"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akıllı telefonlar, akıllı robotlar ve akıllı insanlar

Halil AKGÜNLER
04 Kasım 2017, Cumartesi
Önceleri sadece tuşlu cep telefonlarımız vardı. Ve onları konuşmak ve iletişim kurmak için kullanıyorduk.

Sonraları ise akıllı telefonlar icat edildi. Artık bir çok işimizi bu akıllı telefonlarla yapabiliyoruz. Adeta bu telefonlar küçük bir bilgisayar hükmüne geçti. Aynı zamanda bu telefonlar kamera yolu ile görebiliyor, hoparlör ve mikrofon yolu ile konuşabiliyor, dokunmatik ekran ile bir deri gibi teması hissediyor, ağ bağlantısı ile çok uzaklardaki bilgi merkezleri ile iletişim kurabiliyor. Ve görünen o ki bu teknoloji gelişmeye devam edecek ve yakın bir gelecekte çok farklı uygulamaları görme imkânımız olacak.

Akıllı telefonların bu gün için çalışma yapısına baktığımız zaman iki önemli unsur dikkatimizi çekiyor. Donanım ve yazılım. Tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi telefonlarda da kamera, işlemci, hafıza, ekran, mikrofon gibi donanım kısmı vardır. Bir de bu donanımı çalıştıran ve işlevlerini yerine getiren yazılım kısmı vardır. Yazılım dediğimiz şey bir telefonun olmazsa olmaz kısmıdır. Gerçi donanım da öyledir. Bu iki cihet birbirine öyle bağlıdır ki birbirisiz olamazlar. Donanım olmadığı zaman yazılım bir işe yaramaz, yazılım olmadığı zaman da donanımdaki özellikler çalışmaz. İşte parite denilen, dualite denilen veya çift yaratılış diye tabir edilen mesele burada da kendini gösterir. Yani işleyen her şeyde olduğu gibi, bu akıllı telefonlarda da maddî yapı dediğimiz donanım kısmı ve manevî yapı dediğimiz ve kotlardan meydana gelen yazılım kısmı mevcuttur. Yazılım ne kadar mükemmel ve bu yazılımın işleyeceği donanım da yeterli ise o zaman istenen netice elde edilir. Günümüzde akıllı telefonlarda hem yazılım hem de donanım kısmında sür’atli bir gelişme var. Daha şimdiden bazı telefon firmaları ürettikleri telefonlarda “yapay zekâ” kullanmaya başladılar. Bu da yakın bir zamanda bu akıllı telefonların sizinle konuşup, bir çok konuda müzakere edebilecek bir kabiliyete erişeceğini gösteriyor.

Tıpkı şu an robotlarda olduğu gibi. Dikkat edilirse robotlarda yazılım tarafında “yapay zekâ” kullanılıyor. Bu sebeple robotlar bir insan gibi davranış sergilemeye başladılar. Zaten robot yapımında doğrudan insan taklit ediliyor. Robotlar üzerinde yapılan çalışmalar tıpkı insanlar gibi davranış sergilemesi doğrultusunda yapılıyor. Bu gün için bu teknoloji daha başlangıç aşamasında. Zaman içinde çok daha ilginç gelişmeler olacağı açık. Bu noktada yine akıllı telefonlarda olduğu gibi robot teknolojisi de iki ana temel üzerine kuruludur. Donanım ve yazılım. Maddî yapı dediğimiz; görmesi, işitmesi ve konuşması ve temas ederek bir şeyi tutmaya çalışması, hafızası ve bazı enerji kaynakları donanım kısmını teşkil eder iken, bütün bu donanımı çalıştıracak olan emirler ve işlevler de yazılım kısmını teşkil eder. Bir başka deyişle robotun gözle görünen şekli tıpkı insan gibi maddî yapıyı temsil ederken, geri planda çalışan manevî kısmı olan yazılım kotları da ruh, akıl, şuur gibi manevî kısmı temsil eder.

Zaten robotlar tamamen insan taklit edilerek geliştiriliyor.

İnsanın da iki önemli ciheti vardır. Birincisi beyin, kalp, göz, kulak, deri, dil, iç organlar gibi gözle görülen maddî yapısı, vücudu; diğer tarafta ise ruh, his, şuur, akıl, vicdan gibi manevî yapısı. Maddi yapısına donanım, manevî yapısına da yazılım dense çok da hatalı olmaz. Adeta maddî yapısı Kudret-i İlâhî tarafından inşa edilip düzenlenmiş ve tesviye edilmiş. Bu maddî yapı üzerine de bulunduğu hayat ve çevre içinde yaşamasını temin edecek bütün iş ve işlevleri ihtiva eden bir kotlar ve emirler bütünlüğü olan ve İlm-i İlâhî ve İrade-i İlâhiye tarafından harika bir yazılım ve işletim sistemi yüklenmiş.

Bakın Nurlarda bu hususa nasıl dikkat çekilmiş:

“Evet, insan bir çekirdeğe benzer. Nasıl ki o çekirdeğe kudretten mânevî ve ehemmiyetli cihazat ve kaderden ince ve kıymetli program verilmiş; tâ ki toprak altında çalışıp, tâ o dar âlemden çıkıp, geniş olan hava âlemine girip, Hâlıkından istidat lisanıyla bir ağaç olmasını isteyip, kendine lâyık bir kemâl bulsun. İşte, aynen onun gibi, insanın mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazat ve kaderden kıymetli programlar tevdi edilmiş.” (Sözler) ifadede geçen “kudretten ehemmiyetli cihazat” tabiri insana verilen vücut ve göz, kulak, dil gibi diğer aza ve organlara işaret ederken, “kaderden kıymetli programlar” tabiri ise doğrudan ruh, akıl, his, şuur gibi manevî program ve yazılıma işaret ediyor.

Dikkat:

İnsanların san’atları ne kadar İlâhî san’attan düşük derecede ise, öyle de insanların robot gibi yapıları çalıştırmak için kullandıkları yazılım ve programlar da İlâhî yazılım ile kıyaslanamaz. Çünkü İlm-i İlâhînin ve İrade-i Külliyenin yazdığı bir kanunlar, kurallar ve işlevler manzumesi olan ruh programı ve yazılımı insanın dahili ve harici vücudunu doğrudan ilgilendiren çok harika ve hayat sahibi bir yazılımdır.

Okunma Sayısı: 2380
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı