"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrûtiyet, cumhuriyet ve demokrasi üçgeni

Halil ELİTOK
05 Ağustos 2016, Cuma
Meşrûtiyet nedir? Meşrûtiyetin cumhuriyetle ve demokrasiyle ilgisi var mıdır? Varsa hangi ölçülerdedir? gibi konularında bilgiler arz etmeye çalışacağım.

Meşrûtiyet, cumhuriyet ve demokrasi kelimelerinin anlam ve uygulamaya nasıl yansıması gereken hususları Risale-i Nur perspektifinden bakarak anlatmaya çalışacağım. Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için meşrûtiyetin zıddı olan istibdat kelimesinden başlamak daha doğru olur. Bediüzzaman istibdat ve meşrûtiyet kelimelerini şöyle izah etmektedir:

Suâl: “İstibdat nedir; meşrûtiyet nedir?”

Cevap: İstibdat tahakkümdür, muâmele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vâhiddir, sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir, zulmün temelidir, insâniyetin mehasinidir. Sefâlet derelerinin esfel-i sâfilînine insanı tekerlendiren ve âlem-i İslâmiyet’i zillet ve sefâlete düşürttüren ve ağrâz ve husûmeti uyandıran ve İslâmiyet’i zehirlendiren, hattâ her şeye sirâyet ile zehrini atan, o derece ihtilâfâtı beyne’l-İslâm îkâ edip, Mûtezile, Cebriye, Mürcie gibi dalâlet fırkalarını tevlid eden, istibdattır. Evet, taklidin pederi ve istibdad-ı siyâsînin veledi olan istibdat-ı ilmîdir ki, Cebriye, Râfızi’ye, Mûtezile gibi İslâmiyet’i müşevveş eden fırkaları tevlid etmiştir.

Suâl: “İstibdat bu derece bir semm-i katil olduğunu bilmezdik. Lehü’l-hamd, parçalandı. Onu esâsiyle tedâvi edecek olan tiryâk-ı meşrûtiyeti bize târif et.”1

Cevap: Meşrûtiyeti tefsir etmeyeceğim. Belki hükümetin hedef-i maksadı olan meşrûtiyet-i meşrûâyı beyân edeceğim. İşte, Meşrûtiyet: “Ve işlerde onlarla istişare et.”2 ve “Onların aralarındaki işleri istişare iledir.”3 âyet-i kerîmeleri ve “Semadan Muavinlerim Cebrail ve Mikaildir. Yeryüzünde benim iki Muavinim, Ebu Bekir ve Ömer’dir.”4 Hadis-i şerifleri bu konunun tecellîsidir ve Meşveret-i Şer’iyedir. O vücud-u nûrânînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi mârifettir, lisânı muhabbettir, aklı kânundur, şahıs değildir. Evet, meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir.5

Meşrûtiyeti herkesten ziyade Şeriat nâmına alkışladım. Lâkin yine korktum ki, başka bir istibdat tekrar o zannı tasdik eder, diye ne kadar kuvvetim varsa Ayasofya Camii’nde meb’usana hitaben feryat ettim. Ve söyledim ki: Meşrûtiyeti, meşrûtiyet ünvanı ile telâkki ve telkin ediniz.6

Hakaik-ı Meşrûtiyetin sarahaten ve zımnen ve iznen dört mezhepten istihracı mümkün olduğunu dâvâ ettim.7

Hem de mânâ-yı meşrûtiyete iptilâ ve muhabbetimin sebebi şudur ki: Asya’nın ve âlem-i İslâm’ın istikbalde terakkisinin birinci kapısı meşrûtiyet-i meşrûa ve şeriat dairesindeki hürriyettir. Ve talih ve taht ve baht-ı İslâm’ın anahtarı da meşrûtiyetteki şûrâdır. 8

Cumhuriyet ve demokrat mânâsındaki meşrûtiyet ve kanun-u esasî denilen adalet ve meşverettir.9

O zaman meşrûtiyet, şimdi o kelime yerine Cumhuriyet konulmuştur.

Demokrasi ve İslâm arasında zaman zaman ilişkiler kurulduğu görülmektedir. İlk defa Meşrûtiyet döneminde, Mithat Paşa’nın başkanlığında Namık Kemal ve diğer Yeni Osmanlılar grubu; parlamenter ve anayasalı bir sisteme geçmek üzere kendi fikirlerine bir gerekçe ararken, İslâm’ın demokratik prensipler taşıdığını söylemişlerdi.

İslâm’da esas olan yöneten ve yönetilenler arasında adaletin gerçek anlamda uygulanabilmesidir. Bu manada yönetilenler Hz. Ömer (ra) misalinde olduğu gibi gördüğü bir yanlışın hesabını yöneticilere sorabilmeli ve yöneticiler de bunu tahammülle karşılayabilmelidirler.

Dipnotlar:

1- Nursi, Said; Münâzarât, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1999, s. 22. 2- Âl-i İmran Sûresi, 3/159.3- Şura Sûresi, 42/38. 4- Hakim, 3046; Tirmizi, 3613.  5- Nursî; a.g.e. s. 23. 6- Nursî; a.g.e. s. 24. 7- Nursî; a.g.e. s. 25. 8- Nursî; a.g.e. s. 55. 9- Nursî; a.g.e. s. 69.

Okunma Sayısı: 2003
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    5.8.2016 11:39:08

    Bir basım hatası olmuş; mana tam tersine dönmüş. İstibdat için (hâşâ) "insâniyetin mehasinidir. " denmiş. "İnsaniyetin mâhîsi" olacaktı. Baki selamlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı