"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Devlet yanlış iş yapmaz! (mı)

Hüseyin GÜLTEKİN
04 Mayıs 2015, Pazartesi
Türkiye tarihinde belki ilk defa devlet Risale-i Nur’a sahip çıkarak, onu muhafaza altına alıyor; gel gör ki bunu yapanlar tebrik edilmiyor, taktir edilmiyor efendim!..

Üstelik  habire tenkit ediliyor; bu hayırlı işe sebep olanlar suçlanıyor! Yok efendim Risaleler umumun ortak malıymış; inhisar altına alınamazmış!.. İdeolojisi Kemalizm olan bir devlete itimat edilmezmiş! 

Kardeşim bu ülkenin bir insanı olarak devletine güvenmeyip, kime güveneceksin? Sizi idare eden idarecilerinize itimat etmeyip de kime itimat edeceksin? Yahu sen adamların söylediklerine bak; niyetlerini niye merak ediyorsun? Başımıza idareci seçtiğimiz, o makamlardaki koskocaman adamlar yalan mı söylüyorlar?

Efendim bir de tutturmuşlar, Risaleler herkesin ortak malıdır; devlet bu işlere karışmasın, tekeline almasın!.. İyi de herkes bu eserlere sahip oluyor da devlet niye olmasın? Ayrıca Bediüzzaman’ın Risale-i Nur devletin inhisarına girmesin diye bir tavsiyesi, bir vasiyeti mi var? Öyle bir şey olsaydı Bediüzzaman’ın halen hayatta olan o mübarek talebeleri bu işe razı olup, bu hayırlı hizmete vesile olan devlet büyüklerimize teşekkür edip duâda bulunurlar mıydı? 

Yok efendim devlet Risalelerin muhtevasını bozarmış; işine geldiği biçimde yanlış eklemeler veya çıkarmalar yaparmış!.. El-insaf adamların endişelerine bakın! Devlete karşı güvensizliğin, itimatsızlığın bu derecesine pes doğrusu!.. Devlet şimdiye kadar hangi şeyleri yanlış yapmış, hangi kitaplarda eklemeleri, çıkarmaları yapmış? Devletin de elbette kendine has kırmızı çizgileri var! Ülke ve milletin geleceği için, birlik beraberliği için elbette bazı tedbirleri almak gibi bir sorumluluğunun bulunduğunu bu insanlar ya bilmiyorlar veya bilmezlikten geliyorlar!

Şimdi de Risaleler basılıyor, ama eksik basılıyor; “hata- savab cetvelini, Emirdağı nı, Barla Lâhikasını” basmamışlar... Yahu altı bin sayfalık bir Külliyattan sırf bunlar basılmadı diye, ortalığı velveleye vermeye ne lüzum var? Elbette devlet büyüklerimizin bir bildikleri var dır!!! Sonra Risaleler Kur’ân âyetleri mi ki onlara hiç kimse dokunmasın! Varsa fazla veya eksik yerlerini düzeltmesin!. Dindar devlet büyüklerimiz her meselede olduğu gibi Risalelerde de ülkenin ve milletin faydasına olan bir noktasına dokunmadığı gibi;  varsa zararlı kısımlarını da sansür değil; tashih edebilir ve etmeli de! Bunda niye kötü niyetler olsun ki?...

Şimdi bir de “put- pot” meselesini çıkardılar... Ne fark eder efendim? Ha “pot” olmuş, ha “put” olmuş! Bu defa da efendim pot kırmak bir nevi yanlış yapmak; yaptığına pişman olmak; başka bir ifade ile “baltayı taşa vurmak” anlamlarına geliyor; dolayısıyla Bediüzzaman bu anlamlara gelen “pot” kelimesini asla kullanmaz diyorlar. Görüyorsunuz değil mi bunlar mânâdan mâna çıkarıyorlar!.. Bunların niyeti başka kardeşim... İddia ettikleri gibi olsa dahi, Risalelerin sahibi Bediüzzaman’ın ilmini biz de kabul ediyoruz.. Velâkin her şeye rağmen Bediüzzaman da yanlış söz söylemez mi!.. Dili sürçmez mi; pardon demeyi gerektiren bir lâf etmez mi!? Beşerdir şaşabilir! Hele de oradaki muhatabı M. Kemal olunca!!!

Aylarca devlet Risaleleri basamaz diye söyleyip durdular.. Geç de olsa, bazı ufak tefek, basit çıkarmalar, eklemeler de olsa, Risalelerin basımı yapılmadı mı? Sonra kimlerin Risale basması doğrudan devletin işidir; bu konuda kimseye akıl soracak değil ya! Hükümet bu işi elbette kendisiyle uyumlu olan, tavsiye ve emirlere riayet eden, kanun ve nizamlara itaat eden yayınevlerine verecek!.. Bunda yadırganacak ne var? 

Yoksa ben ironi mi yapıyorum?

Okunma Sayısı: 2020
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket Paksoy

    4.5.2015 20:33:42

    Hüseyin Bey, Böyle ironi mi olur.. Ne ironisi.. Daha bir kaç ay önce Ankara Dikmen'de İsmail Yeken Abimizin başını çektiği çok güzlü bir grup bu söylediklerinizin aynılarını şiddetle iddia ediyorlardı. İroni de yapmıyorlardı. İsmail Yeken Abi ki yılların Yeni Asya Nurcusu. Siz ondan daha mı iyi bileceksiniz.. Bööyle ironi mironi işleri ile uğraşıp milletin kafasını karıştırmayın.. Bu yazdıklarınızın hepsi ironi değil hakikattir(!).. Bu ağabeylerimiz üzülürler sonra..

  • Hüseyin İLHAN

    4.5.2015 12:07:36

    AKP iktidarının hezimet ve tarihin karanlşık sayfalarında şer iktidar olarak daima anılması ve buna çanak tutanlarında akıbetlerinin hayır olmayacapı malumdur.Rabbim suret-i haktan görünüp fitne-fesad çıkaranları,alet olanları ıslah etsin.

  • serdar

    4.5.2015 10:13:26

    Abdullah bin Saad, Mekke’de müşriklerden biri iken iman nasip olmuş, hatta bu uğurda hicreti bile göze alarak Medine’ye göçmüştü. Medine’de de ashabın arasında itibar da kazanmış, vahiy katipliğine de yükselmiş, Efendimiz (sas)’in huzurunda vahyi yazanlar arasına da girmişti. SONRA MÜŞRİKLER ARASINA DÖNDÜ. sonrasımı –Ben Muhammed’e gelen vahyi yazarken kendimden de sözler yazardım. Esasen bana da vahiy geliyor, ben de benzeri sözleri söyliyebiliyorum. Nitekim Muhammed bana (alimün) yaz, derdi, ben de yerine (hakimün) yazardım. DEDİ. Daha sonra tövbe etti ve namaz başında vefat etti. ha birde vahiy katibi olup MERVAN gibi ölenler de var... risalelerin devlet baskısı altında sesini çıkarmayan kendilerini Üstadımızın mirasçısı olarak gören devlet adamlarıyla boy boy fotograf çektiren talebelerinede akıl fikir nasip etsin.

  • Garib Doğu

    4.5.2015 09:53:43

    Dehşet bir yaklaşım,bir bakış açısı.Kafa fenerlerinde müthiş bir değişme var.Bu yaklaşım,bir Nur talebesinin yaklaşımı olamaz.İyi niyetli de olamaz.Süreti haktan görünüp bu kadar tahribatı bugüne kadar hiç kimse göze alamamıştır.Bu kadar şumüllü bir menfi bakış ve anlayış ilk defa oluyor.Daha evvel benzerine hiç rastlanmamıştır.Hak ve hakikatın,Kur'an ve islamiyetin inhisar altına alınamayacağını Mektubat'ta Üstad Hz.leri açıkça ifade etmiştir.Risale-i Nur ise baştan başa Hak ve hakikatın nurlarıdır.İnhisar demek,Risalelerle ilgili,bütün hakların,tasarrufların bir elde olması demektir.Bu hak Risalelerin neresinde,kime verilmiştir.Tek kelime ile kimse gösterebilir mi? Tekel işini savunanların tek doğru gerekçeleri yoktur.Savunulanların tamamamı safsatadır.Çürüktür,İndidir.İnşaallah er veya geç bu konu da da hak tecelli edecek,Risaleler üzerindeki kara bulutlar dağılacaktır.Buna imanımız tamdır.

  • garip talebe

    4.5.2015 01:25:53

    Sen kalkip hata sevap cetvelini cikarmaya tesebbus edersen,14.sua'nin cikarilmasina tesebbus edersen ki okununca nedeni anlasiliyor.Isterse Birlesmis Milletler koruma altina aliyorum desin bi kiymeti harbiyesi yok.Malesef diger Nurcu gruplarimiz Hucumat-i Sitte'ye azami maruz kaldilar gorselerde vicdanlari hissetsede yanlisliklari enaniyetlerine yeniliyorlar.Umarim ayilirlar.Bizim onlarin onlarinda bizim kardesimiz oldugunu hatirlarlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı