"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kış geceleri

Havva KÜÇÜK KONUR
23 Aralık 2018, Pazar
Bir şarkı olsa, bir masal söylense, bir yağmur yağsa, bir soba tutuşsa karanlığa.

Bir kadın çökse pencerenin önüne. Yanan sobanın çıtırtısında dinlese ezanları. Karanlık, odanın içine iyice çökmeden açmasa ışıkları. Derin derin tefekkür etse batan güneşi, gelen akşamı.. Mutmain bir ruhla seyretse ufukları.

Kış geceleri... Yağmurun, soğuğun inceden inceye soğuttuğu, gecelerin uzun olduğu zaman dilimleri... Hani bir yolculuğa çıksak. İçimizdeki çocukla çocukluğumuzun kışlarına, kış gecelerine. Kim bilir neler çıkar, ne zenginlikler dökülür ortaya. Şimdi envaî türde arz-ı endam eden ısıtma sistemleri, o zamanlar yok. Herkesin evinde soba var. Herkesin odununu, kömürünü, yakacaklarını koyduğu bir odunluğu. Kovalar doldurulur, akşama hazırlanır her şey. Sobanın yanında hazır durur yedek odunlar. 

Benim çocukluğumda da rahmetli babaannem var. Sobayı çalı çırpıyla yakar, pencerenin önüne oturur, eline tesbihini alır. Kâh zikir çeker, kâh içli bir ilâhî söyler. “Arayu arayu bulsam izini” diyerek mahzunlaştırır odayı. Bir yanda sobanın çıtırtıları, bir yanda karanlık odada tavana akseden sobanın ışıkları. Ansızın yanına girsem, karşılaştığım manzara bu olurdu. Yanında oturur, ben de izlerdim dışarıları, karanlıkları... Dinlerdim ilâhilerini, sessizliğini.

Hani Erdem Bayazıt’ın:

Kadınlar bilirim ülkeme ait,

Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak,

Göğüsleri Çukurova gibi münbit,

Dağ gibi otururlar evlerinde,

Limanlar gemileri nasıl beklerse,

Öyle beklerler erkeklerini,

Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi...

Dediği gibi...

Dağ gibiydi babaannem. Duruşu, oturuşu, hadiseleri özümseyişi ve mütevekkil haliyle gerçek bir dağ... 

Bizim nesil büyükleriyle yaşadı. Babaanne, dede, büyükbaba, anneanne... O yüzden kış geceleri biraz da onların ağzından masal dinlemek demekti benim için. Aynı masalı defalarca dinlememize rağmen aynı merak ve şevkle bakardık ağızlarına. Sanki bilmiyormuşuz gibi... Arada halamlar gelirdi. Onların kızlarıyla çok samimiydik. Uzaktan geldikleri için yatıya kalırlardı. Bizim için bulunmaz fırsat da babaanneme kına yaktırmaktı. O hepimizin eline kına yakar, biz de kıkır kıkır güler, uyuyamazdık. Bizi yatırdıktan sonra da masal anlatırdı. 

Masal aralarında İslâm’ın şartı, imanın şartı saydırılır, küçük küçük iman, inanç çekirdekleri atılırdı çocuk yüreklere. Bu ilk bilgileri hep babaanneler, anneanneler öğretir, geri kalanlar mahalle camiinde öğrenilirdi. Bu öğrenme ortamı için de kış geceleri bulunmaz fırsattı. Ödevler erkenden biter, sohbete bolca vakit kalırdı. Ondan sonra gelsin patlamış mısırlar, gitsin kestaneler, çaylar...

Kış mevsiminde karın yeri ayrı tabiî. “Pencereden karın yağışını seyretme, karda yürürken ‘kırt kırt’ sesler, dallarında tek tük meyvesi kalmış kuşburnu meyvelerini karların arasından alıp ağzına atmak, buz göletlerinin üstünde buzda kaymak, kızak yapıp dağdan aşağı uçmak, ayaklar çizmenin içinde donunca zorla çıkarmak, kıpkırmızı ve mor hale gelen ayaklar... Evde elbiselerini ve kendini sıcak sobada ısıtmak, sıcak tarhana çorbası, sıcak yemek, kuzine sobanın fırınında kabuğuyla pişen patates ve soğan, gecelerde oynanan körebe ve isim bitki hayvan oyunları...

Bunlar dostlarımdan aldığım, ortaya dökülüveren kış anıları, çocuklukları... Şimdilerde artık nostalji olarak hatırlasak da, bize içimizdeki çocuğun gülücüklerini hatırlatan bir yanları var bunların. Üstadın “neşeli kış dersleri” tabirini de hatırlarsak, uzun geceleri sohbet ederek değerlendirelim. Harika bir kazanım olacağı kanaatindeyim.

Ne dersiniz?

Okunma Sayısı: 2963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ALP ÂTÎ

    23.12.2018 05:54:39

    "Aşkın Bir Adı da YORULMAMAKDIR," AŞK/IN ADAM; Maraş Íllerinin Halis Evlâdı, Hayy Hakk'a Aşkla yürümüş Er Kişi Erdem BAYAZIT,... Rahmet Eyle Ya Rab,...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı