"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Acı tablo

Hüseyin GÜLTEKİN
27 Eylül 2021, Pazartesi
Samimî fakat tahkik ehli olmayan ehl-i din, haklı olarak kendilerini idare edecek olanların da tam dindar olmalarını arzu eder; onların başa gelmeleri için duâ ederler, çalışırlar çabalarlar.

Ehl-i dinin bu samimî tercihlerini suistimal etmekte bir beis görmeyen ve nabza göre şerbet vermekte mahir olan malûm siyasî kadrolar da hemen her ortamda dinî deyimleri istimal etmek suretiyle dindarları kolayca saflarına çekerler. 

Öyle tepeden inme usûl ve metodlarla dine hizmetin olamayacağını; tam tersine ferden ferda kalplere hitap, akılları ikna ve tatmin etmekle ancak kalıcı bir şekilde dine hizmetlerin olabileceğinin şuurunda olmayanlar kulaklara hoş gelen cerbezeli nutuklarına kapılabiliyorlar. 

Ayrıca Üstad’ın; “lisan-ı siyasette bazen lâfız mananın zıddıdır” dikkat çekici ifadelerinden haberdar olmayanlar, siyasilerin bu tezatlı hal ve tavırlarının farkına varmadan kolayca onların tuzaklarına düşebiliyorlar.      

Yine iyi niyetli, ehl-i dinin Üstad Bediüzzaman’ın; bir elinde siyaset topuzunu; diğer elinde Nur-u Kur’ân’ı tutan insanların dine hizmet edemeyecekleri şeklindeki tesbitlerinden haberleri olsaydı belki böylesi siyasî kadrolara aldanıp, onlardan dine hizmet beklentisine girmezlerdi.

Keza dine hizmet ederler zannıyla kendilerini dindar diye taktim eden malûm partilere çoğu dini hassasiyetleri olan bir kesimin dine hizmet gayesiyle siyaset arenasına çıkan partilere yönelik olarak Üstad Bediüzzaman’ın; bilmana “insanların yüzde altmışı-yetmişi tam dindar olmadıkça başa gelmesinler” şeklindeki tesbit ve ikazlarından haberdar olsalardı, bu çeşit partilere bel bağlayıp onların işledikleri günahlara ortak olmazlardı.

Bu meyanda Üstadın; tavsiyelerini dikkate almadan başa gelirseniz, dine hizmet etmek bir tarafa dinî değerleri siyasetlerinize alet etmek gibi ağır ve tehlikeli bir vebalin altına girersiniz gibi mesajlarını kulak ardı eden siyasî kadroların dönemlerindeki şu içler acısı durumunu anket sonuçları gözler önüne seriyor:

Son on yıl içindeki değişiklikler şöyle: Oruç tutan gençlerin oranı % 74’den % 58’e düşmüş. Beş vakit namazını kılanların oranı % 27’den % 24’e gerilemiş. Kendilerini “ateist” olarak görenlerin oranı %1’den % 4’e çıkmış. Başını örten hanımların oranı % 58’den % 50’ye gerilemiş. Kendilerini muhafazakâr olarak gören gençlerin oranı % 45’ten % 43’e gerilemiş. Kendilerini dindar muhafazakâr görenlerin oranı % 25’ten % 15’e düşmüş.

Kendilerini tam dindar olarak millete taktim eden ve dine hizmet edeceğiz diye yola çıkan mevcut iktidar döneminde dindar olarak bilinen kesimin halini gösteren tablo böyle. Bu acı gidişata rağmen iktidardan dine hizmet beklentilerinde olanlar varsa ne demeli...           

Okunma Sayısı: 2110
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman

    27.9.2021 13:45:16

    Hepimizin sorumlu olduğu bir tablodur.

  • Seyit Ali

    27.9.2021 11:39:16

    Insanımsılar insanları dinden soğuttular.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı