"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

TARİHİN AYNASI: Manisa

17 Mart 2012, Cumartesi
Bu hafta yolculuğumuza Ege Bölgesi’nin nüfusu ile ikinci büyük şehri olan Manisa’da devam ediyoruz. Manisa deyince aklıma ilk gelen meşhur mesir macunudur. Şifa kaynağı mesir macunu günleri ile de dikkatleri üzerine çeken bu güzel şehrimiz, aynı zamanda tarihî olarak da zengin bir geçmişe sahiptir.
TARİHİ: Tarih boyunca hemen her büyük medeniyetin dikkatini çekecek kadar zengin olmuş Manisa topraklarının geçmişi Yontma Taş Devri’ne kadar uzanır. Bölge Lidya bölgesi olarak bilinen bölgenin tamamına yakına Manisa’dadır. Bölgede başka Sard (ya da Sardis) olmak üzere sayısı yirmiyi aşan antik kent mevcuttur.
Salihli yolu üzerinde de Sard antik şehrinin kalıntıları var. İlginç mimarisi ile dikkati çeken ve çok güzel bir antik şehir.
Osmanlılarda ise Manisa Sancağı, geleceğin padişahlarının ilk görev yeridir. Şehzadeler, Manisa bölgesinin yönetiminde sorumlu tutulup, idarecilik yeteneklerini geliştirirlerdi.
Strabon tarafından Katakekaumene (Yanık Ülke), olarak anılan Kula yakınlarında 1,1 milyon yıl ile 12 bin yıl arası süreçte gerçekleşen volkanik patlamalar dolayısıyla oluşmuş geniş bir arazi vardır. Yapılan araştırmalarda bölgede Yontma Taş Devri’nden kalma 15 bin ile 25 bin yıl öncesine ait ayak izleri bulunmuştur.
Tarihte ilk altın parayı basan Lidya Krallığının başşehri bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan Sard şehridir. Bin tepeler bölgesinde Lidyalılardan kalma Tümülüsler ve kral mezarları bulunmuştur. Antik ticaret yolu Kral Yolu da İran ve Mezopatamyandan başlayarak ve il sınırları girerek Lidya Krallığının merkezi Sard şehrine uğrardı. (Bu gün buraların kazı çalışmaları hâlâ devam etmektedir.)
Hıristiyanlıktaki önemli 7 kiliseden, 3’ü bu ildedir; “Sardes, Philadelphia, Thyateira”
İlin Osmanlı dönemindeki adı ise “Saruhan”dır. Adını Saruhan Beyliğinden alır.

ULU CAMİ VE KÜLLİYESİ
Spil Dağı’nın kuzey eteklerinde, şehre hâkim bir konumda yer alan külliye cami, medrese ve türbe ile kuzeydoğusundaki hamamdan meydana gelmiştir. Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi tarafından 1366 yılında Mimar Emet bin Osman’a yaptırılmıştır. İnşasında kaba yonu taş, tuğla ve bazı antik mimarî unsurlar kullanılmıştır.
Cami, enine dikdörtgen bir plana sahip olup sekizgen ayak sistemi üzerine oturan bir büyük kubbeyle örtülmüştür. Tek minareli olan caminin hakikî kündekari tekniği ile yapılmış olan minberi Beylikler Dönemi Türk ahşap oymacılığının şaheserlerinden biridir. Minber kapısı Manisa Müzesi’nde muhafaza edilmektedir.
“Fethiye Medresesi” adıyla da anılan medrese, caminin batı bitişiğinde tek eyvanlı, iki katlı olarak camiden on yıl kadar sonra aynı mimar tarafından yapılmıştır. Şehrin en eski medresesi olan yapının kuzeye bakan taç kapısının her iki yanında birer çeşme bulunmaktadır. Cami ile medrese arasındaki geçidin güney duvarından açılan bir kapıyla girilen türbede bulunan dört sandukanın İshak Çelebi ve ailesine ait olduğu sanılmaktadır. Külliyenin hamamı ise “Çukur Hamam” olarak bilinmekte olup günümüzde hayli harap bir durumdadır. Hamamın külliyeye gelir getirmesi amacıyla yapıldığı vakfiyesinden anlaşılmaktadır.

SİNAN BEY MEDRESESİ
Karaköy semtinde yer alan medrese, 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed’in müderrislerinden Titrek Sinan Bey tarafından yaptırılmıştır. Beylikler dönemi mimarisinden klâsik Osmanlı mimarisine geçiş özellikleri gösteren açık avlulu tarzdaki medreseye giriş, kuzeye bakan bir taç kapı ile sağlanmaktadır. Dikdörtgen planlı medresenin güney cephesinde mescid–dershane, doğu ve batı kanatlarında ise beşer oda yer almaktadır. Vakfiyesinden, medresenin yanında bulunduğu anlaşılan sübyan mektebi günümüze ulaşmamıştır.”
Manisa’nın birçok tarihe ışık tutan eserleri var. Niobe (Ağlayan Kaya), Kybele Kaya Anıtı, Peri Bacaları, Kula Volkanları, Bintepeler, Fosil Ayak İzleri gibi asırlara dayanan ilginç hikâyeleri ile dikkat çekmekte. Bu kadarını sizlerle paylaşarak, gidip görmenizi tavsiye ediyorum. Manisa durağımız haftaya kaldığı yerden devam edecek, yeniden görüşmek üzere.

Kaynaklar: 1- Vikipedi. 2- TC Kültür ve Turizm Bakanlığı.
3- Türkiye Gezgini.

MERVE İRİYARI
[email protected]
Okunma Sayısı: 9568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı