GDO Teknolojisi de, sonuçta bir ilim dalının uygulamasıdır. Bu uygulama, hayırlı işlere vesile olduğu gibi, şerre de vasıta yapılabilir. Burada ölçü, vicdan olmalıdır.
Hayvan besiciliği yapan bir üreticimiz besi yaptığı hayvanlarına 45-60 gün etkili olan sistemik (bütün vücuda yayılan) antiparaziter (parazitleri öldürücü) bir ilâcı enjekte edip bu ilâcın arınma süresini beklemeden hayvanlarını kesime sevk etse buna kim mani olacaktır? Ya da bu kontrolü kim, nasıl yapacaktır? Bu hayvanların etini satın alıp yiyen tüketiciler zehirli et tüketmiş olmayacak mıdır?
Meselâ aynı şekilde domates üreten bir üreticimiz yine 45-60 gün etkili sistemik bir böcek ilâcını yetiştirdiği domateslere damlama sulama yöntemiyle bitki kökünden vererek yine arınma süresini beklemeden bir hafta sonra kızaran domateslerini pazara sevk edip satmasına nasıl mani olunacaktır? Bu domatesleri satın alıp yiyen tüketicilerimiz kronik zehirlenmeye maruz kalmayacaklar mıdır?
Meselâ dünyada kullanılan 21 çeşit gıda boyasının gelişmiş ülkelerde altısı haricindekiler kanserojen olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır. Ülkemizde bunların hepsinin kullanımı serbest olduğu halde daha ucuza mal etmek için merdiven altı bayram şekeri üreticilerinin kumaş boyası olan zehirli boyaları kullanarak kaçak olarak ürettikleri bu şekerleri işportacılara kaldırımlarda yarı fiyatına vicdansızca fakir milletimize sattırmalarını kim önleyecektir? Nasıl denetleyip ne ceza verecektir?
Evet, Tarım Bakanlığı denetleme yapmaktadır. Ancak bu denetim sadece ruhsatlı işletmelere yapılmaktadır. Ruhsatsız işletmeler kaçak olduklarından belediye ve emniyet teşkilâtlarının sahasına girmektedir. Merdiven altı üretim de denilen bu kaçak işletmeler, ancak ihbar ya da şüphe üzerine yapılan baskınlarla ortaya çıkarılabilmektedir. Bunun da ne kadar caydırıcı olduğu tartışılabilir.
Netice olarak ilim ve teknolojinin kötüye kullanımına hepimiz karşı çıkalım. Fakat her şeyin dizgini elinde olan her an her şey üzerinde tasarrufta bulunarak Kayyum isminin tecellisini gösteren Rabbimizin insanlara ihsan ve müsaade ettiği keşf ile elde edilen ilim ve icad ile yapılan teknolojileri de inkâr etmeyelim. Bediüzzaman Hazretlerinin “Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal (yıkılma, çökme)” sözünü rehber edinerek geleceğe dönük ilimleri hayırlı amaçlarla kullanmanın gayreti içerisinde olalım.