eğitim ve öğretim sürecinde göz önünde bulundurulması eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğunun bilincinde olması gerekir. Bütün bu belirlenen hedeflere ulaşmak için, eğitim süreci içerisinde en büyük rol elbette öğretmenlerimize düşmektedir. Günlük yaşantımızda sık sık karşılaştığımız bir konuyu nazarlarınıza arz etmek ihtiyacı hissettim. Şöyle ki; iyi bir insanın yapmaması gereken davranışların, küçüklerini itenlerin, incitenlerin, yediği yiyecek artıklarını etrafa savuranların, yerlere tükürenlerin, ağaç dallarını ve çiçekleri koparanların, birbirlerine küfür edenlerin, sıralarda iki büklüm oturanların, söz almadan konuşanların, kaldırım dururken yolda yürüyenlerin ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz olumsuz davranışlarda bulunan öğrencilerimizin azımsanmayacak kadar fazla olduğunu görmekteyiz.
Eğitici çalışmaların amaçlarından da anlaşılacağı gibi, eğitici çalışmalar, öğrencilerde oluşması istenilen davranışları uygulama, geliştirme, pekiştirme, ifade ve becerilerini gösterme imkânı vermektedir. Burada en önemli etkenin öğretmenler olduğunu, öğretmenlerimizin özellikleri, öğrencilerini amaçlar yönünde yetiştirmek için gösterecekleri çaba, ders dışı çalışmaları, ders sürecindeki faaliyetleri, öğretmenlerimizin eğitim süreci içerisindeki faaliyet düzeylerini ortaya koyar. Eğitim düzeyinin yükseltilebilmesi için, öğretmenlerimizin yeterli bilgi, beceri ve davranışlarla donatılmış olmaları yanında, öğretmenlik mesleğini sevmesi, severek  seçmesi, bu mesleğin öneminin bilincinde olması, bu ağır sorumluluğu almaya ve gereken özveriyi göstermeye hazır olmaları gerekir. Bununla birlikte, öğretmen konuşmasıyla, davranışlarıyla, giyinmesiyle örnek bir model olduğunu, öğrencilerin öğretmenleri gibi olmaya özendiklerini bir an bile unutmamalıdırlar.
Öncelikle, kutsal bir meslek olan öğretmenlik mesleğini icra eden bütün eğitimci ordusunun bu bilinçle hareket etmeleri temennisiyle, ilçemize yeni atanan öğretmenlerimize hoş geldiniz diyor, ahlâklı, erdemli ve istikbal vaat eden öğrenciler yetiştirmelerini arzuluyoruz.