Gün, birlik olma ve dua zamanıdır. Ülkemizin üzerindeki buhran bulutlarının dağılması için birliğimizi muhafaza zamanıdır. Dualarımızın artırılması zamanıdır. Allah’ın emrine ve Hz. Peygamber’in  (asm) emrine daha çok sarılma zamanıdır. Böyle zamanlarda birtakım kırıp dökmelerin haddi hesabı yoktur. Ancak öfke yerini sabra bırakmalıdır. Teenni ile ve temkin ile ve akl-i selim ile hareket edip, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ifade ettikleri gibi “her şey hukuk içerisinde çözülmelidir.” Bu ülke hepimizin ve ileride telafisi mümkün olmayan bir yola girilmemelidir. Canlar yanmamalı ve yuvaların yıkımına fırsat verilmemelidir. Kin ve nefret tohumlarının atılmasını kollayan insanlara fırsat verilmemelidir.

Böyle zamanlarda “bulanık suda balık avlamayı” seven insanların en çok baş vurdukları silah iftira ve yalan silahıdır. Yalanın sosyal faciasını Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), zina, hırsızlık, içki gibi fenalığı herkesçe müsellem olan içtimâî âfetlerden de beter ilân edip mümin ve Müslümanlık vasfı ile bağdaştıramadığı yalan (ve iftiranın) fitne zamanında son derece artacağına dikkat çekiyor.  Yüzde doksanı yalana dayanan günümüz siyasî hayatının hakiki değerlendirmesini mü’minlerin isabetle yapabilmesi için Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın bu ikazına da muhtacız. Zîra hemen hemen yalan ve iftira üzerine oturtulmuş olan günümüz siyasetinin girmediği Müslüman aile kalmamıştır.

Hz. Peygamberin kıyamet fitnesi zuhur ettiği zaman artacağını haber verdiği “herc”in ne olduğu sorulunca, İbn-i Mesud’dan gelen bir rivayette Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı vermiştir: “el-Katlu ve’lkizbu” yani “artacak olan herc’ten maksad haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemektir.”1

İhtilâl dönemlerinde hep yaşana gelen bir durum vardır. Böyle durumlarda İftiralar, gammazlamalar, öç alma ve intikâm hisleri kabarır ve haksız yere sağa-sola saldırır. Böyle hallerde ölçümüz Hz. Peygamber’in (asm) şu hadis-i şerifi olmalıdır: “Öyle fitneler olacak ki, o zamanda bir kimse, mümin olarak sabahladığı halde, kâfir olarak akşamlar. Allah’ın ilim (vermek sureti) ile ihya edip hayatlandırdıkları müstesna (onlar imanlarını kolay kolay kaybetmezler).” Hz. Peygamber (asm), bir başka hadis-i şerifte fitne çıktıktan sonra insanların hak ve hakikatı ayırt etme özelliği kaybolur. Böyle ortamlarda Hz. Peygamber (a.s.)’in şu sözü hareket tarzımızı belirlemelidir.   

“Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a kasem ederim ki, insanlar öyle bir devir yaşayacaklar ki,  katil niçin öldürdüğünü, maktul niçin öldürüldüğünü bilmeyecek.” “Bu nasıl olacak?” diye sorulduğu zaman Hz. Peygamber şu açıklamayı yapar: “İşte bu herçtir. (Buna bulaştıktan sonra) ölen de öldüren de ateştedir.”2

Bu konuda hep duamız Allah bu Müslüman milleti fitneden, fesattan ve nifaktan korusun! Amin.