"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hizmet beklemez!

Havva KÜÇÜK KONUR
13 Kasım 2016, Pazar
Okumayı, okutmayı, yazmayı, yaymayı, yaşamayı kendine yol olarak seçmiş bir meslek Risale-i Nur.

Okuyarak kendini, aklını aydınlattığın, kalbini nurlandırdığın gibi, neşrederek başkalarını da bundan istifadeye çağırıyorsun. ‘Sadece ben kurtulayım, yeter’ demeden, yangından eşya kaçırma endişesinde, Cehennemden insan kurtarmaya çalışıyorsun. Ehl-i tarik gibi Cennetini genişletmiyor, yaşadığın dünyayı nice insanın hidayetiyle Cennetleştirmeye çalışıyorsun. ‘Benim yaram vardı, bu ilâcı sürdüm ve iyileştim. Eğer sizin de buna benzer bir yaranız varsa alın, sürün, iyileştirin’ rahatlığında dâvet ediyorsun Nur’lara. Gönülden ve beklentisiz bakıyorsun insanlara.

Günümüzün en büyük neşir vasıtası medya, her yere giriyor, her yerden haber alıyor ve yayıyor. Nur Talebelerinin de fikirlerini, düşüncelerini, hayat ve hadiseler hakkındaki görüşlerini serdetmek, sunmak için yayın hayatına atılan Yeni Asya, bu görevini bihakkın ifa ediyor. Pek çok haber ajansından gazetemize gelen haberler, işleniyor, gazetemizin yayın hayatına uygun formata sokuluyor. Risale-i Nur eleğinden geçiriliyor ve yayın hedeflerimize hizmet edenler alınıyor.

Gazetemizin ilk çıkış hikâyesini gerek ‘Bediüzzaman Beşlemesi’nden, gerekse Mehmet Kutlular Ağabey’in ‘İşte Hayatım’ kitabından takip edenler hatırlayacaklardır. Gazetenin çıkış amacı hizmettir. Risale-i Nur’u efkâr-ı ammeye duyurmaktır, neşretmektir. Bizim aslî vazifemiz de her zaman budur, imana hizmettir. Bu noktada gazetede çıkan haberleri hizmete vesile edebilir miyiz gibi bir soru geldi zihnime. Tabiî ki dedim ve bulabildiklerimi yazıyorum. 

Bir keresinde şu minvalde bir haber okumuştum. Antalya’da bir annenin gencecik kızı vefat ediyor. Kızının yaşarken karanlıktan çok korktuğunu düşünen annesi, evini satıp mezarlığın yanından bir ev alıyor. Bir elektrik kablosu bağlatıyor kızının mezarına. Her akşam ışıklarını açıyor mezarın. Görenler korkup şikâyet edince belli bir süre yakıp kapatmaya başlıyor.

Böyle bir haber okuduğunda Antalya’daki okuyucularımız (özellikle hanımlar) bu eve ve yaralı anneye bir ziyaret gerçekleştirebilirler. Başsağlığı dileyip kızı için neler yapabileceğinden bahsederek onu teselli edebilirler. Risale-i Nurlardan bahsedip kitap armağan edebilirler. Hem yaralı, kızı için endişe eden bir anneyi teselli etmiş, hem de bir haberden yola çıkarak bir dost kazanmış olurlar. 

Ülkemizde maalesef şehit haberleri hiç eksik olmuyor. Şehrine, beldesine şehit ateşi düşmüş olanlar, acılı ailelere ziyaret düzenleyebilir, onların gönüllerine su serpebilirler. Belki Kur’ân-ı Kerîm bilenler ruhlarına Kur’ân okur, ailenin yarasına bir nebze derman olabilirler. Nurlardan ders okuyup kitap armağan edebilirler.

Yine gazetede program, ödül, tören türü haberler takip edilip ödül alan şahıs ya da firmalar ziyaret edilebilir. Gazetemizden, dergi ve yayınlarımızdan hediye edilebilir.

Dershanelerde kalan genç kardeşlerimiz, okullarındaki akademisyenlerle röportaj yapıp dergilerimize gönderebilir. Hem yazarlık ve yazma becerileri gelişir, hem de akademisyenlerle kurdukları bu köprü, pek çok hayra vesile olabilir. Farklı dernek, vakıf, cemaat, kurum kuruluşların, belediyelerin panel, konferans gibi faaliyetleri takip edilip gazete adına katılınabilir. Programın sonunda programı tertipleyenlerle hususî görüşülüp tebrik edilebilir. Neşriyat kitaplarımızdan hediye edilebilir.

Bazen güzel faaliyet yapan insanlar (meyve bahçesine yiyene helâl olsun diye tabelâ asan amca, sokak kedilerine bakmak için köyünü terk etmeyen teyze haberlerini hatırlarsınız) bulunup ziyaret edilebilir, tanışılabilir. Hatta belki röportaj bile yapılabilir.

Benim aklıma ilk geliverenler bunlar. Hizmete kapılar aralamak, vesileler bulmak isteyenler, bu örnekleri çoğaltıp genişleteceklerdir elbette.

Hülâsa, şehrimizdeki haberlere karşı gözümüz beş açılsın Üstadın deyimiyle. Olduğumuz yerdeki her bir haberden hizmete vesileler, sebepler, köprüler kurabiliriz diye düşünüyorum. Tamamen insanî bir temele oturmuş bu hizmet, elbette gönüllere akacak, insibağ edip halelenecektir.

İllâ bir netice için değil de, bir gönlün kapısını çalmak, bir ruhta iz bırakmak, yarasına derman olmak en güzeli olsa gerek.

Malûm, Efendimiz’in (asm) “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadis-i şerifi de kulağımıza küpedir inşallah.

Hepinize şimdiden kolay gelsin. Rabbim tevfikini refik eylesin.

Okunma Sayısı: 2001
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı