"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bulanık bir zaman

Hüseyin ÇETİNSOY
17 Haziran 2017, Cumartesi
Bir gün Hazret-i Huzeyfe (ra), Rasûlallah’a (asm) şöyle bir sual sorar:

“Yâ Rasûlallah (asm), acaba Müslümanlar İslâmiyet’ten önceki hallerine döner mi?” 

Peygamber Efendimiz (asm): “Hayır, dönmezler; ama bizden sonra bulanık bir zaman gelir” buyurur.

Hazreti Huzeyfe (ra): “Bulanık ne demektir yâ Rasûlallah (asm)?” der.

Peygamber Efendimiz (asm): “Yani iyiler olur, kötüler olur, âlimler olur, zalimler olur, karışık bir zaman olur. Ondan sonra, daha kötü bir zaman gelir” buyurur.

Hazreti Huzeyfe (ra): “O zaman neler olur yâ Rasûlallah?” der.

Peygamber Efendimiz (asm): “O zaman, Dini anlatanların peşinden gidenler Cehenneme gidecek” buyurur.

Hazreti Huzeyfe (ra): “Din diye neyi anlatacaklar?” der.

Peygamber Efendimiz (asm): “Kur’ân-ı Kerîm’den, Hadis-i Şerif’ten bahsederler. Ancak Allah’ın, Rasûlü’nün bildirdiklerini değil, kendi düşüncelerini Allah’ın ve Peygamber’in (asm) emri gibi anlatırlar. İşte onların peşinden gidenler felâkete uğrayacaktır” buyurur.

Hazreti Huzeyfe (ra): “Yâ Rasûlallah (asm), o zamanda ben dünyaya gelmiş olsam ne yapmam gerekir?” der.

Peygamber Efendimiz (asm): “Dünyada hak üzere kâim olan bir taife, (Allah’ın Dinini; Benim ve Eshâbımın yolu üzere yaşayan ve yaşatmak için gayret eden, Allah’ın Kitabını okuyan ve okutan bir topluluk) kıyamete kadar bulunur. Bu taifeyi bul, onlara uy (onlarla beraber ol) ve kurtul!” buyurur.

Hazreti Huzeyfe (ra): “Yâ Rasûlallah (asm), o topluluğu bulamazsam ne yapmalıyım?” diye sorar.

Peygamber Efendimiz (asm): “O topluluğu bulamazsan evinde otur, kimseye karışma!...” buyurur.

Hz. Peygamber’in (asm) “Benden sonra” veya “Kıyamete yakın”, “Kıyamet kopmazdan önce” gibi çeşitli tabirlerle zamanlayarak haber verdiği hadiseler, daha Hz. Peygamber (asm) hayatta iken ortaya çıkan ve vefatından sonra Hz. Ebu Bekir zamanında gelişen yalancı peygamber Müseylime-i Kezzab hadisesi ile başlar. Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin şehadetleri ile Cemel, Sıffîn, Nehrevan vakaları ile devam eder.

Resûlullah’ın (asm) haber verdiği fitnelere, İslâm dünyasının her tarafında günümüzde şahit olduğumuz ve gelecekte şahit olacağımız fitneler de dâhildir. Hadislerdeki tasvirlerle bunların her biri arasında mutabakat görülebilir. Her devirde yaşayan Müslümanlar, bu mutabakatı görerek, devirlerindeki fitnenin, Hz. Peygamber (asm) tarafından haber verilen fitne olduğunu ifade etmişlerdir.” (Kütüb-i Sitte Muhtasarı ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan).

Peki, bu durum nasıl normale dönecektir? Peygamber Efendimiz’in (asm) “Ondan sonra, daha kötü bir zaman gelir” ikazını yaşamamak için ne yapmak gerekir?

Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesiyle ülkemizde yaşayan insanlarımızın büyük çoğunluğu ‘mütehayyir’ denilen doğru yolu bulma noktasında şaşkın durumda olanlardır. Bunun en büyük sebebi İslâm terbiyesinin zayıflamasıdır. İslâm’a hizmet dâvâ edenler her şeyden önce bu zayıflığın ortadan kaldırılıp kuvvetli hale gelmesi için gayret göstermelidirler.

Bediüzzaman Hazretleri bu sebepten dolayı toplumun asgarî müştereğini ‘din’ olarak değil; adalet, meşveret ve kanun hâkimiyetinin uygulandığı bir yönetim olan ‘demokratik cumhuriyet’ olarak belirlemiş ve bir asır öncesinden hizmet metodunu buna göre şekillendirmiştir. 

Bu sosyolojik teşhisi kavrayamayan ve ‘din adına ortaya çıkmak’ gerektiğini savunan ‘siyasal İslâmcı’ ismiyle tanımlanan dindarlar ise Bediüzzaman Hazretleri’nin bu görüşüne karşı çıkarak siyasete girmişlerdir. Yalana ve menfaatperestliğe ‘ilm-i siyaset’ diye sahip çıkma noktasına gelen bu anlayışı tenkit eden; aynı görüşten bir yazar “kırk senedir bu yolda çaba gösterdiğini, fakat gelinen noktada dindar denilen insanları tanıyamaz hale geldiğini” itiraf etmek zorunda kalmıştır.

Netice olarak dinin hükümlerini ‘elmas değerler’ olarak muhafaza eden Bediüzzaman Hazretleri’nin bir asır önceden teşhis edip tedavisi için hayatını vakfettiği dâvâsını ve hizmet metodunu anlayıp uygulamak ve sahip çıkmak; bu günkü ‘bulanık bir zaman’ ortamından çıkmak için de en sağlıklı yol olacaktır.

Okunma Sayısı: 4157
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı