"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gözyaşı...

Hazan Ekim
08 Nisan 2018, Pazar
Sahi nedir gözyaşı?

Gözlerin terlemesi mi? Kalb/ruhun feryadı mı? Öz’ün lime lime olup gözden dökülmesi mi? Ağlamak... Dünyaya henüz gelmiş, daha gözümüzü aç(a)mamışken neydi bizi çığlık çığlığa ağlatan? Neden ağlamak yaşayıp yaşamadığımıza ölçü olmuştu? Belki de hayatdar veya meyyit oluşumuzun sırrı da burada gizli idi. Öyle ya, ölü olan tepki ver(e)mezdi. 

Acaba ağlamamıza sebep olan ayrılık mıydı? Ait/sahip, bağlı olduğumuz, bağlandığımız dünyamızdan... Yoksa dünyanın çirkinliğini görüp ürktük mü? Kim bilir! Bağlılıklarımız, bağlanmışlıklarımız neden bizi bu kadar etkiler? Hâlbuki hiç bir şeyin bir kararda durmayacağını, herşeyin geçici olduğunu, mâlik değil memlük olduğumuzu biliriz. Buna rağmen nasıl olur da insan arzu ettiklerine ulaşmak için acı çekmeye talip olur? Belki ondan beslenir... Sonunda gözyaşlarının ceyhun olacağını bile bile... 

Ayrılıklar ölümle özdeşleştirilir. Hatta ölümden beter olduğu vurgulanır. 

Ahmed Paşa; “Öldürür her şeb beni hicrân-ı yâr illâ yine. 

Dirgürür her subh-dem kûyundan uğrayan nesîm.” (Her gece sevgiliden ayrılık beni öldürürken; her sabah onun köyünden esen sabah meltemi diriltir) der. 

Tek hakikat ölüm iken... Üstad Bedîüzzaman Hz. İbrahim (as) vari;  “Ben kaybolanları sevmem” diyerek hakikati nazarlarımıza sunar. “Seher vakti haşr meydanını andırır... Firkatli ve gurbetli bir esârette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamalarıdır...” Çok etkileyici..; “Ağlayan bir kalbin ağlayan ağlamaları.” Ağlamak ki insan(î) olmanın en güzel duygularındandır... Ayrılıkların, hasretliklerin, mahcubiyetliklerin, acıların hüznünü, kederini gözyaşı haricinde ne anlatabilir..? 

Gözyaşı ki; ney gibi inleyen yaralı gönlün tercümanı, acının gözlerdeki terennümüdür. Nedir bu istiridye misal gözlerden süzülen incilerin sırr-ı hikmeti? Sevinçli, üzüntülü olduğumuz zamanlarda gözlerimizden süzülen o tuzlu su damlacıkları, nasıl olur da büyülü iksire dönüşüverir... Büyülü iksir! 

Çünkü; minik bir yavrunun gözlerinden süzülürken, başta annesi olmak üzere çevresindeki hemen herkesin ilgisini, sevgisini, şefkatini üstüne çeker, pervane eder... İksirdir; tercüman olduğu kalp/ruhu yıkar, temizler, arındırır... Büyülü iksir, çünkü; Rabbimizin, merhametini celbeden, yakmayacağını taahhüt ettiği iki gözden biridir ağlayan bir çift göz... Vee Cehennemin korkunç alevini, alazını söndürecek yegâne sudur, gözyaşı…

Okunma Sayısı: 4919
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı