"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayat yolculuğu

Halil AKGÜNLER
20 Şubat 2017, Pazartesi
Şu gözümüz önündeki koca kâinatta sabit bir şey yoktur.

Her şey hareket eder. Küçük büyük bütün cisimler hareket halindedir ve sanki bir noktaya doğru akıp giderler. Maddenin en küçük yapısı olan atom içinde muazzam bir hareket vardır. Atom çekirdeği içindeki nötron ve protonlar daima titreşip durur iken, elektronlar ise çok büyük bir hızla çekirdek etrafında hareket ederler. Moleküller de benzer tarzda hareket ederler. Atomlar gibi dünyamız da sürekli hareket halindedir. Hem kendi etrafında döner, hem de güneşimizin çevresinde. Ay ve güneş de hareketsiz değildir. Onlarda dönmeye devam ederler. Ay dünya etrafında hareketine devam ederken güneşimiz de galaksinin çevresini dolanır. Hem de yüksek bir hızla.

Galaksiler de sabit değildir. Her bir galaksi içinde barındırdığı milyarlarca yıldız ve gezegenlerle birlikte dönmeye devam ederler. İçindeki bütün kütleler gibi şu koskoca uçsuz bucaksız kâinatın bizatihi kendisi de hareket halindedir. Akıl almaz bir hızla büyümeye ve genişlemeye devam eder. Bütün bu hareket ve seyahatlere dikkat edildiği zaman, sanki her şey bir yere gidiyor, bir noktaya doğru hareket ediyor, bir çekim merkezine doğru akıyor gibi bir mânâ zihne geliyor. Bütün bu hareketlerin elbette ki bir mânâsı olması gerekiyor. Âdeta bu kâinat çok hızlı büyüyen bir ağaç gibi. Sabit ve daim olan ahiret âlemlerine mahsulat yetiştiriyor. Sanki kâinattaki bütün bu hareketler ve değişmeler doğrudan ebedî âlemler hesabına çalışan bir dokuma makinesi gibi. Zira üretilen bütün bu güzel nakışlar ve dokumalar doğrudan bâki âlemlere akıyor. Tıpkı insanın hayat sürecinde yaşadığı haller gibi.

Nasıl ki kâinat büyük bir hareket ile ilginç bir seyahat yapıyor, benzer tarzda insan da küçük bir kâinat olarak garip bir hayat yolculuğuna mazhar oluyor. Anne karnında başlayan hayat yolculuğu bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık sürecinde devam ediyor. Ardından ölüm yolu ile kabir ve berzah hayatı başlıyor. Kıyamet sonrasında ise mahşer meydanında kendini buluyor. Burada hesaba çekildikten sonra sırat köprüsü ile devam eden hayat yolculuğu Cennet ve Cehennem dediğimiz ebediyet yurtlarında sona eriyor. Ebediyet yurdunda hangi merkezde karar kılacağımız ise bu dünyada yaşadığımız ömür süreci içinde tesbit ediliyor. İnsan bu dünyada yaşadığı kısa bir ömür içinde ebedî hayatını şekillendirecek fiil ve davranışlarda bulunuyor. Bu sebeple insanın hayat yolculuğundaki en önemli ve mühim süreç bu dünya hayatında yaşadığı anlardır. Çünkü insan hem Cennet hemde Cehennem hayatının biletini bu dünyada alıyor.

Bilhassa normal bir ömür süreci içinde bazı bölümler çok daha önemli. İnsanın hayat yolculuğundaki safhalara şöyle bir göz gezdirirsek; ilk ömrü anne rahminde geçer. Dokuz ay on gün gibi müddet içinde annesinin şefkatli sinesinde yaşamaya devam eder. Doğum sonrası gözünü bu dünyaya açtığı zaman âciz ve muhtaç bir haldedir. Her insanın doğum ve ölüm anlarında büyük benzerlikler bulunur. Zira doğarken de çıplak, aciz, muhtaç bir şekilde dünyaya gelir; ölürken de yine çıplak, aciz ve Rahmet-i Rahmana muhtaç bir şekilde dünyadan berzah âlemine göçer. İnsanın hayat sürecindeki farklılıkların daha çok  ortaya çıktığı zamanlar genellikle on beş ile kırk beş yaşları arasıdır. İyi-kötü, zengin–fakir, âlim–cahil, az-çok gibi bütün zıtlıkların çok yoğun olarak yaşandığı anlar işte bu yıllardır. İnsan hayatını sıfır noktasından başlayıp yine sıfır noktasında biten bir Gauss eğrisi gibi, yani bir çan eğrisi gibi göz önüne alır isek, eğrinin yükseklik noktası insan sayısı kadar farklılık gösterir.

İşte doğum ve ölüm anında sıfır çizgisi üzerinde eşit olan bütün insanlar, ömürlerinin gençlik ve olgunluk döneminde sosyal ve içtimaî yönden farklı derecelerde görünürler. Gençlikle birlikte devam hayat yolculuğunda bazıları zirve noktalara çıkar, sosyal hayatta başarılı işlere imza atarlar. Zengin bir iş adamı, yetenekli bir sporcu, kariyer sahibi bir müdür, parlak bir siyasetçi, ses getiren bir bilim adamı ve diğer güzel sosyal ve içtimaî mevkilerde bulunurlar. Bazıları da başarılı olamaz, istediğini başaramaz, daha aşağı mevkilerde yer bulabilir kendine. Bu süreç orta yaş sonrasına kadar devam eder. Yaşlanmaya başladıkça ise yine o eşitlik noktasına doğru gitmeye başlar. Çünkü yaşlandıkça sanki insan doğduğu anlara geri dönme sürecine girer. Yani o âciz ve muhtaç haline. Yaş ilerledikçe dünyanın şatafatlı halleri insana bir fayda vermez. Sosyal ve içtimaî hayattaki yüksek mevkiler de câzibesini yitirmeye başlar. 

İşte gençlik ve olgunluk döneminde doğru ve istikametli bir yolda devam eden bir kişi ebedî hayatın en mühim ticaretini yapmış olur. Bu devrede ömrünü Allah rızası yolunda sarf eden, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet eden, ibadetini yapıp günahlardan kaçınan kişi hayat yolcuğunun en önemli safhasını emniyetli bir şekilde geçmiş olur. Yaşlanmaya başladıkça ister istemez yüzünü ahirete döndürecek olan insan, gençlik devresini iyi olarak atlatması gerekiyor. Zaten dikkat edilirse insan en çok hataya bu devrilerde maruz kalıyor. Gençlikte yapılan yanlışlıklar, günahlar ve hatalar ömür boyu insanı takip ediyor.

Hatta ahiretteki bir çok azap ve sıkıntının da yine gençlik hayatında yaşanan olumsuz ve yanlış davranışlar olduğu Nurların bir yok yerinde izah edilmiş. İşte doğumdan ölüme, ölümden ebedî hayata uzanan bu hayat yolculuğunda ömrümüzü Allah yolunda sarf edebilir isek, âhiretteki bir çok menzilden İnayet-i İlâhî kolaylıkla ve suhuletle geçebilir, Cennette ebedî bir saadete erebiliriz. Aksi taktirde Cehennem gibi bir azap yurduna düşer, sıkıntı çekeriz. Rabbim bütün insanlara hidayet nasip eylesin ve bizleri istikametli bir şekilde bir hayat sürerek ebedî saadete mazhar kılsın. 

Okunma Sayısı: 2822
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı