Sakin yapısı ve daima gülen yüzüyle hatırlayacağımız Risale-i Nur ve Yeni Asya sevdalısı bir Necati Ağabey.

Onunla aynı köyde (o zaman köy idi) olmamıza rağmen çok sık görüşmemiz 1960’lı yıllara dayanır. O yıllarda Risale-i Nurlar’ı daha rahat okuyabilmemiz için yer ararken çarşı içinde bir yer bulduk ve hiç aklımızda yokken orada Komünizmle Mücadele Derneği’ni kurduk. Ve orası Pınarbaşı’nın ilk Risale-i Nur dersanesi diyebileceğimiz bir yer oldu.

Bütün Risale-i Nur Külliyatı’nı oraya getirip okumaya başladık. Şu anda bütün Yeni Asya satış mağazalarında ve Yurdumuzun muhtelif yerlerinde açılan kitap fuarlarında serbestçe teşhir edilerek satılan Risale-i Nur Külliyatı o tarihlerde takibata uğruyordu. Onun için defalarca baskına uğradık, kitaplarımızı alıp götürdüler.

Burada enteresan ve her konuştuğumuzda gülerek hatırladığımız lâtif bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim: Yine bir baskın sırasında Risale-i Nurlar’ı alıp götürürlerken ‘Biz bunları okuyalım bakalım suç var mı yok mu anlarız?’ deyince bir mübarek kardeşimiz de “Siz bunları okurken tam anlayamazsınız o halde şu ‘lügat’ı da alın ona bakarak daha iyi anlarsınız” diyerek büyük ‘lügat’ı diğer kitapların arasında vermesini hatırladığımız zaman hep güleriz. 

İşte o sıralarda Necati Görücü bir akşam elinde nargilesiyle gelerek derneğin dış kısmında oturmak için izin istedi. Biz de memnun olacağımızı söyledik. Ve bu hal her gün devam etti. Biz çay içerken ona da ısmarlıyoruz. Bir akşam “Ben size çay söylesem içer misiniz?” diye teklifte bulununca, çok memnun olacağımızı söyledik. 

Ve bir müddet sonra da derneğe girip oturmak ve ders dinlemek arzusunda olduğunu söyleyince hepimiz çok memnun olduk. Ve rahmetli hanımı, kardeşi, oğlu, kızları, damatları ve torunları ile bir Risale-i Nur hanedanı kuran Necati Ağabeyi, o değerli insanı inşaallah Cennete (15 Aralık 2018 tarihinde vefat etti) uğurladık. Cenâb-ı Hak rahmetiyle, şefkatiyle muamele etsin. Nur içinde yat, aziz ağabey, makamın Cennet olsun. Amin.