"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dalkavukluğu meslek edinenler

Hüseyin GÜLTEKİN
19 Aralık 2016, Pazartesi
Kimisi pastadan fazla pay kapmak için; kimisi özlemini çektiği, hayal ettiği makam ve mevkilere kavuşmak için; bazıları sapık ideolojilerini ikame etmek için; bazıları da sırf idarecilerin gözüne girmek kraldan fazla kralcı kesilen dalkavukluğu meslek edinen insanlar hemen her zaman, bütün iktidar dönemlerinde faaliyetlerini sürdürdüler; uzunca bu iktidar döneminde de sürdürmeye devam ediyorlar.

Şahsî emellerine kavuşmak için, hayallerindeki hedeflerine ulaşmak için; kılıktan kılığa giren; vatan millet sloganları atarak devletin içinde yuvalanan, meslek edindikleri yalakalık ve yağcılıklarla idarecileri âdeta ablukaya alan bu çeteleri tanıyıp, teşhis etmek öyle göründüğü gibi kolay olmadığından, öteden beri idarecilerimizin bir çoğu bu menfaat şebekelerinin mevcudiyetlerini fark edememişler. Maalesef onların istek ve arzuları istikametinde hareket etmekten kurtulamamışlar çoğu zaman.

Bukalemun gibi, bulunduğu ortamın rengine bürünen veya su gibi girdiği kabın şekline girmekte mahir olan bu insanları icranın başında bulunanlardan bazıları basiretleriyle, maharetleriyle teşhis edip, bu dalkavukların aşırı medih ve övgülerine kapılmayıp, bunların menfaat odaklı sinsi oyunlarına aldırış etmeden, bu çeşit insanlardan uzak duranlar olsa da, maalesef iltifat ve alkışlara meftun; aşırı övgü ve medihlerden hoşlanan, şan ve şereflere düşkün bir çok idarecilerimiz, bu güne kadar bu menfaat çetelerinden, uzak durabilme becerisini gösteremediklerine şahit olduk. Yapılan yanlış iş ve icraatlarda bu dalkavukların önemli rolünün bulunduğu inkâr edilmez. Yalakalar, kraldan fazla kralcılar olmasa veya bir şekilde icra makamında bulunan idarecilerimiz bu menfaat çetelerinden uzak durabilme becerisini ve cesaretini gösterebilseler, daha sağlıklı ve isabetli kararlar alabilirler.  

Bu durumda icra makamında bulunan çoğu idarecilerin fark edemediği bir husus var ki o da bu menfaatperest, gayr-ı samimî “şakşakçı” güruhun her zaman güçlüden yana, devamlı iktidardan yana olmak gibi değişmez prensipleri olduğudur. Bunlar, alkışlayarak övgüler yağdırdıkları iktidarın bir şekilde zaafa girip, iktidardan düşeceklerini hisettiklerinde, derhal karşı cepheye geçerler. Yıllarca alkışladıkları iktidarın aleyhine dönüverirler. Gelenin keyfi için, senelerce beraber göründükleri iktidarlara olmadık karalama ve iftiralarda bulunurlar. Maalesef çoğu idarecimiz bu durumdan gerekli dersi alabilmiş değil.    

Öyle görünüyor ki aldatmakla iş gören, yanlış bilgi ve belgelerle gerçeklerin üstünü örten; mübalâğalı propaganda ve cerbezelerle; yapmacık medih ve övgülerle icra makamlarının çevrelerinde yuvalanan bu yalakalığı meslek edinen güruh deşifre edilip, tasfiye edilmediği müddetçe gerçek mânâda idarecilerimizin doğru kararlar alıp, başarılı olmaları çok zor. 

Okunma Sayısı: 2568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mirza said

    20.12.2016 19:02:37

    nasıl bu hale geldik.Bu hale düşmemizde biz suçluyuz.arzileşme balçığına dibine kadar saplandık.madde diye yırtındık her şeyi madde de gördük.İHL okurken sohbetlere giderdik.samimi olduğumuz ancak risaleleri bilmeyen bazı arkadaşlarımı da ben davet edip götürüyordum.Birkaç gün sonra biri artık sizin sohbete gelmeyeceğim maddi bir şey veren olmadı biz para yardımı bekliyorduk.dedi.Götürdüğüm o arkadaşlar bir daha gelmedi.Ne acı değil mi?El an yaşadığım mahalde bir nur cemaatine nurcu olmadıkları halde akın akın gidenleri görüyorum(bir zamanlar benzer kişiler fetullaha giderlerdi)2002 den sonra artış gösterdi.Çünkü şu an o camia hem ilin belediyesine sahip hem de iktidarı hesanatıyla seyyiatıyla destekliyor.Gidenler, bu imkanlar olmazsa cemaate gitmeyecekleri bes belli.Bu da acı değil mi?Derim ki nerede acaba müstağni haysiyetli sadakatli lillah li vechillah li eclillah çabalayan müslümanlar?Bu düşüncede oldukça beladan kurtulamayız dostlar.Madde aşkı nereye kadar? C:mezara kadar

  • m.d

    20.12.2016 00:43:39

    İnşallah bu sözlerden ders çıkaranlar olur...

  • m.d

    20.12.2016 00:42:46

    Hüseyin kardeşim,yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.Bu günkü"Risale-i Nur"köşe yazısıda güzeldi.müsadenizle birkaç satırını paylaşmak istiyorum.Sual:Neden,ne dâhilde, ne hariçte bulunan cereyanlara ve bilhassa siyasetli cemaatlere hiçbir alâka peyda etmiyorsun?Ve Risale-i Nur ve şakirdlerini mümkün olduğu kadar o cereyanlara temastan men ediyorsun?Halbuki eğer temas etsen ve alâkadar olsan,birden,binler adam Risale-i Nur dairesine girip,parlak hakikatlerini neşredeceklerdi.Hem bu kadar sebepsiz sıkıntılara hedef olmayacaktın.”Elcevap: Bu alâkasızlık ve içtinâbın en ehemmiyetlisebebi:Mesleğimizin esası olan ihlâs bizi men ediyor.Çünkü bu gaflet zamanında, hususan tarafgirâne mefkûreler sahibi, her şeyi kendi mesleğine alet ederek, hatta dinini ve uhrevî harekâtını da,o dünyevî mesleğe bir nevi’ alet hükmüne getiriyor.Halbuki hakaik-ı imaniye ve hizmet-i Nuriye-i kudsiye,kâinatta hiçbir şeye alet olamaz.Rıza-i İlâhîden başka bir gayesi olamaz."

  • mirza said

    19.12.2016 19:32:20

    esefle diyeyim ki temelluk vasfını biz sözde müslümanlar da edindik.Samimi olanı tenzih ederiz.Tefani sırrını yabana attık isar hasletine kulak kapattık menafi-i şahsiyeyi gaye edindik.makam mevki üzerinde tepindik,istiğnayı rafa kaldırdık.Okurum,üstadıma komşu ekmek gönderir O ise bedelini ödemeden sala almaz,talebesi bir çay içirmek ister geri çevirir.LEYSE LİL İNSANİ İLLA MA SEA ayetini düstur edinir.Hal böyleyken ne oldu da bu konuda ittiba edemiyoruz dünyevi makam ve mevki uğruna kardeş kardeşi hasım görür. peygamberden mi tevarüs etti haşa.Hatta birileri risalelerin satışından elde edilecek dünyevi hasılat için devlet inhisarına vasıta olur.Anladım imandan yoksun veya iman za'fiyeti olanlar için her şey mübahtır. peki bu melun sıfatı edinmiş olan cemaatçi tarikatçı süleymancı için ne demeli.Bu sebeptendir ki kader kafirin eliyle bizleri tokatlar durur nemrut'a deccala firavuna ezdirir.okuruz ama ders almayız.kıyamet yakındır dostlar.Rabbim bizi affetsin

  • Özcan Erkiş

    19.12.2016 14:40:01

    (2) Yazınızı okuyunca, bir arkadaşın şahit olduğu tarihî bir anekdotu müsadenizle yazmak istiyorum. Necip Fazıl bir konferans için bir şehre gelir. Salon doludur ve Necip Fazıl'ı beklemektedir. Salona girip kürsüde yerini alınca peşinden bir alkış kopar. Necip Fazıl oturur ve salondakilere "ne oluyoruz!"der gibi bakınır ve bir müddet sükut eder. Salonda çıt yoktur. Sonra "Hayrola ne oldu? Bu alkış ne. Durun bakalım, belki de küfredeceğim. Ne geldiyse başımıza bu ' şakşakcılıktan' geldi" deyip konuşmasını yapar. Evet sizin de bahsini ettiğiniz"kraldan çok kralcılar" ile " şakşakcılar" güruhu hiç eksik olmamış ki. Bu güruh hem siyasileri hem, idarecileri, yeri gelmiş halktan izole etmişler yeri gelmiş evhamlarını tahrik ederek yanlış işler yaptırmışlar. Demokratik sistemin hürriyet ortamında böyle ise tek adamın dikta ortamında nasıl olur varın siz hesap edin. Allah (cc) bu millet i"kralcılar"ile "şakşakcılardan", idarecileri de onların tasallutundan muhafaza eylesin.....

  • Özcan Erkiş

    19.12.2016 14:02:40

    Sayın Gültekin, 28 Kasım tarihli yazınızı okuduktan sonra duygu ve düşüncelerimi sitemkâr bir lisan ile dile getirmiştim. Siz de zahmet edip cevap vermişsiniz. Teşekkür ediyorum. Sitemim uhuvvet ve muhabbet merkezli ve kardeşâne bir sitemdir. Sizlerin her vakit her dönemde hakkaniyetli hâlinizi ve kâlinizi biliyor ve takdir ediyoruz. Ve sizleri seviyoruz ve bunu alenen söylemekte bir beis de yoktur hatta gereklidir. Tekrar tebrik, teşekkür ve takdirlerle arz - ı hürmet ediyorum. Selâm ve dua ile Allah' a emanet olunuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı