"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitim sisteminde çarpıcı tespitler

Hanefi Örnek
30 Kasım 2017, Perşembe
Milli Eğitim bizim olduğu gibi bütün İslam ülkelerinin en hayati meselesi, en büyük davasıdır.

İki asırdır bu önemli konu hep gündemde temel meselemiz olarak eğitimcileri meşgul etmektedir. Aslında bu sadece bizim değil aynı zamanda bütün insanlığın meselesidir. Çağları aşan bir boyutu var. Fertleri yoğurup topluma faydalı insan yapan, toplumu aynı değerler etrafında millet yapma bilincini kazandırmanın vasıtasıdır. Onun için Milli Eğitim denilmektedir. Aslında eğitimin ontolojik bir boyutu da var. Fıtri olan bu çerçeve bütün insani değerleri kapsar. Bölgeden bölgeye, kıtadan kıtaya, devletten devlete farklılıklar arz ettiği için milli bir hüviyet kazanır. Bu da milli, tarih bilincimizi, dini ve ahlaki yapımızı ilgilendiren durumdur. Milletimizin en büyük meselesi, Milli Eğitim meselesi. Bunu halletmeden ne kalkınma tam rayına girer. Ne ekonomi  gelişme gösterir, ne de insan hakları ve uluslar arası arenada kendimize yer ediniriz.  

Kendi bedenimize göre bir elbise dikemedik

Herşeyin başı insan. İnsan odaklı bir anlayışı benimsemeden; kaliteli, ahlaklı, karakterli kişilik ve kimlik sahibi bir insan yetiştirmeden hiçbir şeyi halletmek mümkün değil. Eğitim hayatı bir önem arz eder. Hayatı anlamlı kılmanın, güzelleştirmenin mayası eğitim ile atılır. Bu anlayışla yeni, özlediğimiz bir ideal nesil yetiştirebiliriz. Bir asra yakındır denemediğimiz model kalmadı. Ama arayışımız devam ediyor. Kendi bedenimize göre bir elbise dikemedik. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında dikilen elbise bize ya dar geldi ya da bol. Maalesef prova yaparken elbiseden değil, vücuttan kesip biçtik. İdeolojik saplantı Türkiye’ye çok pahalıya mal oldu. Bir şahsın fikirleri milli bir proje olarak lanse edildi. Anayasada bununla ilgili kanunla koruma gördü. Kemalizmin  ideolojisi kafalara zorla çakılmak istendi. 

Çocuklarımızı yarış atı gibi sınavdan sınava koşturduk

Bu gün Milli Eğitim’deki savrulmamızın en büyük sebebi bu jakoben anlayıştır. Çocuklarımızı yarış atı gibi sınavdan sınava koşturduk. Şimdi de sınavları kaldırıp bir başka boşluk oluşturduk. Tek tip, tek düşünce, tek millet diyerek farklılıkları hazmetme yerine ucube bir felsefe geliştirdik. Oysa ecdadımız bu coğrafyada 625 sene sürecek çok uluslu, dinli ve onların kültürlerini mezcederek insani ve İslami değerlerde devletler yönetti. Eğitimini geliştirdi. Yükselme döneminde eğitimimiz bir model eğitim olma vasfını taşıyordu. Hırvatistan’dan Rüstem Paşa alıp, eğitip Osmanlı Sadrazamı yapan Osmanlı Eğitim Sisteminin başarısıydı. Yine Sırbistan’ın Sokolovic köyünden alıp, Sokullu Mehmet Paşa olarak yıllarca Osmanlı’yı yöneten bir devlet adamı yapan aynı sistemdi. Mimar Sinan’ı Kayseri’nin Ağırnas Köyünden alıp, dünyanın en büyük mimarlarından biri yapan da yine bu eğitim sistemiydi.

Mideleri ilim ve marifetle doyurmak lazım

Eğitim ve öğretim faaliyetleri hür bir zeminde merak uyandıracak bir biçimde, ilgi çekecek bir metotta her türlü baskıdan uzak bir şekilde, müsbet disiplin kuralları içerisinde icra edilmelidir. Hürriyet ortamı eğer sağlam bir zeminde motivasyon sağlanarak olursa, baskı ve cezaya gerek kalmaz. İnsanın önüne yeni ufuklar açar, gelişimini etkiler, başarı sağlar. Mide için en faydalı, gerekli şey iştah olduğu gibi.. Kafa da bir mide, kalp de bir mide, zihin de bir mide.. Bu mideleri ilim ve marifetle doyurmak lazım. Bunun için en önemli iştah merak ve ilgidir. İlgi olmadan bilgi olmaz. Onun dozajı ve metodu da önemlidir. Motivasyon eğitimi en çarpıcı ve itici gücü olarak görmek lazım. Yedikçe acıkan mideler, acıktıkça yiyen mideler; eğitimi canlı, dinamik ve aktif hale getirir. Kişinin kişilik gelişiminde bir ilaç ve bir paratoner gibi önemli başarılar sağlar. İlmin fayda sağlaması ve hazmedilmesi bu sürecin başarısına bağlıdır. Yoksa eğitim öğretim faaliyetler insanı insan yapan değerleri kazandırma yolu değil, diploma avcılığına dönüşür.

Okunma Sayısı: 1181
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı