"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dini tahrif ve tahrip faaliyetleri

Hüseyin GÜLTEKİN
09 Ekim 2017, Pazartesi
İslâm tarihi boyunca dini tahrif ve tahrip edinmeyi meslek edinen bazı şahıs veya çevreler bu emellerini gerçekleştirmek için çoğu zaman merdane meydana çıkmaktan ziyade, sinsi niyetlerini kamufle ederek, bazen sözde ilahiyatçıları, bazen bazı sofimeşrelileri, kullanarak dinin yüce değerlerini tahrip etmeye cür’et etmişlerdir.

Geçmişten bu güne âlimlik kisvesine bürünmüş; hoca olmadığı halde hocalık taslayan dinî değerleri tahrif ve tahrip etmeyi vazife bilen bazı şarlatanları asırlar önceden teşhis ve tesbit eden Hz. Ali bunları  “ulema’i-su” diye tarif ediyor.

İslâmı tahrip ve tahrif etmeyi meslek edinen, Kur’ân’ın ve hadisin ulvî hakikatlarını sinsi emellerine âlet etmek istemişlerdir. Yalan yanlış yorum ve te’villerle âyetlerin ve hadislerin ulvî manalarını değiştirmeye, lekelemeye, bozmaya yeltenerek, safi zihinleri bulandırmaya çalışmışlardır.

Hz. Peygamber’in (asm) sağlığında baş gösteren ve Hz. Ebubekir döneminde zuhur eden yalancı peygamber Müseylime-i Kezzab ile devam eden ve Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin şehadetlerine sebep olan Cemel, Sıffin ve Nehrivan gibi acıklı vakıalar, İslâm tarihinde ulema kisvesindeki sahte ilim adamlarının etkili oldukları dönemlerdir.

Yakın tarihte de cumhuriyetin ilânıyla beraber dini tahrip ve tahrif etmeyi hedefleyen ifsat komitelerinin başta ezanın Türkçeleşmesi olmak üzere dinin hemen bütün değerlerini devre dışı bırakmaya yönelik faaliyetlerinde, başta zamanın Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi olmak üzere bir çok din adamlarının kullanıldığını görüyoruz.

Günümüzde de ilahiyatçı geçinen bazı zevatın dine saldırılarına devam ettiğini görüyoruz. Hemen hergün, her akşam ekran ekran, kanal kanal dolaşıp, âyet veya hadisleri tahrif etmeye yeltenen bu müfterilerin bazen de başta Bediüzzaman olmak üzere bir çok din büyüklerine iftira ve karalamalarda bulunuyorlar. 

Geçmişten günümüze kadar âlim kisvesi altında dine yapılan saldırılar serüvenini ve bu olaylar karşısında takınmamız gereken tavırlara ışık tutacak Hz. Peygamber’in (asm) tavsiyelerine kulak verelim: Hz. Huzeyfe; “Ya Rasulullah (asm), acaba Müslümanlar İslâmiyetten önceki hallerine döner mi?” diye sorar.

Hz. Peygamber (asm): “Hayır dönmezler; ama bizden sonra bulanık bir zaman gelir” Buyurunca; Hz. Huzeyfe (ra); ” bulanık ne demektir ya Rasulullah (asm)” diye sorar. 

Hz. Peygamber (asm): “Yani iyiler kötüler olur; âlimler zalimler olur, karışık bir zaman olur. Ondan sonra kötü bir zaman gelir” buyurur.

Hz. Huzeyfe (ra);  “O zaman neler olur?” diye sorunca, Hz. Peygamber (asm); “O zaman dini anlatanların peşinden gidenler, Cehenneme giderler” buyurur. Hz. Huzeyfe (ra); “Din diye neyi anlatırlar onlar” sualine karşılık Hz. Peygamber (asm); Kur’ân-ı Kerîm’den, Hadis-i şeriften bahsederler; ancak Allah’ın ve Resulünün bildirdiklerini değil; kendi fikir ve düşüncelerini Allah’ın ve Peygamberin (asm) emri gibi anlatırlar. İşte bunların peşinden gidenler felâkete düşerler” buyurur.

Hz. Huzeyfe (ra); “O zamanda ben dünyaya gelmiş olsam, ne yapmam gerekir?” diye sorunca Peygamderimiz (asm); “Dünyada hak üzere kaim olan bir taife Allah’ın dinini benim ve ashabımın yolu üzere yaşayan ve yaşamak için, gayret eden; Allah’ın kitabını okuyan ve okutan bir topluluk kıyamete kadar bulunur. Bu taifeyi bul, onlara uy ve kurtul” diye buyurur.

Hz. Huzeyfe (ra); O topluluğu bulamazsam ne yapayım ya Rasulullah (asm)?” diye sorunca Hz. Peygamber (asm); “O topluluğu bulamazsan, evinde otur; kimseye karışma” buyurur.  

Not: Yazarımız Şükrü Bulut’a geçirmiş olduğu ameliyatından dolayı geçmiş olsun der, acil şifalar dilerim.  

Okunma Sayısı: 4421
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah TUNÇ

    9.10.2017 11:10:58

    Evet tarih boyunca tahripçiler hiç eksik olmamıştır. Tamirciler de eksik olmamış.Tamir ,tahrip kafileleri sürekli mücadele halindedirler.Tahrip kolay olduğu için tahripçilerin sesi daha fazla çıkıyor. Bazen galip oluyorlarsa da bu muvakkattır. Hak daime galiptir,çünkü kâinatta hayır hakimdir.Belki hak taraftarları muvakkaten bazen mağlubiyeti yaşamış ama akibet hep müttakilerin olmuştur. Cenab-ı Hakka şükür ki; Risale-i Nur gibi bir tamirci hizmet ve mücadele meydanındadır. Bu kadar tahripçilere karşı muvaffakiyeti harikuladadır. Çünkü hem taripçiler fazla ve hem de çeşit çeşittirler.En dehşetli tahripçilerden bir taife de hadiste bildirilen ulema-i su taifesidir.Din kisvesi altında olduğu için tahribatları daha fazla oluyor.Kalbi islamı kanatan bir tahripte,bilerek veya bilmeyerek ehli imanın ittifaksızlığı cihetinden geliyor.Yani dehşetli bir düşman olan ihtilafın tuzağına düşmeleridir. Rabbim ihtilafı, ittifaka tebdil etsin.Ve milletimizi de bu keşmekeşliklerden kurtarsın.Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı