"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamadığı şeyleri söylemek

Hasan KOÇ
09 Ocak 2019, Çarşamba
Risale-i Nur’un bütün hakikatleri kabul, tasdik ve tatbik edilmesi gereken düsturlardır.

O hakikatleri dillendirmek ile yaşamak arasında mühim bir bağ vardır. Nurlar’ı okuyarak istifade etmek çok ehemmiyetli olduğu gibi, fiilen yaşamak da aynı derecede ehemmiyetlidir. 

Yazımızın konusunu teşkil eden bu husus ile alâkalı Bediüzzaman Hazretleri’nin bizzat kendi hayatından aktarmış olduğu bir mektubu paylaşmak istiyoruz:

“Şu hastalığın sırrı, insanlardan istiğnaya dair sana yazdığım mektubun kerametidir. Çünkü o mektubu bir gün iki-üç zata, onların hediyelerinin adem-i kabulüne medar olmak için okudum. Aynı günde o zatın hanesine gittim. Az bir yemek getirdi, arkadaşlarımın hatırları için bir parça yedim. Hiç hatırıma gelmedi ki, o günde o hakikatli mektubu o yemek sahibine okudum, şimdi muhalefet ediyorum. Yemekten sonra hatırıma geldi. Fakat, hediye kabul edemiyorum, belki yemek yenilir tahmin ettim. Fakat, “Yaşamadıkları şeyleri söyler”(Şuara Sûresi: 226.) altına girdiğimden öyle bir şiddetli tokat yedim ki, bu dört senede böyle hastalık görmemiştim. Fakat Cenâb-ı Hakk’a şükrettim ki, bir-iki senedir bazı emareler ve hâdiselerle zannettiğim bir hakikat, bu tokat ile gayet kat’iyetle göründü.” (Barla Lâhikası) 

Başkalarına okuyarak beyan ettiğimiz ve uygulanması hususunda başkalarına telkin ve tavsiye bulunduğumuz hususların öncelikle kendimiz tarafından ne derece uygulanmakta olduğuna bakmamız gerekmektedir.

Nur Talebesi ahkâm kesen bir vaiz veya irşat etmeye çalışan bir hoca değildir. Bu sebeple okunan ile yaşanan dengesinin sağlanması çok önem arz etmektedir. Hem dar dairemizde başımıza gelen sıkıntıların hem de geniş dairede ortaya çıkan sorunların sebebinin “söylediğini yaşamamak” ile alâkalı olup olmadığını değerlendirmek gerektir. Eğer bununla alâkalı ise hatamızı gösterdiğinden dolayı Cenâb-ı Hakk’a şükretmek ve böylece ders almak gerektir. Ancak bu hususta ince bir nokta vardır ki “nasıl olsa yaşayamıyorum” diyerek okumayı ve okutmayı, hakikatlerle alâkayı kesmemek gerektir.

Risale-i Nur hizmetinde ümit ve arzu ettiğimiz neticeye vasıl edecek Cenâb-ı Haktır. Bizi düşen ise, ümitsizliğe düşmeden çalışmaktır.

Okunma Sayısı: 1705
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı