"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençler nasıl anlaşılır?

Hüseyin ÇETİNSOY
16 Ocak 2022, Pazar
“Bugünün gençleri öyle sorumsuz ve vurdumduymazlar ki, yarın ülke yönetimini üstleneceklerini düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bize ağır başlı olmayı, büyüklerimize saygılı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler ise ne kural tanıyor ne beklemesini biliyorlar. Üstelik duygusuz ve düşüncesiz davranıyorlar.”

Bu sözü etrafınızdan çok işitmişsinizdir. Ya da: “Bugünün gençleri lüks ve gösteriş düşkünü, başkaldıran, geveze” şeklinde de fikir beyan edenler de olmuştur.

İlk alıntı yaptığımız sözü yaklaşık üç bin yıl önce yaşamış olan Yunan didaktik şiirinin babası olarak bilinen, ilk ekonomi ve iktisat tarihçisi Hesiod (MÖ. 8. asır) söylemiştir.

İkinci alıntı yaptığımız söz ise yaklaşık ikibin beş yüz yıl önce yaşamış olan antik Yunan filozofu Sokrates’e aittir. Yani gençlerin anlaşılması noktasında günümüzle üç bin yıl öncesinin pek farkı yoktur. Peki, her insan gençlik dönemini ömrü varsa yaşadığı halde yaşlandığında gençleri neden anlamamakta ve onları eleştirmeye yönelmektedir? Bilhassa ebeveyn olan anne ve babalar bu durumdan muzdarip olmaktadırlar?

Bu soruların cevabı çok basit bir tanımlamayla cahilliğimizden ve enaniyetimizden kaynaklanmaktadır. Bilhassa Sünneti Seniyyenin adabını bilmemek bizi gençlerimize yabancılaştırmakta ve bağlarımızı koparmaktadır. Sünneti Seniyyenin adabı ise her bir genci ta bebeklikten itibaren “emanet” bilmek, onu mülk edinmemek ve buluğ çağına geldiğinde hürriyetini ilân edip Allah’a karşı sorumlu olduğunu hatırlatıp artık “halife-i arz” veya “serkeş” olma tercihini kendisinin seçeceğini ifade etmektir. Ona baskı uygulamayıp sevgi ve şefkatle yol göstererek hoşgörülü davranmaktır. Eğer enaniyetle baskı kurup cahillikle terbiye etmeye kalkarsanız genç size ve Rabbine asi olup yanlış yollara gidecektir.

Nitekim bir genç hüzün dolu itirafında şöyle demektedir: “Ben bir zamanlar namaz kılmıyordum. Namaz kılmıyorum diye babam beni döver ve hapsederdi. Buna rağmen kılmazdım. Beni zorla sabah namazına kaldırırdı. Ben de kalkar abdest alıyormuş gibi musluğun suyunu biraz boşa akıtırdım. Ondan sonra seccadenin üzerinde biraz otururdum. Arada bir secde eder gibi yatardım. O zaman 10–11 yaşlarındaydım. Şimdi ise 18 yaşındayım ve hâlâ namaz kılmıyorum. Bunun için bana çok lâf söyledi. Bunun yerine bana sarılıp, beni bir kerecik öpseydi, namaz kılmam için benimle konuşsaydı, beni namaza teşvik etseydi kılardım.”

Anne baba açısından bakıldığında, çocuğun terbiye olacağı gelişim dönemleri daha farklı bir düzleme oturur. Anne baba ve eğiticiler açısından kaba bir tasnifle ifade edilirse, 0-6 yaş dönemi “telkin,” 7-10 yaş dönemi “teşvik,” 10-14 yaş dönemi “ikaz,” 14 yaş üzeri ise “müsamaha dönemi” olarak isimlendirilebilir.

Demek, bilhassa anne ve babalar ile eğiticilerin çocukları “yetişkin bir birey” gibi düşünüp davranışlarını ona göre ayarlamaları fıtratın gereğidir. Bu sebeple konu uzmanları “ÇOCUĞU DOĞRU YETİŞTİRMENİN YOLU YETİŞKİN İNSANA DOĞRU DAVRANMANIN YOLUYLA AYNIDIR” hükmüne varmışlardır.

Peygamber Efendimiz de (asm) aynı fıtrat yolunu takip etmiş ve İslâm dinini 15-30 yaş aralığındaki gençlerle bütün dünyaya yaymayı başarmıştır.

Bediüzzaman Hazretleri de Yüce Resul’e ittiba ederek asrımızda aynı metodu uygulamış ve iman hizmetinde gençleri merkeze almıştır. Çünkü gençlik dönemi bilhassa ergenlik aşaması kişinin fert olarak kendini ve hayatı sorguladığı doruk noktadır. Kişi kendini ve hayatı doğru algılayıp sorularına makul cevaplar bulamaz ise bunalıma girer. Ve yanlış yollarda telef olup mahvolur. 

Bazen doğruyu bulamayıp; yanlışı doğru kabul ederek ölümüne sahiplenir. Yanlışta müthiş sebat gösterir. Tarih bunların örnekleriyle doludur.

Cenab-ı Allah’ın iman tercihi konusunda peygamberlere bile yetki vermeyip sadece tebliğ sorumluluğunu vermesini; insanı seçiminde hür bırakmasını kavrayıp bu ölçü ile gençlerle iletişim kurma yoluna gidilmesi çok önemlidir.

Okunma Sayısı: 1963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı