Hayata elveda diyerek kabir kapısıyla ebedî bir âleme gidenler çok farklı kimseler de olsalar, Risale-i Nur Talebelerinin ve hizmetlerle meşgul olanların durumlarını Bediüzzaman Said Nursî Hz. şöyle ifade etmektedir:
Nurlar’a hizmet ve sadâkatle talebesi olmanın iki mühim neticesi vardır.
1– Âyât-ı Kur’âniyenin işaretiyle, imanla kabre girmektir.
2– Bütün şakirdlerin manevî kazançlarına, Nur dairesindeki şirket-i maneviye sırrıyla, umum onların hasenatlarına hissedar olmaktır.
Melâikelerin hürmetine mazhar olan (Bazı ehl-i keşfin kat’i müşahadesiyle sabittir) talebe-i ulûm-u diniye sınıfına dahil olup âlem-i berzahta –talihi varsa, tam muvaffak olmuşsa– Hafız Ali ve Meyve’de bahsi geçen meşhur talebe gibi; şüheda hayatına mazhar olmaktır.
İşte Nurlar’a hizmet ve sadâkatle bir Nur sevdalısı olarak bildiğimiz İzmir Pınarbaşı’ndaki kadim dostumuz Kemal Budakçı bizim tabirimizle Hacı Kemal, sabah bayiden abone olduğu Yeni Asya’yı alıp kendi vasıtasıyla işine giderken bir kalp krizi neticesi ahirete intikal etmiş çok sevdiği Peygamber Efendimize (asm) ve çok sevdiği Üstadımıza kavuşmuştur.
Birçok güzel hasletlerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: İhlâsı, sadâkati, cömertliği, sakin bir yapıya sahip olması, bir ömür boyu Nur dairesindeki fedakârlığı Yeni Asya gazetesi ve yayınlarını daima ön planda tutarak yayınları kendisi dağıttığı gibi aynı zamanda dağıtma işlemini başkalarına yaptırırdı. Rabbimin fazlıyla inşaallah Cennette buluşuruz.
Mekânı Cennet olsun. Geride kalanlar onu örnek alarak ve tam Nur Talebesi olarak hayatlarını devam ettirmeye gayret etsinler.