Şehrimize, dolayısıyla bize hizmet edecek olanları seçmek için sandık başına mı gidiyoruz; yoksa şehrimizin, hatta ülkemizin bekasını, geleceğini ipotek altına almaya çalışan birilerini bertaraf etmeye mi gidiyoruz?
Yaşamakta olduğumuz ortamı daha ferah, daha huzurlu, daha yaşanabilir bir hale getirmek için çalışabilecek, kabiliyetli, liyakatli kimseleri iş başına getirmek için mi bu seçimler yapılıyor?
Yoksa ülkemizi işgal etmeye niyetlenen bekamızı, geleceğimizi tehdit eden bizim bilemediğimiz bazı hainlere lâzım gelen dersi vermek için mi sandık başına gidiyoruz?
Eğer gerçekten geleceğimizi, bekamızı tehdit eden bazı karanlık odaklar varsa. Gerçekten seçim bahanesiyle ülkemizin geleceğini ipotek altına almaya çalışan bazı yapılardan bahsediliyorsa. Hakikaten seçim sandığı üzerinden ülkemizin ve milletimizin geleceğini karartmaya çalışan bazı fırsat kollayan şer güçler varsa.
Ve bu şer odaklarını, bu ifsat komitelerini, bu fesat şebekelerini de devletimizin yetkili kurumları biliyorsa.
Bize göre 31 Martı beklemeden derhal gereğini yapmalı...
Seçim gününü beklemeden geleceğimize, bekamıza göz diken bu şer odaklarını, fesat şebekelerini derhal, acilen tasfiye etmeli...
Yok eğer böyle bir ihtimal, böyle bir tehlike yok ise maksadınız her seçim döneminde yaptığınız gibi ortalığa bir korku, bir endişe şırınga etmek suretiyle seçimden yine başarıyla çıkmak ise... Sizden başka birileri seçimi kazanır iş başına gelirse ülkenin beka sorunu söz konusu olur diyorsanız...
Bunun anlamı şudur: Sizin dışınızdaki bütün muhalefet partileri vatan ve milletin geleceği ve bekası için tehlikeli yapılardır.. “Sakın bunlara rey vermeyin.. Ülkenin geleceğini, bekasını garanti altına alacak bizden başka kimse yoktur...” diyorsunuz. Ki demokrasilerde böyle bir mantık, böyle bir kural, böyle bir sistem yoktur. Çünkü bütün demokrasilerde muhalefetin olması şarttır.
Kaldı ki ülkenin geleceği, bekası sizinle sınırlı ise, siz olmayınca ülkemizin geleceği tehlike arz ediyorsa, sizden başka ülkemize sahip olacak, bekasını temin edecek başka kimseler, başka partiler yoksa.. O zaman bekamız, geleceğimiz şimdiden tehlike altındadır. Çünkü her fani gibi sizler de fânisiniz, geçicisiniz, bu dünyada misafirsiniz.. Bâki değilsiniz, ebedî değilsiniz. Şu veya bu şekilde bir gün sahip olduğunuz makam ve mevkileri kaybedeceksiniz.
Ama yine her seçimde olduğu gibi bu seçimde de “beka sorunu var. Ülkemizin geleceği tehlikededir..” bahaneleriyle hayalî düşmanlar icad ederek, gerginlikler ve kutuplaştırmalar üzerinden seçimi kazanmak istiyorsanız...
Bakınız bu çeşit kavgalardan, gerginliklerden kutuplaşmalardan milletin psikolojilerinin çok fena halde bozulduğunu artık siz de itiraf ediyorsunuz. Makam, mevki uğruna toplumu bu kadar germeye, çatıştırmaya değer mi?