"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet

Hasan KOÇ
19 Ekim 2016, Çarşamba
İhlâsı kıran ve riyaya sevk eden birçok esbaptan birincisi olan menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabete değinmek istiyoruz.

“Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlâsı kırar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o maddî menfaati de kaçırır.” (21.Lem’a) Hakikatince, hizmet-i imaniyede vazifeli fertler maddî menfaat cihetinden gelen rekabete kapılmamalıdırlar. Yavaş yavaş ihlâsı tüketen bu halden kaçınılmalı menfaat-i maddiye gözetiliyor ittihamına sebep olabilecek durumlara meydan verilmemelidir. ‘Evet, hakikat ve âhiret için çalışanlara karşı bu millet bir hürmet ve bir muavenet fikrini daima beslemiş. Ve bilfiil onların hakikat-i ihlâslarına ve sadıkane olan hizmetlerine bir cihette iştirak etmek niyetiyle, onların hâcât-ı maddiyelerinin tedarikiyle meşgul olup vakitlerini zayi etmemek için, sadâka ve hediye gibi maddî menfaatlerle yardım edip hürmet etmişler. Fakat bu muavenet ve menfaat istenilmez, belki verilir. Hem kalben arzu edip muntazır kalmakla, lisan-ı hal ile dahi istenilmez. Belki ummadığı bir halde verilir. Yoksa ihlâsı zedelenir. “Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin.” (Bakara Sûresi, 2:41.) âyetinin nehyine yanaşır, ameli kısmen yanar’ (21. Lem’a) düsturundan da anlaşıldığı gibi ihlâsımızı zedeleyebilecek ve amelimizi kısmen yakabilecek olan maddî menfaati arzulamaktan şiddetle çekinilmelidir. Bir maddî yardımın istenilmesi değil kalben arzu edilip beklenti içine girilerek lisan-ı halimizle dahi yansıtılmasının tehlikesine dikkat çekilmektedir. 

Sâdi-i Şirâzi’nin Bostan ve Gülistanı’ndan meselemizi ifade eden bir hikâye ile bitirelim. “İlimde kemâle erişmiş bir zâta sordular: “Vakıf ekmeği hakkında ne dersin?” Âlim cevap verdi: ”Eğer gönülleri perişan olmamak, kendilerini ibadete vermek için alırlarsa helâldir ve eğer gelsin de yiyelim diye ekmek için toplanmışlarsa haramdır.” Arifler vakıf ekmeğini bir köşeye çekilip huzur-u kalb ile ibadet edebilmek için almışlardır. Yoksa ibadet köşesine ekmek yemek için toplanmış değiller.

Okunma Sayısı: 2072
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı