Bu onun fıtratında Sultan-ı Kâinatın kodladığı ezelî hakikatler manzumesidir. İman ve insan arasında güçlü bir ilişki ağı var. Uhuvvet ise, imanın bir dimağı olarak bütün hayatı kuşatır. Sevmeyenlere insan nazarıyla bakmıyoruz. Onlar toprağın üzerine atılmış kütükler gibidir. Toprak hayat kaynağı olarak canlıları beslediği halde, kökten kopuk ağaca ne verebilir? Sevgi lâzım, ilgi lâzım, bilgi lâzım. Sevgi, imanla mayalanır. İman, ilgiyle beslenir. Bilgi, onunla harmanlanırsa marifetullah olur. Sevgi, ilgi, bilgi ve iman karışımı, eğitim faaliyetlerinin manifestosunu oluşturur. 

Vatan sathını bir okul yapmayı amaçlayan Yeni Asya, İslâmın ve insanlığın en önemli meselesini işlemeye devam ediyor. “Sadece mü’minler kardeştir”1 âyetinden de anlaşılacağı üzere, kardeşlik İslâmın özü, imanın Kur’ân’daki sözüdür. 

Kinleriyle dinleri kirletenler, cehaletleriyle gafletlerini besleyenler, fanatik tarafgirlere bir çift sözümüz var. İslâmiyet gittiği yere sevgi ve kardeşliği götürmüş. Yaşandığı yerde kin, husûmet, haset, gıybet hastalıklarını kökünden kesmiş, insana hakikî insan olmanın şerefini izzetini tattırmış. Ayrılık gayrılık ırkçılığı kökünden kesmiştir. Çünkü iman ve İslâmiyet güneş gibidirler. Güneşin girdiği yerde karanlık barınamaz. Husûmet, kin küfrün karanlığıdırlar. Toplumu ayağa kaldırmak insanı imanla, faziletle donatmakla olur. Bunun yolu sevgi ve kardeşliktir. Önce sevgi gerekir. Sevgi kâinatın mayası, esası özüdür. Bütün kâinatı aynı hakikat etrafında toplayan hikmet örgüsüdür. Gelin kardeş olalım, sevgi ile dolalım. Dost olalım düşman olmayalım. Muhabbet fedaileri insanlar arasında yeniden sevgi ve kardeşliği tesis edecek. Yeni ve temiz bir dünyaya adım atıyorlar. Dinin hiçbir ideolojiye peşkeş çekilmediği bir dünya. Bunun çerçevesi çok geniş, herkesi kucaklayan bir anlayış. Partiler pırtılar insanı bölmesin. İnsanlar bir hiç uğrunda ölmesin. Irkçılık, farkçılık olmasın. Dinin yüce değerleri, siyaset arenasında pazarlanmasın. Hak, hukuk, adalet heba edilmesin. İmam Gazali ne güzel söylemiş, “Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden. Sonunda din de gitti, dünya da gitti elimizden.” 

Yeni Asya’nın çağrısında iman ve insan kardeşliği var. Her türlü hoyratlığa rağmen, hakim cereyanlara inat, bu mesajı bütün insanlığa takdim ediyor. Diriliş ondadır. İkinci kuruluşun esası da budur. Birinci dirilişi, Peygamber Efendimiz (asm), sahabeleriyle gerçekleştirdi. İkincisini ise, Hz. Mehdi ve talebeleri yapacaktır. Bu insanlığın en büyük kurtuluş projesidir. Sadece İslâm âlemini değil, bütün insanlığı ilgilendirir. Yeni Asya bu misyona tabi. Hedefinde ve gayesinde bu hakikat vardır. Bizim esas vazifemiz, Üstadımızın meslek ve meşrebine uygun olarak insanlığa ve İslâma hizmet etmektir. “Husûmete husûmet, muhabbete muhabbet” diyerek müsbet hareket etmek , küresel Asr-ı Saadeti yaşamak muhabbet fedailerinin en büyük vazifesidir. Bahar çiçekleri gibi açılan ve her yana saçılan bu manevî atmosfer ile Türkiye’ye en muhtaç olduğumuz değer kardeşliğe çağrımız var. 

Bitsin artık düşmanlık, ırkçılık. Bizim milletimiz İslâmiyettir. Ruhu İslâm, aklı iman ve Kur’ân’dır. Bu çerçeve bütün insanlığı kuşatan genişliktedir. Dini darlaştırmak, insanları dindarlaştıramaz. Minhacü’s sünnet anlayışıyla herkesi içine alan hayat nizamı. Bütün mü’minleri kucaklayan, ötekileştirmeyen bir kardeşlik şemsiyesi lâzım.  Bu da ancak çağın iman tefsiri Risale-i Nur’un esaslarını okumakla, yaşamakla olur. Gelin yeni bir seferberlik başlatalım. Kardeşlik ve muhabbet seferberliği. 50 yıllık bir hayata bir dâvânın ihtişamını sığdıran bu misyon, geleceğe iman, sevgi ve şefkatle yürüyor. Hedefinde ne servet, ne şöhret vardır. Hak, adalet, hukuk ve vicdan vardır. Sadece ve sadece Allah rızası vardır.  Ben yok biz vardır. 

Her türlü menfiye kapalı, müsbete açık bir Cadde-i Kübra-i Kur’âniye vardır. Gelecek muhteşem değerler ile gelecek. Geleceğin nur ve huzurla gelmesi duâsıyla...