"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terör satrancında İslâm dünyası ve Rusya

Hasan GÜNEŞ
22 Aralık 2016, Perşembe 09:00
Terör Türkiye’yi değişik cephelerden birbirinden vahşi saldırılarla sarsmaya devam ediyor. Beşiktaş ve Kayseri intihar saldırıları derken Rus Büyükelçisinin de Ankara’da hunhar bir saldırı ile öldürülmesi içerdeki terör ve anarşiyi milletler arası boyuta taşıdı.

Polis, asker katliâmları şeklinde içerdeki kamuoyuna korku ve güvensizlik verilmeye çalışılırken büyükelçiye yapılan saldırı ile devletler hatta bloklar tehdit edilerek karşı karıya getirilmeye çalışılıyor. Bununla dünyaya da mesaj verilerek Türkiye tekrar müdahalelere açık “hasta adam” entrikasına getirilmek isteniyor. Bu sebeple Türkiye failleri arkasındaki derin mihraklarla birlikte sür’atle çözüp, ikna edici bir tarzda kamuoyuyla paylaşmalı.

Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı Avusturya veliaht prensinin Saraybosna’da uğradığı bir suikastla başlamıştı. Aslında her şey hazırdı. Savaşı tutuşturacak bir kıvılcım aranıyordu. Yıllar sonra daha da net olarak ortaya çıktı ki suikastta Avusturya başta olmak üzere bazı derin devletler de işin içindeydi. 

Tarihî tecrübeler de dikkate alınarak terör ve suikastlar çok boyutlu olarak ele alınmalı zaaf gösterilmeden gerçek sorumlular tesbit edilmelidir. Tıpkı Birinci Dünya Savaşında olduğu gibi Türkiye’nin Ortadoğu, Rusya ve Batı eksenlerinde yeni hamlelere ve operasyonlara karşı uyanık ve tedbirli olması gerekiyor.

Derin mihraklar genelde barış ve huzurdan rahatsızdır. Daha çok kazanma hırslarıyla sürekli olarak kullanabilecekleri ve istismar edecekleri terör, suikast gibi tertip ve provokasyonlar şeklinde yeni hadiseler isterler. Teşvik ederler veya fark etseler de göz yumarlar. Çünkü kendi politikaları için yeni bir malzeme çıkacaktır. Olaydan sonra ise herkes gücüne göre hadiseleri yönlendirmek ve istismar etmek ve yeni operasyonlarına gerekçe hazırlama peşindedir. 

Yükselen İslâm imajını terör suçlamasıyla durdurmak pek çok derin gücün ortak hedefidir. Gerçekte karıncayı dahi bilerek incitmeyen bir İslâm’ı terör ile yan yana getirmek feleğin, dünyanın ters dönmesidir.

Diğer bir hedef, çözüme doğru giden Suriye meselesini çıkmaza sokmaktır. 

Başta Halep olmak üzere Suriye’deki birçok şehirde çoluk-çocuk demeden sivilleri bombalamasıyla dünya kamuoyunda itibarı sıfırlanan Rusya’yı mazlûm durumuna düşürerek kurtarmak da hedeflerden birisi olabilir. 

Suriye meselesine, tarafların silâhları bırakarak barışçı çözümlerin arandığı bir ortam da birilerini fena halde rahatsız etmiş olabilir. Ayrıca dünyayı yönetme iddiasını sürdüren Batı’nın olmadığı Türkiye, Rusya ve İran barış platformu da bazılarına göre tahrik sebebidir.

Tehlikeli senaryolardan birisi de Rusya’yı İslâm dünyası ile karşı karşıya getirme projesidir. Bilindiği gibi Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmesi ile Sovyetler-İslâm dünyası savaşı bitmişti. Sovyetlerin dağılması ve Orta Asya Müslüman devletlerin barış içinde bağımsızlıklarına kavuşmaları düşmanlık defterinin kapanmasını sağlamıştı. 

Bilindiği gibi Batı, Askerî ihtilâlleri desteklemelerinden ekonomi politikalarına kadar pek çok baskı araçlarıyla İslâm dünyasını bunaltmıştı. Bu sebeple Rusya komünizm sonrası için bir ümit olmuştu. Bediüzzaman Said Nursî de 1950’li yılların başında Emirdağ Lâhikası’nda yazdığı bir mektupta: “Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalaha veya tâbi’ olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılınç çekemez” demişti. Bu beklentileri boşa çıkarmak ve yakınlaşmayı önlemek ve eski kutuplaşmayı bir şekilde devam ettirmek için yıllardır yoğun bir faaliyet devam ediyor. 

Çeçenistan, kısmen Karabağ ve Suriye son olarak da büyükelçi suikastı bu faaliyetlerin bir parçasıdır. Bu oyunu bozmada İslâm dünyasına olduğu kadar Ruslara da çok iş düşüyor.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında görüldüğü gibi kan ile kurulan tuzaklar ve projeler eninde sonunda proje sahiplerini de yakmış yıkmıştır. Bu sebeple kandan, kavgadan uzak barış ve huzur projeleri herkes için en iyi çözümdür.

Okunma Sayısı: 4480
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket Paksoy

    22.12.2016 17:03:58

    Aşağıdaki cümleyi çıkartırsak güzel bir yazı olmuş. Özellikle son birkaç paragraf... Çıkartılması gereken paragraf aşağıda: "Başta Halep olmak üzere Suriye’deki birçok şehirde çoluk-çocuk demeden sivilleri bombalamasıyla dünya kamuoyunda itibarı sıfırlanan Rusya’yı mazlûm durumuna düşürerek kurtarmak da hedeflerden birisi olabilir. "

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı