"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruha benzeyen genetik yazılımlar -1

Halil AKGÜNLER
05 Aralık 2017, Salı
Ruhun ilâhî bir işletim sistemi, ilâhî bir program ve yazılım olduğunu “ruh üfleme” adlı makalemizde izah etmeye çalışmıştık.

Bu yazımızda ise Risale-i Nur’dan bazı ifadeler naklederek meseleyi biraz daha açıklığa kavuşturma gayreti içinde olacağız.

Geçmiş bazı yazılarımızda kısaca temas ettiğimiz iki anekdotu nazarlara sunarak başlayalım:

“Hayvâniyetten çık, cismâniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir. Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun. İşte o âlemin anahtarı, marifetullah ve vahdâniyet sırlarını ifade eden “La ilahe İllallah” kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir.” 1

“Evet, insan bir çekirdeğe benzer. Nasıl ki o çekirdeğe kudretten mânevî ve ehemmiyetli cihazat ve kaderden ince ve kıymetli program verilmiş; ...İşte, aynen onun gibi, insanın mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazat ve kaderden kıymetli programlar tevdi edilmiş.” 2

Mezkûr ifadelerde geçen “ruhu işlettirmektir” tabiri doğrudan ilâhî bir işletim sistemine işaret ederken, “kudretten ehemmiyetli cihazat” tabiri ise insandaki göz, kulak, dil, beyin ve diğer cismanî azalara, yani donanım kısmına işaret etmekte. “Kaderden kıymetli programlar” tabiri ise insandaki yazılım yönüne, yani manevî bir işletim sistemine işaret ediyor. Zaten “programlar” kelimesi çok ilginç bir şekilde günümüzdeki bilgisayar programları ve yazılımları gibi bir manayı zihinlere nakşediyor.

Bu iki anekdotla ilgili kısa açıklamaları ihtiva eden makaleler önceden yazılmıştı.

Şimdi ise ruhun bir ilâhî işletim sistemi, yani ilâhî bir yazılım olduğuna dair iki mühim ifadeyi sunmak istiyoruz.

İşte o ifadeler:

“En basit mertebe-i hayatta olan masnu böyle ise, en yüksek tabaka-i hayatta ve ervâh-ı bâkıye sahibi olan insan ne kadar bekà ile alâkadar olduğu anlaşılır. Çiçekli ve meyveli koca nebatatın bir parça ruha benzeyen herbirinin kanun-u teşekkülâtı, timsal-i sureti, zerrecikler gibi tohumlarda kemâl-i intizamla, dağdağalı inkılâplar içinde ibkà ve muhafaza edilmesiyle; gayet cem’iyetli ve yüksek bir mahiyete mâlik, haricî bir vücut giydirilmiş, zîşuur, nuranî bir kanun-u emrî olan ruh-u beşer ne derece bekà ile merbut ve alâkadar olduğu anlaşılır. 3

“Madem bir parçacık ruha benzeyen o çiçeğin kanun-u teşekkülü, timsal-i sureti bir Hafîz-i Hakîm tarafından ibkà ediliyor, dağdağalı inkılâplar içinde kemâl-i intizamla zerrecikler gibi tohumlarında muhafaza ediliyor, bâki kalır. Elbette, gayet cemiyetli ve gayet yüksek bir mahiyete mâlik ve hâricî vücut giydirilmiş ve zîşuur ve zîhayat ve nuranî kanun-u emrî olan ruh-u beşer, ne derece kat’iyetle bekàya mazhar ve ebediyetle merbut ve sermediyetle alâkadar olduğunu anlamazsan, nasıl “Zîşuur bir insanım” diyebilirsin? Evet, koca bir ağacın bir derece ruha benzeyen programını ve kanun-u teşekkülâtını, bir nokta gibi en küçük çekirdekte derc edip muhafaza eden bir Zât-ı Hakîm-i Zülcelâl, bir Zât-ı Hafîz-i Bîzevâl hakkında, “Vefat edenlerin ruhlarını nasıl muhafaza eder?” denilir mi? 4

Bu ifadelerin içinde geçen “bir parça ruha benzeyen her birinin kanun-u teşekkülâtı,” ve “koca bir ağacın bir derece ruha benzeyen programını ve kanun-u teşekkülâtını” cümleleri doğrudan ruhla ilgili çok mühim ip uçları veriyor.

Bu ifadelerde bir çiçeğin tohumunda veya bir ağacın meyvesindeki çekirdeğinde yazılan teşekkül kanunları ruha benzetilmiş. Peki bir tohumda ve bir meyve çekirdeğinde ne yazılıdır? Bu günkü bilimin tarifine göre orada yazılı olan şey genetik şifrelerdir. Yani o ağacın bütün özellikleri çekirdeğindeki DNA’lara ve genetiğine yazılmıştır. Genetikte var olan ise doğrudan bir yazılımdır. O ağacın nasıl olacağı, nasıl büyüyeceği, ileride nasıl bir görev ifa edeceği, nasıl meyve verip tekrar nasıl bir çekirdek üreteceği gibi ağacın bütün gelecek hayatını ilgilendiren şeyler o çekirdeğe yazılmıştır. İnsanlık bu gün bir miktar bu yazılımı keşfetmiş ve hayretinden şaşkınlık içindedir. Çünkü çekirdeğe DNA ve genetik şifrelerle yazılan yazı mükemmel bir yazılımdır. Bu yazılım toprak perdesi altında çalışmaya başladığı zaman mu’cizevî bir şekilde fidan, dal, gövde, yaprak, çiçek ve meyve süreçlerini netice vermektedir. İşte bir tohuma ve çekirdeğe yazılan bu ilâhî yazılım bir parça ruha benzetilmiş. Demek ki ruh, bu çekirdekteki yazılımdan çok daha harika, çok daha ileri bir yazılım ve mahiyeti çok yüksek olan, akıllı, şuurlu, canlı bir ilâhî işletim sistemidir.

Dipnotlar:

1. Lemalar, s. 236. 2. Sözler, s.431. 3. a.g.e, s.118. 4. a.g.e, s. 697.

 

 

 

 

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 5346
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı