O tarihlerde Celal Bayar 96 yaşında idi ve hafızası fevkalâde idi, sual ve cevaplar 3 saati buldu. Geçtiğimiz Pazar günü “Demokrasi ve Kalkınma Müzesi”nin açılışı ve Süleyman Demirel ve kardeşi Şevket Demirel Beylerin takdim ve açış konuşmaları için İslamköy’deydik.

Sn. Süleyman Demirel 90 yaşında. Vücudu yıpranmış, fakat hafıza bütün tazeliği ile sahnede. Eğer Kudret-i İlâhî müsaade etse ve 20 yaş aşağı çekilse Türkiye’de hiçbir siyasetçi, karşısında hiçbir şekilde duramazdı ve özellikle bugün birlikte olurlardı...Açılıştaki hitabını, konuşmasını hem de irticalen 40 dakika dinledim ve Türkiye’nin bu zata ne kadar muhtaç olduğunu tekrar hissettim. Konuşmalarından ve tesbitlerinden verdiği sayısız rakamlardan bu milletin öncüleri geçinen siyasetçilerinin çok ders almaları lâzımdır. Hatta özellikle “Akil heyet” diye ortaya çıkan ve çıkarılan kişilerin evvelâ hayatta ve ayakta olan Sn. Demirel’in çalışma odasına gidip saatlerce ve günlerce bilgi ve ders almaları lâzımdır. Vatanperverliğin ne olduğunu, muhabbet-i milliyenin ne olduğunu ve canilerle eşkıyalarla yürümenin cinayet olduğunu öğrenmeleri lâzımdır. Binlerce kişi akın edip gelmiş, hem Sn. Demirel’i görmek ve hem de “Demokrasi ve Kalkınma Müzesi”nin açılışında bir vefa borcunu ifa etmek ve İslamköy’ün mânevî havasını teneffüs etmek için. Başta TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek, Sn. Kılıçdaroğlu, Sn. Bahçeli, Sn. Cindoruk’tan;  Sn. N. Cevheri’ye, Sn. Hikmet Çetin’e kadar geçmişinin bakanları ülkenin idarecileri, yazarlar basın mensupları TV yorumcuları ve gönül kahramanları ve yabancı devlet adamları katılmışlardı. Gelemeyenler mesajlar göndermişlerdi. Okunan 2 mesajdan birisi Sn. Abdullah Gül ve ikincisi de İlham Aliyev’den ve çok büyük alkış aldılar. Bizim bulunduğumuz mekân 2 bin kişilik idi. 10 bin kişilik yemek verildi. Hasılı Demokratlar oradaydı...

Müşâhedem ve Türkiye’nin bu gidişatında gerçek “Âkil heyet” bu salondan çıkarılması ve seçilmesi lâzımdı. Çoklarının kanaatı da bu idi. Yeni bir inşirahı ve Türkiye’nin sahipsiz olmadığını gördüm. Yeni bir kıvılcım ve yeni bir “Millî mutabakat” manasında, Hz. Bediüzzaman’ın dediği gibi “Salâhat başka, maharet başka.” Türkiye’nin kan gölüne ve iç harbe dönmemesi, şehirlerin kaybedilmemesi, bir parçalanma haritasının husûle gelmemesi için Sn. Demirel bilgi ve yeteneğinde “Maharetli” şûrâya muhtacız. Sn. Demirel’i alkış ve “Varol” sesleri içinde dinlerken kalbime Araf Sûresi 31’inci Âyet geldi. “Yiyiniz içiniz israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.” 50 yıl, yani yarım asır Türkiye’nin hizmetinde bulunan Sn. Demirel, ömrünün bir dakikasını boşa geçirmemiş ve Türkiye’nin bu yeni ender “Kalkınma Müzesi” de, bunları vatana millete lehte ve aleyhte konuşanlara açıklıyor ve belgeleriyle gösteriyor. Yeni doğanlar “Babayı” tanımayanlar siyasetçiler ve öğretim üyeleri için zaman seylinde buralara bir çalışma karargâhı olacaktır. Çok ve hem de çok alınacak dersler vardır.
Doğumundan bu güne kadar en küçük nesneyi ve hatıratı resim ve belge ile kayıt altına almış ve muhafaza etmiş. Devlet memurluğuna başladığı 1949 yılından bu yana geçen zaman seylinde 45 bin kitap 32 bin gazete 126 bin fotoğraf. Sn. Şevket Demirel Bey’in dediği gibi “Ankara’ya sığmadı onları bu kendi imkânlarımızla yaptırdığımız müzeye taşıdık.” Sn. Süleyman Demirel, Türkiye’ye her sahada hizmet verirken defalarca ihtilâllere ve tutuklanmalara maruz kalmalarına rağmen tek bir belgeyi kaybetmemiş ve hafızasının güzelliği gibi bunları bizlere hem emanet ve hem de bir ders-i ibret olarak bırakmaktadır..

“Demokrasi ve Kalkınma Müzesi” yeni bir ufuk ve yeni bir kaynaşmaya vesile olur ümidindeyim. Sn. Süleyman Demirel ve kardeşi Şevket Demirel Beylere nice hizmetler ve uzun ve sıhhatli ömürler niyazındayım. Onlara şükran borçluyuz...