"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fecr-i Sadık geliyor

Halil AKGÜNLER
22 Eylül 2016, Perşembe 08:00
Değerli kardeşlerimiz;

Sizlerle uzun bir süredir bu satırlar arasında buluşma fırsatımız olmadı, olamadı. Bu uzun süre içinde sağlık nimetinin ne kadar değerli ve kıymetli bir nimet olduğunu fiilen ve ayne-l yakin öğrenmiş olduk. Rabbim bütün hastalara şifalıklar versin, bütün dertlere derman, çaresizlere çare, darda kalanlara genişlikler nasip etsin.

İnşallah yine önceden olduğu gibi bu satırlar arasında Risale-i Nur eksenli, bilhassa bilim ve din konuları ağırlıklı olmak üzere yorum ve izahlar yapmaya çalışacağız. Cenâb-ı Hak niyet, amel ve fiillerimizi istikamet üzere sabit ve daim kılsın.

Bu yazımızda Risale-i Nurda geçen mühim bir müjdeyi nazarlara sunarak kısa bir izah yapacağız Müjde konusuna bilhassa dikkat çekmek istiyoruz. Zira yaşadığımız günler ve aylar itibari ile insanları ve cemiyeti ümitsizliğe sevk eden yüzlerce hadise zuhura geldi ve gelmeye de devam etmekte. Hem dünya ölçeğinde, hem İslâm âleminde, hem de ülkemizde çok ciddî hadiseler vuku buluyor.

Hususan İslâm âlemi şimdiye dek görülmemiş hadiseler ile çalkalanmakta. Tunus, Libya, Mısır’dan tutun da, Yemen, Irak ve Suriye’ye kadar çok ciddî bir kargaşa mevcut. Bu ülkeler adeta yangın yeri. İnsanlar ümitsiz, çaresiz, hayat güvenceleri yok hükmünde. Bilhassa Suriye. Sadece ülkemizin değil, bütün Avrupa’nın dengesini bozmak istidadında. Mülteci krizi bu gün için ülkemiz ve Avrupa açısından çok ciddî bir problem olarak gözüküyor. Ya şu aziz vatanımız? Bizim ülkemizde de çok ciddî problemler yaşanıyor. 15 Temmuz darbe girişimi milleti tahrip etmeye yönelikti. Askerimiz, polisimiz ve milletimiz tarafından bertaraf edildi. Ancak yine de bu hadise büyük bir travmaya sebep oldu. Mevcut yönetim aşırı şekilde tedirgin oldu ve bu tedirginlik doğrudan millete yansıdı. Suçlu suçsuz demeden toptancı bir zihniyetle yapılan tutuklamalar, görevden almalar, işten atmalar sonucunda binlerce insan sıkıntıya girdi. Süreçler devam etmekte.

İşte bütün bu hadiseler insanları ciddî bir ümitsizliğe sevk ediyor. Kişilerin gelecekten umutlarını tüketiyor. Bir yılgınlık ve bezginlik hali de mevcut. Zahire bakılınca haksız sayılmaz bu düşünce sahipleri. Zira insanları huzursuzluğa sevk eden yüzlerce sebep var.

Ancak Risale-i Nur gözlüğü ile baktığımız zaman hiç de umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmanın gerek olmadığını görürüz. Zira Nurlar bize “Şer görünen nice hadisenin arkasında büyük hayırlar” olduğunu öğretir. Hadiselere hep pozitif yönden bakmayı telkin eder. Olayların iyi tarafını görmeyi ve iyi düşünmeyi tavsiye eder. Geleceğe ise hep ümitle bakmamızı emreder.

İşte Hutbe-i Şamiyede geçen aşağıdaki ifade tam da bize müthiş bir ümit dersi veriyor:

“Hem de İslâmiyet güneşinin tutulmasına, inkişafına ve beşerî tenvir etmesine mümanaat eden perdeler açılmaya başlamışlar. O mümanaat edenler çekilmeye başlıyorlar. Kırk beş sene evvel o fecrin emâreleri göründü. Yetmiş birde fecr-i sâdık başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kâzip de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak.” (Hutbe-i Şamiye, s. 28) 

Ümit dolu, müjde dolu bu ifadeler İslâm âleminin bu günkü şartlardan çok daha kötü olduğu bir dönemde, ta 1911 yıllarında söylenmiş sözlerdir. Üstad Hazretleri bu ifadeleri 1950 sonrası tarihî işaretlerle tekrar kaleme alarak yine Hutbe-i Şamiye adlı eserinde neşretmiştir.

Buradaki müjdeler hem dünyayı, hem İslâm âlemini hem de ülkemizi doğrudan ilgilendiren müjdelerdir. Zaten 1950 sonrasında verilen bu müjdelerin bir bir tahakkuk ettiğini açıkça görmekteyiz. İslâmiyet bu süreç içerisinde dünya ölçeğinde, hür dünyada hızla ilerlemiş ve hâlâ da gelişmeye devam etmektedir. Bu günkü bazı sıkıntılar bu gelişmeyi engellemek üzere yapılmakta olsa da artık Batı âleminde İslâmın inkişafının önüne geçmek mümkün değildir. Ülkemizde ise gerçekten çok büyük gelişmeler olmuştur. Öyle ki artık dinî hassasiyeti yüksek olan kesimler birbiri ile kavga etmeye başlamışlardır! Her neyse...

Yukarıdaki ifadede geçen tarihlerin sadece ülkemiz açısından kısa bir tahlilini yaparak yazımıza son verelim.

İfadede geçen 1371 tarihi hicrî takvim esas alınırsa yaklaşık olarak 1951-52 yıllarına tekabül etmektedir. Bu yıllar bilindiği gibi tek parti zulmünün sona erip hürriyetçi Demokratların başa geldiği, ezanın aslına çevrildiği, eğitimde dinî kurumların açıldığı, vatandaşın maddî ve manevî yönden bir nefes aldığı dönemlerdir. İfadede geçen 30 yıl sonrası ise 1980-81 yıllarına tekabül etmektedir. Bu tarihte bir ihtilâl yaşanmasına rağmen İslâmî inkişafın önü kesilmemiş, hatta çok büyük hız kazanmıştır. Şerler hayırlara tebdil olmuştur. 40 yıl sonrası ise 1991-92 yıllarına karşılık gelmektedir. Bu yıllar da yine çok büyük inkişafların yaşandığı yıllardır. 30-40 yıl tabiri beraber alındığında ise 70 yıl sonrasına tekabül eden bu yıllar ise 2019-20 yıllarına karşılık gelmektedir. Demek ki Fecr-i Sadıkın nihaî tarihi 2020 yıllarıdır. İfadeye göre artık o yıllardan sonra İslâm’ın ve Risale-i Nur’un önündeki bütün engeller kalkacak ve her kesimin gözle görebileceği inkişaflar olacaktır. Zira fecr-i sadık, aydınlığın herkes tarafından görüleceği bir zemin ve zaman anlamına gelir.

Evet, bu gün için çok sıkıntılı ve sancılı bir dönemden geçtiğimiz açık. Ancak bu sancıların bir ölüm sancısından çok bir doğum sancısı da olduğu da açık. Az bir dikkatle görülebilir bu durumlar. Risale-i Nur’un önünde iki mühim engel vardı. Birisi diyanet sahasında, diğeri siyaset sahasında. Diyanet sahasındaki engel sıkıntılı bir süreçle bertaraf oldu. Görünen o ki yakın bir gelecekte siyasî engel de ortadan kalkacak. İşte o zaman Nurların, imanî ve içtimaî prensipleri ışığında, iman, inanç, hak, hukuk, demokrasi ve adalet gibi kavramlar güneş gibi parlayacak. Zaten fecri sadık da bu demek değil mi?

Evet, biraz daha sabır...

Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ederek geleceğe ümitle bakalım.

Okunma Sayısı: 9037
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • necati

    22.9.2016 22:36:56

    Gecmiş olsun. Allah razı olsun .

  • Harun

    22.9.2016 20:10:31

    Abi ayrıca geçmiş olsun, Allah afiyetler versin

  • Harun

    22.9.2016 20:09:17

    Ağabeyim, 30, 40 Bediüzzaman diyor. 70 nereden geldi. Ben de 40 dan 30 u çıkarıp 10 derim. Ağabeyim, Fecri Sadık güneşin doğuşu değildir, tan yerinin ağarmasıdır, yani sabah namazı vaktinin girmesidir, yanlış bilmiyorsam. Ortalık günlük güneşlik olacak demek değildir. Bizim evvelce duyduğumuz 30 veya 40 olduğudur. Yani 1981 veya 1991 olduğudur. O da şarta bağlıdır. Şartlar yerine gelmediği için 1981 olmamış, 1991 olmuştur. O cümleden bunu anlıyorum. Yani 25 yıldır Fecri Sadıktan sonra yaşıyorsunuz. Tabii güneş daha doğmamış olabilir, sıkıntılar olabilir.

  • niyazi özen

    22.9.2016 18:41:36

    Halil abi gecmiş olsun. Eminiz ki fecri sadık çıkacak. Hic bir zaman ümidimizi kaybetmiyoruz.Her gecenin bir sabahı vardır Ancak "otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak.” (Hutbe-i Şamiye, s. 28) " cümlesinde ki 30 ile 40 i toplamak biraz zorlama bir tevil olmuyor mu?

  • bilal

    22.9.2016 15:03:51

    Allah elbette Nurunu tamamlayacaktır inşallah

  • zeliha özpamukcu

    22.9.2016 11:15:34

    Allah razı olsun sizden, size bu yazıyı yazma ufkunu veren uastadımdan, onu bize lütfeden rabbimden ahir zaman insanlarına rahmet olarak gönderilen Peygamberimizden ve onun ehli beytinden, sahabilerinden.Bu öyle sağlam kopmaz bir ip ki bu kadar ümitsiz görünen ortamda bize ancak bu sağlam ve kopmaz ipe bağlı Risalei nur ve onun sadık talebeleri veriyor.Allah sağlık sıhhat ve hayırlı nurlu uzun ömür versi size.

  • özgür

    22.9.2016 10:17:04

    Ümitvarız elhamdulillah.Engeller bir bir kalkıyor tabi her engel kalkarken de sancılar yaşanıyor şu günlerde büyük engeller kalkmaya başladığı için sancılar da büyük.İnşallah Türkiyedeki maniler kalktığında da göğün bir anda kara bulutlardan temizlendiği gibi Alem-i İslamı karartan bulutlar sisler fırtınalar kalkacak.Allah razı olsun Risale i Nurdan çok ferahlatıcı bir müjdeyi nazara verdiniz.

  • Rüstem Garzanlı

    22.9.2016 09:01:58

    İbrahim bey, evvela geçmiş olsun.Bugünki müsibetlere karşı sabırla bekleyip, feçr-i sadıkın yakın zamanda zuhür edeceği müjdesini Üstadın işaretiyle göstermeniz büyük bir ümit olmuştur. Asrın müceddidi "Ümitvar olunuz şu istikbal inkılabı içerisinde en yüksek gür seda islamın sedası olacaktır" işte ümitle beklenilen yüksek gür sedanın zamanı yaklaşmıştır, inşaallah.... Sizi de tebrik ediyorum.

  • Abdurrahman KOÇAK

    22.9.2016 00:36:32

    Hoş geldiniz sayın İbrahim Akgünler..Geçmiş olsun Cenabu Hak şifalar versin...Ümitvar yazınız için Allah sizden razı olsun...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı