Attığı manşetlerle, köşe yazılarındaki tesbit ve tahlilleriyle, yaptığı yorum ve haberlerle korkmadan, geri adım atmadan, tehdit ve şantajlara aldırmadan, en ağır bedelleri göze alarak her türlü darbe ve darbecilere şiddetle karşı olduğunu bütün darbe dönemlerinde, bu gazetenin yaptığı neşriyatlar arşivlerdeki yerini halen muhafaza ediyor. Bu söylediklerimizde bir mübalâğa hissine kapılanlar arşivlere bakabilirler veya darbe dönemlerinin ehl-i insaf, hakperest insanlardan Yeni Asya’nın darbeler karşısındaki tavır ve duruşlarından dolayı ödedikleri maddî ve manevî ağır bedelleri öğrenebilirler.

Herhangi bir riskin, bir tehlikenin bulunmadığı zamanlarda bol keseden atıp tutan, kahramanlık taslayan hemen her meslekten nice etiketli, ünvanlı zevatın ve nam yapmış nice medya mensuplarının hak ve hürriyetlerin ayaklar altına alındığı; her türlü istibdatın hükümferma olduğu, müstebitlerin her türlü keyfiliklerinin yürürlükte olduğu darbe dönemlerinde, nasıl da arazi olup suspus olduklarını, darbenin ve darbecilerin şakşakçılığını yaptıklarını hatta duâ ve niyazda bulunduklarını merak edenler, o günleri yaşayan hakperest şahıslardan veya arşivlerden öğrenebilirler.  

Sahi (Allah korusun) 15 Temmuz’da darbeciler başarılı olsalardı; yani meşrû hükümeti alaşağı edip, kendileri iktidarı ele alsalardı; şimdi demokrasi havarisi kesilen siyasî cenahtan ne kadar politikacı çekinmeden meydanlara çıkabilirdi? Medyanın ne kadarı şimdi olduğu gibi darbeyi ve darbecileri lânetleyen manşetleri atabilirlerdi? Şimdi köşelerinde açıkça en ağır hakaretlerde bulunan yazar çizerlerden kaç tanesi meşrû hükümetin yanında durduğunu, darbeye karşı olduğunu ima edebilirdi? Şimdi hemen her gün her akşam televizyon kanallarında serbestçe demokrasinin faziletlerinden, darbelerin fenalıklarından, darbecilerin hainliklerinden bahseden akademisyenlerden, entelektüellerden acaba kaç tanesi korkmadan şimdi söylediklerini ifade edebilirlerdi acaba? 

Kâhin olmaya gerek yok. Şimdi başarısız darbe karşısında konuşan kesimlerin kahir ekseriyeti başarılı olan 60 darbesinde, 12 Eylül 80 darbesinde, 1971 askerî muhtırada ve 28 postmodern askerî darbede meşrû hükümetlerin yanında değil; darbecilerin saflarında yer aldılar. Hep güçlülerin, başarılıların yanında yer almayı meslek haline getiren malûm çevreler binlerce şükür ki 15 Temmuzda darbeciler başarılı olmayınca meşrû iktidarın yanında yer alarak doğru ve yerinde bir tercihte bulundular.

İşte Yeni Asya’nın farkı burada. Zalimin yanında değil mazlûmun; güçlünün yanında değil, haklının; mağrurun yanında değil, mağdurun yanında, müstebitlerin yanında değil, hak ve hürriyetlerin yanında olmayı prensip edinen Yeni Asya, muhtemel bütün risk ve tehlikeleri, bedelleri göze alarak geçmişte yapılan bütün askerî darbelere kesin ve açık bir şekilde hep karşı çıktığı gibi, 15 Temmuz kanlı darbeyi şiddetle lânetleyerek karşı çıktı. 

Dost düşman, bütün âlem Yeni Asya’nın iktidar farkı gözetmeden, darbeler karşısındaki bu cesur, merdane, tavizsiz, yiğitçe duruş ve tavrına şahit olduğu halde, halen bazı bedbaht müfterilerin Yeni Asya’yı paralelci veya darbe taraftarı olmakla itham ederek hedef göstermelerini de Allah’a (cc) havale ediyoruz.