"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zekât malî ibadetlerin kutbudur

Halil ELİTOK
05 Haziran 2018, Salı
İslâm’da üç türlü ibadet şekli vardır. İslâm’ın beş şartı bu üç şekilde icra edilir.

Bedeni ibadetler: Namaz ve oruç,

Mali ibadetler: Zekât,

Hem bedeni ve hem de mali ibadetler: Hac ibadeti gibi.

Mali ibadetlerden olan zekât, muhkem bir farzdır. Terki caiz değildir. İnkârı küfrü gerektirir.

Hicretin ikinci yılında farz kılınan zekatın farziyeti kitap, sünnet ve icma’ ile sabittir.

Kur’an-ı kerimde bazı ibadetler ve salih ameller aynı ayetlerde peş peşe ehemmiyetine binaen beraber zikredilmişlerdir. Örneğin Namaz, zekât ile beraber zikredilmiştir.

“Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden zekâtını verenlerdir.”1  

Sebebi, namaz; hadiste ifade edildiği gibi “dinin direğidir.”2 

Zekât da İslâm’ın köprüsü olmasıdır. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.):

“Zekât, İslam’ın köprüsüdür”3 buyurur.

Kur’an-ı kerimde 18 yerde namaz ile zekât aynı ayetlerde beraber zikredilmişlerdir. Demek ki; birisi dini, diğeri asayişi muhafaza eden iki ilahi esastırlar. Bunun için birbirleriyle bağlanmıştır.

Yardım vasıtası zekâttır. İnsanların içtimai hayatının intizamını ve asayişini temin eden yegane vasıta zekâttır. Alem-i beşerde hayat-ı içtimaiyyenin hayatı, muavenetten doğar. İnsanların terakkiyatına engel olan isyanlardan, ihtilâllerden, ihtilâflardan meydana gelen felâketlerin tiryakı, ilacı muavenettir, yardımlaşmadır.

Evet; zekâtın vücubu yani farz kılınması ile ribanın faizin haramlığında büyük bir hikmet, yüksek bir maslahat, geniş bir rahmet vardır.

Evet, eğer tarihi bir nazarla sahife-i aleme bakacak olursan ve o sahifeyi lekelendiren beşerin mesavisine, hatâlarına dikkat edersen, hey’et-i içtimaiyede görülen ihtilâller, fesatlar ve bütün ahlâk-ı rezilenin iki kelimeden doğduğunu görürsün.

Birisi: “Ben tok olayım da, başkası açlığından ölürse ölsün, bana ne.”

İkincisi: “Sen zahmetler içinde boğul ki, ben nimetler ve lezzetler içinde rahat edeyim.”

Alem-i insaniyeti zelzelelere maruz bırakmakla yıkılmaya yaklaştıran birinci kelimeyi sildiren, ancak zekâttır.

Nev-i beşeri umumi felaketlere sürükleyen ve bolşevikliğe sevk edip terkkiyâtı, âsayişi mahveden ikinci kelimeyi kökünden kesip atan, hurmet-i ribadır.4 (Yani faizin haram kılınmasıdır.)

Zekâtın farziyeti fevridir. Senesi dolduğu zaman geciktirilmeksizin verilmelidir.

Zekâtın yerine getirilmesi yalnız vecibeyi ifa etmekle kalmaz, bundan başka birçok maddi ve manevi faydaları vardır. Peygamberimiz (asm.) bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Mallarınızı zekâtını vererek koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Bütün musibetler için Cenab-ı Hakk’a duaya hazırlanınız.”5

Dipnotlar:

1- Enfâl Suresi, 8/3.

2- Mutlu, Döğen, Hatip, a.g.e. c.2, s.533.

3- Terğib ve’t-Terhib, c.1, s.517.

4—Nursi, Said; İşaratü’l-İcâz, Yeni Asya Neşriyetı, İstanbul-1994. S.49. 

 5- Mutlu, Döğen, Hatip, a.g.e. c.2, s.308.

Okunma Sayısı: 1555
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı