"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adı vuslat

Hülya YAKUT
19 Ekim 2014, Pazar 00:01
Ve yollardaydık… Saymaktan vazgeçmiş yürüyorduk.

Vuslat hayali, heyecanı, sancısı, sızısıyla yürüdük adım adım.
Baharlar geldi geçti.
Yazlar, kışlar…
Bayramlar kutladık, bir yanımız eksik, bir yanımız buruk, diğer yanımız kırık.
Tüm sorular, akıl almaz cevaplar, manâsız sebebler, açmazlarla, sırtımızda ağır bir yük, yürüdük…yürüdük…yine yürüdük…
Yorulmak mı?
Asla..!
Eğilmek mi..?
Kattiyen…
Bilendik, direndik…ama yürüdük.
Sıddıkıyet makamının yıldızlarına baka baka, vefakâr dostları özleye özleye, kavuşma hayalini kura kura yürüdük.
Fedakârlık, mü’minin boynunun borcu dedik, badirelere, serzenişlere, havf ve reca arasında gidip gelmelere alışa alışa yürüdük.
Başını alıp gidenlerin yasını tutmadan, ama içimiz acıya acıya yürüdük.
Yarım kalmış muhabbetlerin sızısıyla yürüdük. Kırılsak da, kızmadan, küsmeden yürüdük.
Hayalleri gerçeğe taşıman ın yolu sebattan geçer diyerek yürüdük.
Cemiyetin iman selameti yolunda dünyasını da ahiretini de feda eden bir kahramanın vasiyeti peşisıra yürüdük.
Gözünde ne Cennet sevdası, ne Cehennem korkusu olmayan, milletinin imanını selamette görmek için Cehennemin alevleri içinde yanmaya razı olan Bediüzzaman’a talebe olabilmenin sınavını vere vere yürüdük.
Tek hayatlı olanlara meydan okuya okuya…
Mantık oyunlarını bilemedik…felsefe düzenbazlıklarına yabancı kaldık…
Tevhid ve iman esaslarını önce nefsimizde yaşama mücadelesini vere vere..
İslamiyetin mizacı olan muhabbet ve sevmek  üzerine kurulan bir cemaatin ferdi olmak için yürüdük.
Haksızlıklara rağmen, adam kayırmalara, yok sayılmalara, riyakârlıklara rağmendi bu yürüyüş.
‘ADI VUSLAT’ tı bu yürüyüşün..
On üç yıla sığan…yok yok sığdırılamayacak kadar mukaddes bir yürüyüştü…
Çünkü bu yürüyüşte sebat v ardı. Direnç vardı. Sadakat, vefa, dostluk, muhabbet, emeği geçenlerin hakkını yad etme, sahip çıkışları unutmama, bırakıp gidenlere rağmen halâ var olma vardı…
Bu yürüyüşte emek vardı. Sözleri kendi malı gibi bilip her türlü oyunu bozma ahdi ve cehdi vardı.
Ahirzaman müceddidinin müjdesi vardı.
Cennet-asa baharların tohumlarını eke eke,
Çileyle, imtihanla, sabırla bilene bilene,
Teslimiyetle, tevekkülle yürüyüş vardı.
Bu gün Kocatepe’ye akan binlerin…yüreği masumların, şefkât kahramanı hanımların gözyaşı vardı.
Şevk devresini özlemek, muhabbet devresinde soluklanmak, sebat devresinde ülfeti kırmak vardı.
Sadakat devresinde ‘Arabistandan Kutb-u Azam da davet etse’ Risale-i Nur’a koşmak vardı.
Niyet ve nazar ile sıddıkıyet makamında, ariflerin sohbetinden hissedar olmak vardı.
Yürüyüşünüz kutlu olsun.
Bereketli, feyizli, istifadeli,coşkulu olsun…
Onüç yıl aradan sonra hoş geldiniz…Hoş bulduk…
Gönlümüzle, yüreğimizle, hissiyatımızla, gözyaşlarımızla, dualarımızla, hasretliğimizle işte buradayız. Biriz. Beraberiz. Bir içinde binleriz.

Okunma Sayısı: 1646
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı