"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir adım daha

Havva KÜÇÜK KONUR
14 Şubat 2016, Pazar
Bir lâhza, bir yudum, bir katre çaba karanlığa ışık yakmak. Bir mum alevinin titrek ışığıyla bile olsa mücadele vermek karanlığa, karanlıklara karşı.

“Benim yaptığımdan ne olur?” demeden, “ben kimim ki?” diye düşünmeden yoluna ilerlemek. Bir damla suyu aziz yapan, karıncanın ağzında İbrahim’in (as) ateşine taşınması değil mi? İşte öyle bir azizlik, öyle bir değer, öyle bir kıymet bu. Elinden geleni yapmak…

Gayretin her türlüsünün binler kıymet aldığı, himmetin bir zerresinin binler batman ağırlığa eş olduğu bir zaman dilimi. Âlimlerin sarf ettikleri mürekkebin şehitlerin kanıyla muvazene edildiği bir asır. Cehaletin doludizgin enaniyet vadilerinde at koşturduğu, insanların içinde yeşeren tek düşüncenin ye’s ve bedbinliğe yelken açtığı bir çağ. Gönüllerin tarumar olduğu, yüreklerin çoraklaştığı bu zamanda, baharı, baharları düşünmek, çiçeklerin her türlüsünü açtırmaya, tohumların binlercesini hasat etmeye çalışmak gayretin en büyüğünü gerektiriyor.

Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaksa, bu yolda yapılan tek bir hamle milyonlar değerindedir. İdealimiz karanlığı, karanlıkları aydınlatmaksa, bu yolda yakılan bir kibrit bile bir ışık tayfı mesabesindedir. Sevdamız gönüllere baharı getirmekse, bu sevda uğruna attığımız her tohum, -velev bataklığa, çorak araziye de düşse- baharlar adına yepyeni bir ümittir, neşv ü nemadır.

Sadece görevini aziz bilme, bu uğurda sessiz bir tevazuyla, yılmadan yoluna devam etme, böyle bir gönüllülük hareketine yakışan adımlardır. Bu dâvâ gönülleri kucaklayan, kalıplara sığmayan, kendi içinde kaynayan, coşan, taşan bir ırmaktır. Her damla kâmeti kıymetince bir yer edinir burada. Her fıtrat kendine uygun bir görev üstlenir.

Sâkin olanlar kenarlarda bekleyen, biriken, kıyı yapan dalgalar gibidir. İnsanlar istifade edeceklerinde onlardan istifade ederler. Ortada coşkun akan kısım ise akıncılardır, fedailerdir, hizmet erleridir. Onlar bu çabayı, bu zinciri daha ileriye, en ileriye taşırlar. Daima atılım, sürekli hamle içindedirler. Herkesin yeri farklıdır, her fıtratın yeri özeldir. Herkes bulunduğu mevkisinde hizmet eder. Yeter ki bu coşkun nehrin bir parçası olsun, ondan samimiyetle istifade etmiş olsun, bu nehir yatağında bir yerlerde olsun.

Bediüzzaman’ın “Bazıları meşrû dairede rahatını istese de ilişilmemeli. (Kastamonu Lâhikası s. 167)” sözünü, mektubunu da böyle anlıyorum. Bu dairenin içinde olan herkes başta varlığıyla büyük bir hizmet ediyor. Söylediği her söz, takındığı her tavır, gülümsemesi, konuşması hizmet ediyor. Gönüllere bir tohum atıyor, mutlu nesilleri yeşertme adına bir damla gibi düşüyor toprağa. İhlâs Risalesi’nin sonundaki beş nevi ibadeti yapmış oluyor. O yüzden adımlarımızı küçük görmeyelim. Yaptıklarımızı küçümsemeyelim. Biz de ne yapıyoruz ki deyip hem kendimize, hem cemaatimize haksızlık etmeyelim.

Risale-i Nur’un dirilttiği imanı hiçbir ifsat komitesi öldüremiyor. Risale-i Nur’un dokunduğu bir gönlü, hiçbir ideoloji esir edemiyor. Risale-i Nur’la hayatını donatmış, onunla hayatına nizam vermiş, onunla kişiliğini, kimliğini süslemiş bir iradeyi, hiçbir bozuk tabiat yolundan çeviremiyor, materyalizm kendine ram edemiyor. Felsefe düzenbazlıkları, siyaset bezirgânları çelme takamıyor.

Asrın imamına talebe olmak, bu şerefle ömrümüzü tamamlamak önemli bir pâye, bir nasiplilik her şeyden önce. Eğer Risale-i Nur girdiği her yerde hizmet ediyor, vurduğu yerden mitralyöz gibi ses getiriyorsa, ne kadar çok insanı bu coşkunlukla tanıştırırsak, gelecek adına ümit besteleri söyleyebiliriz. Ne kadar çok yüreğin bu deryadan haberi olursa çorak toprakları daha erken yeşertebiliriz. Bu yolda verilen hiçbir gayret boşa gitmiyorsa –ki gitmiyor- o halde gayretlerimize, samimiyetimize her daim duâ ederek artmasını niyaz edebiliriz. Çabalarımızın ziyadeleşmesi, yümnümüzün bereketlenmesi, bizim irademize mütevakkıftır.

Rabbim cehdimizin, himmetimizin katlanarak devamını, sebat, metanet ve aksiyonumuzun hiç eksilmeden ilerlemesini nasip eylesin.

Binler duâlarla…

Okunma Sayısı: 1179
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    14.2.2016 23:09:35

    Tebrik ederim.. Kaleminize kuvvet..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı