Ta ki, adalet-i hakikiyeye istidat peyda edilsin, vesselâm” (Makalât) hakikatini ifade eden Bediüzzaman, yarışanların aceleciliği manasına gelen “icaletü’r rakip” kelimesini kullanarak, çok ehemmiyetli bir manayı ders vermektedir.

 Adalet mercileri adalet dağıtımında “icaletü’r rakip” gibi yapmamalı, hakikî adaletle iş görebilmek için böyle bir vaziyetten kaçınmalıdırlar. Bediüzzaman, “icaletü’r rakip gibi yapılmasın” diyerek adalet-i hakikiyeye ulaşmak için istidat kazandıracak çok önemli bir düsturu adalet ehline ders vermektedir. Adalet hususunda ki bütün ihmal ve inhiraflar insanları evham ve şükûk (şüpheler) sahibi haline getirecektir.  Adalet-i hakikiye ile hareket edilmesi halinde ise bütün evham ve kargaşalar ortadan kalkacak, umumî menfaatlerden olan hukukullaha izinsiz tasarruftan tahlis olunacaktır.  İşte Risale-i Nur adalet-i hakikî için öğrenilmesi ve uygulanması gereken bu gibi çok önemli prensipleri ders vermektedir. 

…Ve salât, ibadet ünvanıyla, kıbleye müteveccih olduğu halde, sahih ve kurbettir ve lu’b (oyun, eğlence) ünvanıyla veyahut kıbleye teveccüh olunmazsa batıl ve haramdır. Namaz, sureten o namazdır.” (Makalât) Örneğini veren Bediüzzaman, adalet ismi altında meydana gelen, fakat adalet-i hakikiye ile bağdaşmayan hallerin geçersiz ve yanlış olduğuna dikkat çekmektedir. 

Adalet, adalet-i hakikinin şartlarını yerine getirdiği sürece ancak gerçek adalet olur. Yoksa adalet ismi altında garazlar ve tarafgirlikler meydana gelecektir.