Kimisi pastadan fazla pay kapmak için; kimisi özlemini çektiği, hayal ettiği makam ve mevkilere kavuşmak için; bazıları sapık ideolojilerini ikame etmek için; bazıları da sırf idarecilerin gözüne girmek kraldan fazla kralcı kesilen dalkavukluğu meslek edinen insanlar hemen her zaman, bütün iktidar dönemlerinde faaliyetlerini sürdürdüler; uzunca bu iktidar döneminde de sürdürmeye devam ediyorlar.
Şahsî emellerine kavuşmak için, hayallerindeki hedeflerine ulaşmak için; kılıktan kılığa giren; vatan millet sloganları atarak devletin içinde yuvalanan, meslek edindikleri yalakalık ve yağcılıklarla idarecileri âdeta ablukaya alan bu çeteleri tanıyıp, teşhis etmek öyle göründüğü gibi kolay olmadığından, öteden beri idarecilerimizin bir çoğu bu menfaat şebekelerinin mevcudiyetlerini fark edememişler. Maalesef onların istek ve arzuları istikametinde hareket etmekten kurtulamamışlar çoğu zaman.
Bukalemun gibi, bulunduğu ortamın rengine bürünen veya su gibi girdiği kabın şekline girmekte mahir olan bu insanları icranın başında bulunanlardan bazıları basiretleriyle, maharetleriyle teşhis edip, bu dalkavukların aşırı medih ve övgülerine kapılmayıp, bunların menfaat odaklı sinsi oyunlarına aldırış etmeden, bu çeşit insanlardan uzak duranlar olsa da, maalesef iltifat ve alkışlara meftun; aşırı övgü ve medihlerden hoşlanan, şan ve şereflere düşkün bir çok idarecilerimiz, bu güne kadar bu menfaat çetelerinden, uzak durabilme becerisini gösteremediklerine şahit olduk. Yapılan yanlış iş ve icraatlarda bu dalkavukların önemli rolünün bulunduğu inkâr edilmez. Yalakalar, kraldan fazla kralcılar olmasa veya bir şekilde icra makamında bulunan idarecilerimiz bu menfaat çetelerinden uzak durabilme becerisini ve cesaretini gösterebilseler, daha sağlıklı ve isabetli kararlar alabilirler.
Bu durumda icra makamında bulunan çoğu idarecilerin fark edemediği bir husus var ki o da bu menfaatperest, gayr-ı samimî “şakşakçı” güruhun her zaman güçlüden yana, devamlı iktidardan yana olmak gibi değişmez prensipleri olduğudur. Bunlar, alkışlayarak övgüler yağdırdıkları iktidarın bir şekilde zaafa girip, iktidardan düşeceklerini hisettiklerinde, derhal karşı cepheye geçerler. Yıllarca alkışladıkları iktidarın aleyhine dönüverirler. Gelenin keyfi için, senelerce beraber göründükleri iktidarlara olmadık karalama ve iftiralarda bulunurlar. Maalesef çoğu idarecimiz bu durumdan gerekli dersi alabilmiş değil.
Öyle görünüyor ki aldatmakla iş gören, yanlış bilgi ve belgelerle gerçeklerin üstünü örten; mübalâğalı propaganda ve cerbezelerle; yapmacık medih ve övgülerle icra makamlarının çevrelerinde yuvalanan bu yalakalığı meslek edinen güruh deşifre edilip, tasfiye edilmediği müddetçe gerçek mânâda idarecilerimizin doğru kararlar alıp, başarılı olmaları çok zor.