"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Azrail Aleyhisselâm’ın vazifesi

Halil AKGÜNLER
05 Mart 2017, Pazar
İnsan ölümden korkar, çekinir. Şu güzel dünyasını bırakıp gözle görmediği berzah ve ahiret âlemlerine gitmekten endişe eder, evhamlanır.

Ölüm vazifesini yüklenen Azrail isimini duyduğu zaman ister istemez titrer ve ruh dünyasında daralmalar meydana gelir. Kendisini şu güzel dünyasından koparacak ve bütün sevdiği dostlarından ayıracak olan ölüme ve bu vazifeyi deruhte eden Azraile iyi gözle bakmaz. Hatta insanların bu tavır ve duygularını tam olarak hissettiği için, ruhları kabzetmek vazifesi ile görevlendirildiği zaman Hazret-i Azrail Aleyhisselâm, “Kabz-ı ervah vazifesinde Senin ibâdın benden şekvâ edecekler, küsecekler” diye Cenâb-ı Hakk’a münacatta bulunmuş. Cenâb-ı Hak da lisan-ı hikmetle, “Seninle ibâdımın ortasında musîbetler, hastalıklar perdesini bırakacağım—tâ şekvâları onlara gidip senden küsmesinler” diye ilham ederek onu teselli etmiş.

Evet, Hazret-i Azrail Aleyhisselâmın vazifesi kolay değil. Bu vazife insanın hiç de hoşuna gitmeyen bir vazife, zahiri manada ürkütücü ve korkutucu. Ancak meselenin iç yüzüne bakıldığında bu vazifenin ne kadar mühim ve gerekli olduğu az bir dikkatle görülebilir.

Bu mühim meseleye Nurlarda şöyle dikkat çekilmiş:

“Bir gün bir duâda, “Yâ Rabbi! Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin şerlerinden muhafaza eyle!” meâlinde duâyı dediğim zaman, herkesi titreten ve dehşet veren Azrail namını zikrettiğim vakit, gayet tatlı ve tesellidâr ve sevimli bir hâlet hissettim, Elhamdülillâh dedim. Azrail’i cidden sevmeye başladım. Melâikeye iman rüknünün bu cüz’î ferdinin pek çok meyvelerinden yalnız bir cüz’î meyvesine gayet kısa bir işaret ederiz. Birisi: İnsanın en kıymetli ve üstünde titrediği malı, onun ruhudur. Onu zâyi olmaktan ve fenadan ve başıboşluktan muhafaza etmek için kuvvetli ve emin bir ele teslimin derin bir sevinç verdiğini kat’î hissettim.1

Her bir meselenin güzel, olumlu ve pozitif yönünü nazarlara sunan Risale-i Nur; ölüm gibi yüzü soğuk olan dehşetli bir hadisenin de güzel taraflarını nazara veriyor. Ölümün üzerindeki zahiri dehşetli perdeyi kaldırarak, arakasındaki sıcak ve güzel yüzünü gösteriyor. Adeta mü’min insana ölümü sevdiriyor. Aynı zamanda ölüm hadisesinde Azrail Aleyhisselâm’ın ne kadar mühim bir vazife gördüğüne de işaret ediyor. Bu vazife tam olarak idrak edildikten sonra Azrail’i de sevdiriyor. Gerçekten de işin iç yüzü nazara alındığında Azrail’i sevmek ve onun vazifesine itimat etmek gerekiyor. Çünkü Azrail Aleyhisselâm insan ruhunu “zâyi olmaktan ve fenadan ve başıboşluktan muhafaza etmek” gibi çok mühim ve ebedî hayat için hayatî bir görev üstlenmiş.

Azrail Aleyhisselâm’ın en mühim vazifesi ruhun kabzedilmesidir. Nasıl ki hayat insan bedenine “ruh üflenmesi” yolu ile başlamış. Dünya hayatının son bulması da ruhun bedenden çekilmesi, adeta soğrulması, yani emilmesi ve kabzedilmesi ile olur. İşte bu vazife ölüm meleğinin vazifesidir. Ölümün mahiyeti ise, insan ruhunun kendi tünelindeki kara kabir diye tabir edilen kara delik sürecinden ruhlar âlemine, berzah ve kabir âlemine intikalidir. Bu ise çok çetin ve dehşetli bir hal ve hadisedir. İşte bu süreç içinde Azrail Aleyhisselâm insana hem emin bir emanetçi, hem en doğru bir yol gösterici, hem de berzah âlemine kadar arkadaşlık eden munis bir yoldaş olur. Zira insan ölüm yolu ile görmediği ve şartlarını bilmediği bir âleme gitmektedir. İnsan ruhu uzunluk ve kısalığı insandan insana göre değişebilen berzah yolunu şaşırabilir, başıboşluğa düşebilir, yanlış yerlere gidebilir. İşte Azrail Aleyhisselâm insan ruhunu muhafaza ederek doğrudan berzah âlemine intikal ettirir.

Ölüm olayı bir yönü ile insanın dünya hayatına gelmesine, yani doğum hadisesine benzer. Nasıl ki bir çocuk anne karnındaki güzel dünyasını terk edip şu güzel dünyaya geldiği zaman bir ebe ve hemşirenin yardımı ile temizlenir, kundaklanır ve emin bir beşiğe yerleştirilir. İşte aynen bunun gibi, insanın ölümü de ahiret ve berzah âlemlerine bir doğum gibidir. Azrail Aleyhisselâm da bu doğumda manevî bir hemşire gibi, insan ruhunu alır, kundaklar ve onu emin bir şekilde berzah hayatına teslim eder.

Mezkûr ifadede geçen, “titreten ve dehşet veren Azrail namını zikrettiğim vakit, gayet tatlı ve tesellidâr ve sevimli bir hâlet hissettim” tabiri ile bu hususa dikkat çekilmiş.

Azrail Aleyhissselâm ölüm anında insanlara nasıl gözükmektedir?

Bu sualin cevabı geniş bir şekilde 28. Mektupta geçmektedir. 

Kısa bir özetle cevap vermek gerekirse: Azrail Aleyhisselâm’ın insan ruhunu kabzetmesinde üç farklı meslek olduğu görülüyor.

Birinci mesleğe göre: “Kabz-ı ruh vaktinde insanın âyinesine temessül eden melekü’l-mevtin insanî ve cüz’î bir misali” insan ruhunu alıyor.

İkinci mesleğe göre: “Hazret-i Azrail Aleyhisselâm’ın her ferde müteveccih bir yüzü ve bakar bir gözü vardır.” İşte her insana bakan o misali melek insan ruhunu kabzediyor.

Üçüncü mesleğe göre ise: “Kabz-ı ervâh eden, taife taifedir.” Azrail’in bir avânesinin misalî taifesinden birisi insan ruhu kabzetmektedir.

İşte bu üç mesleğe göre anlaşılan şudur ki: Azrail Aleyhisselâm her bir insana farklı bir şekilde gelir ve farklı bir şekilde gözükür. Bu gözükme ise insana ve insanın davranışlarına, yaşayışına ve inançlarına bağlıdır. İnsan adeta bir ayna gibidir. Azrail Aleyhisselâm da bu aynada misallenerek insana gözükür. Kişi mü’min ise aynası parlak ve güzel olacağından, elbette ki Azrail   de (as) güzel ve munis bir şekilde temessül edecektir, ölüm anında o kişiye korkmayacağı bir şekilde gözükecektir. Yok, kişi zalim bir kişi ise o kişinin aynası çirkin, puslu ve sisli olacağından Azrail Aleyhisselâm da muhakkak ki korkunç, dehşetli ve kalpleri titretir bir şekilde misallenecektir. İşte bu sebeple Azrail Aleyhisselâm’ın her kişiye özel bir bağlantısı, kişiye özel bir davranışı ve yine ölüm anında kişiye özel bir görüntüsü ve şahıslanması vardır.

Rabbim bütün mü’minlere Hazret-i Azraili güzel ve munis bir şekilde göstersin. Amin...

Okunma Sayısı: 7947
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan Çalışan

    5.3.2017 14:24:18

    Hazreti Azrail Azrail Aleyhisselamın,Neden ruhul emin oldugunu izah eden güzel bir yazı olmuş.İnsan,dogum,ölüm,kabir berzah ve ebede yolculuk konusunda bilgilendirici ve özelliklede " Ölüm olayı bir yönü ile insanın dünya hayatına gelmesine, yani doğum hadisesine benzer. "diye giriş yaptıgınız paragrafta HZ.Azrail Aleyhissalamın vazifesindeki güzellik aklı ikna edeci kalbe huzur verecek mahiyette olmuş.yazınızı zevk alarak okudum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı