"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruhun aynası

Havva KÜÇÜK KONUR
30 Ekim 2016, Pazar
Gönül telinin koptuğu, mızrabın acı acı çaldığı zamanlar…

Bir paslı hançer saplı gecenin sinesine. Bir yaralı güneş var karanlık ufuktan çıkamayan. Nedir, ne var, ne saklı gözyaşlarında? Neden bazı zamanlarda daha anlamlılar? Bir hüzün yayılır ya içinizden, zaptedemezsiniz. Bir Nur gelip kurtarıncaya kadar çıkamazsınız o hâletten. İşte öyle bir hâl benimkisi. Kurtarmayıp dağıtan, ondurmayıp yaralayan bir cam parçası. Bir nefsin varoluş hikâyesine kurban edilen bir neslin; ağlaması, inlemesi, hicranı…

Bugün karanlığa bir damla düştü. Geceye katran çaldı rüzgâr. Bir mum alevinin titrek aydınlığında yıkıldı hayatlar. Yıldızların ışığı söndü, mehtabın gönlü karardı. Merhametin, şefkatin izleri silindi çıkan tipide, fırtınada. Bugün nereye gideceğini bilmiyor sokaklar. Nerede durduğunu bilmiyor kaldırımlar. Ne oldu, nerdeyim, burası neresi, buraya nasıl geldim soruları uçuşuyor havada. Sahi, nasıl geldik biz bu puslu, kirli, şefkatten, merhametten uzak, soğuk limana? Hangi kaptan getirdi gemimizi buraya? Ve en önemlisi buradan nasıl gideceğiz sevgi, kardeşlik kokan, burçlarında uhuvvet güneşi doğan Cennet yurdumuza, ufkumuza? 

Evine hırsız giren insanlar gibiyiz. Neyimiz var, neyimiz yok hepsi alınmış da, biz başında hangisine ağlayacağımızı şaşıran şaşkınlarız âdeta. Hani maddî bir şeylerine değil de, hatırası olan şeyleri aldıysa en çok ona yanar ya yüreğin. Bizim de öz benliğimiz talan edildi. Hırsızların bizden aldığı maddî değerlerden çok, kardeşliğimizi, merhametimizi, şefkatimizi, uhuvvetimizi, infak ve sadâka verme şevkimizi, İslâm adına cehd ü gayretimizi, diğergâmlığımızı, hizmet enerjimizi, iman kurtarma mücadelemizi alması zedeledi bizi. Bunların yokluğuyla yıkıldık, perişan olduk. Canımız yandı, zihnimiz bulandı, duygularımız herc ü merç oldu. Kesildi kolumuz, parmağımız, âzâlarımız… Hayallerimizi, şevkimizi, matiyyemizi kaybettik. Şaşkınlığımız, korkaklığımız, gönlü kırıklığımız ondan. Farklı görüşe mensup iki mü’min bile aynı aşure kabından yiyemiyor. Farklı cemaatten iki Müslüman aynı safta aynı duygularla Rabb’ine el açamıyor. İkiliğin, ötekileştirmenin, kutuplaşmanın yeşerdiği yerde hidayet gülleri, kardeşlik sümbülleri boy verir mi?

Düştü yine alnımız yere. Gözlerimiz mahzun ve çaresiz. Belki bir feryat koparır gecenin karanlığını ufuktan. Belki de diz çöker, dile gelir dizeler. Her renk farklı bir dünya kurar kendine. Ebru teknesindeki gibi bir atmosfer oluşturur muyuz alabildiğince? Her boya fırçadan damla damla düşer suya. Tekneye ilk düşen yayılır etrafa. Ardından tek tek kitreyle buluşan diğer renklerin varlığı büzüştürür onu, kendine doğru. Kendi kimliğini kaybetmeden onlara da yer açar içinde. Böylece bir san’at oluşur Biz’le şekillenen teknede. Biz’i ustalıkla teknede gezdiren ebrucu, bir şey söylemek ister, eseriyle. 

“Tek başına hiçbir renk bir güzellik oluşturmaz. Ancak farklı renklerin aynı teknede beraberliğiyle güzelleşir, renklenir. Her rengin farklı alanlarını başka renklere açmasıyla zenginleşir” der. Tıpkı bizim cemiyet hayatımız gibi. Aynı toprak parçasında yaşayan farklı kültür, inanç, düşünce, cemaat insanları birbirleriyle etkileşim halinde oldukları zaman güzelleştirirler dünyayı. Başka dünyaları, fikirleri, zenginlikleri bünyelerine kabul edebildikleri kadar özgürler. Anlamlı bir resim böyle çıkar, huzurlu bir ülke böyle oluşur, “biz” kavramı da böyle gelişir. 

Kanayan yerlerimizi böyle iyileştirir, sergerdan dünyamızı bu şekilde kaldırırız belki. Düştüğü yerden, yine aynı yerden kalkar ayağa. 

Birliğine, beraberliğine, uhuvvet ve muhabbetine uzanan elleri kırarak, ayrık otlarını ayıklayarak, birbiriyle kucaklaşarak iyileşir belki. Vicdanı, ruhu, benliği, merhameti, kalbi…

Kimbilir?

Okunma Sayısı: 1420
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mahzun gönül

    29.1.2017 13:54:53

    Allah razı olsun bu güzel yazınızdan dolayı

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı