"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Amca, kardeşim şimdi Cennette bizi mi bekliyor?”

HALİL KIZILIRMAK
19 Şubat 2014, Çarşamba
Risale-i Nur eczanesinden devâlar – 2

Dükkânda günlük işlerimi yaparken içeriye giren tanıdık bir müşterimin durgun ve üzgün hâli dikkatimi çekti. Yanına gidip hal hatır sorduktan sonra üzüntüsünün sebebini sordum. Derin bir ahh çekerek o âhı anlatmaya başladı. Öyle bir şekilde anlatıyordu ki, onu dinleyen çaresizliğini hemen anlardı.
“Benim 10 yaşındaki oğlumu biliyorsun pek gülmez, arkadaşlarıyla oynamaz, konuşmayı pek sevmez asık suratlının biriydi” dedi.
"Kardeşinin doğumuna çok, ama çok sevindi, evde zıplıyor, oynuyor, şakalar yapıyor, kardeşini öpüyor onunla konuşuyordu. Şen şakrak biri olup çıkmıştı. Tabiî hem kardeşinin doğumu, hem de kendisinin şen şakrak olması bizi çok sevindiriyordu. Günler böyle geçerken küçük çocuğumun ani ölümü oğlumu ve eşimi şoke etti. Onlara ne kadar dil döktüysem de anlatamadım. Çaresiz bir şekilde onların durumuna seyirci kalıyordum. Bu da beni çok etkiliyor, ne yapacağımı bilemiyorum" dedi.
Ailenin manevî durumunu az çok bildiğimden bu tür düşünceleri bana normal geliyordu. Ona yarın müsait bir vakitte gelmesini, kendisine bir ilâç getireceğimi söyledim. “Tamam” dedi ve ayrıldı.
Ertesi gün dediğim vakitte geldi, ona On Yedinci Mektub’dan “Çocuk Taziyenâmesi”ni okudum ve yer yer izahını yaptım. İzahını yaptığım konu ve misâlleri dinleyince şaşkınlık ve sevinçle “Bütün bunlar gerçek mi, yoksa beni rahatlatmak için mi söylüyorsun?” dedi.
Âyet ve sûreleri nazara verince "Bu söylediklerinin hepsi bu kitapta mı yazılı?" dedi “Daha fazlası da bu kitaplarda var” diyerek kitabı hediye ettim ve On Yedinci Mektub’u ailesine okumasını, okutmasını söyledim. Sevinçle ayrıldı. Bir hafta sonra oğluyla beraber dükkâna geldi. Hoş beşten sonra “Allah senden razı olsun, kitaptaki gerçekleri okuduktan sonra bakış açımız, düşüncemiz değişti; çok rahatladık, ne kadar güzel, insanları rahatlatan bir eser” gibi övücü sözler söyledi.
O âna kadar hiç konuşmayan oğlu, “Amca şimdi kardeşim cennette bizi mi bekliyor, orada onu göreceğiz değil mi?" derken yüzündeki sevinç gözden kaçmıyordu. Tabiî ki, bunların hepsi Kur’ân'dan süzülen mesajın zamanımızın manevî ihtiyaçlarına tatminkâr cevaplar veren bir iman hazinesidir.
Bu hazine ve devaları muhtaç insalara ulaştırmak için, ihsan-ı İlâhî tarafından omzumuza konulan bu vazifeyi acaba ne derece başarabiliyoruz?

Okunma Sayısı: 1529
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • H.ibrahim Karahan

    26.10.2021 04:13:00

    Allah razı olsun abi

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı