"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gidişat vahim!

Hüseyin GÜLTEKİN
23 Mayıs 2016, Pazartesi
Gerek idarecilerimizin; gerek onların apaçık yanlışlarını da hayırlara yoran bazı çevrelerin, toplumdaki bu ahlâkî çöküşe karşı kulaklarını, gözlerini kapatarak, her tarafı süt liman, toz pembe görmelerini maalesef hayretle izliyoruz.

Bütün bir milletin geleceğini tehdit eden, her ehl-i insafı derinden yaralayan hemen her alanı istilâ eden yaşanmakta olan gayr-ı meşrûlukların, ahlâkî çöküşlerin, mânevî savrulmaların detaylarını nazarlara vererek safi zihinleri bulandırmak istemiyoruz. Toplumda yaşanmakta olan gerginlikleri, kavgaları, işlenen cinayetleri; suç oranlarındaki yükselişleri, artarak devam eden boşanmaları, yolsuzlukları, çalıp çırpmaları, ar damarlarını çatlatan müstehcenlikleri de bir kenara koyuyoruz.

Toplumun hemen her kesimini alâkadar eden, son zamanlarda hemen her gün işlenen mide bulandıran, vicdanları yaralayan, masum çocukları da içine alan gayr-ı meşrû ilişkilerdeki tırmanışlara bir bakın. Okullardaki öğretmen öğrenci ilişkilerindeki suistimallerden tutun, mahrem veya nahmahrem sayılması gereken yakın akrabalar arasındaki münasebetlerdeki istismarlara; daha da üzücü olanı bazı vakıf ve cemaatlere bile sirayet eden ifade etmekten sıkıldığımız hoş olmayan bazı taciz ve suistimallerin meydana gelmesi ve bu yöndeki haberlerin hemen her gün medyada yer alması, bu gidişatın  korkunç vehametini göstermiyorsa ne diyelim!

Bu dehşet verici gidişatın sorumluları kimler? Kimler bu acı, fakat gerçek olaylara karşı gerekli tedbirleri alacak? Bizce sorumlular çok olmakla beraber, ilk sırada ebeveynler olsa gerek. Anne baba olmak beraberinde önemli sorumlulukları getiriyor. Yüce Allah’ın birer değerli emaneti olan çocukları; “Saldım çayıra Mevlâm kayıra” mantığıyla veya okul kapılarına kadar gidip; ”hocam eti senin, kemiği benim“ anlayışıyla hareket etmek artık çok eskilerde kaldı. Böyle bir yaklaşımın sonucu, çocuğunuzu kendi elinizle tehlikeye atmak anlamına gelir. Böyle yasak savmak kabilindeki hal ve tavırların akıbeti çocuğunuzun dünyevî ve uhrevî hayatının da mahvına sebep olacağını unutmamalısınız.

Bu konuda sorumluluğun ikinci adresi her halde siyasî iktidar olsa gerek. Yediden yetmişe bütün vatandaşlarını her türlü taciz, tecavüz, her çeşit kötü alışkanlıklarından koruyarak, onların huzur ve saadet içinde bir hayat geçirmelerini sağlamak, bizi idare etmekte olan yetkililerin vazifesidir. Bu aynı zamanda anayasanın ve ilgili kanunların ön gördüğü vecibelerdir. Ailelerde, okullarda, vakıflarda, sokak ve caddelerde her gün artarak devam eden tiksindirici, çirkin, gayr-ı meşrû ilişkiler tacizler, tecavüzler oluyorsa, idarecilerimizin hemen hergün hamasi nutuklarla işlerin yolunda olduğunu, ortalığın toz pembe olduğunu ifade etmelerinin hiçbir inandırıcı tarafı olamaz.

Bu meyanda sorumluluk taşıması gereken diğer bir adres de dine hizmeti gaye edinen sivil toplum kuruluşlarının önemli birimlerinden olan cemaatler olsa gerek. Aslî vazifeleri dine hizmet olan bu gönüllü kurumların bu iktidar döneminde, aslî hizmetlerini arka plana iterek, fiilen siyasete veya ticarete yönelmeleri, manevî alanda büyük bir boşluğun oluşmasını netice verdi; bu da toplumun manevî savrulmalarına, ahlâkî çöküşlerine sebep oldu. Hükümet yetkililerinin dahi; “manevî alandaki hizmetlerde maalesef sınıfta kaldık” itiraflarına rağmen, malûm bazı cemaat ve çevrelerin Üstad Bediüzzaman’ın yıllar önceden; “Alevleri göklere yükselen bir yangın görüyorum; içinde evlâdım yanıyor; imanım tutuşmuş yanıyor. Bu yangını söndürmeye koşuyorum” feveran ederek haber verdiği bu manevî korkunç yangını söndürme işini hükümete havale etmelerinin bir izahı var mı bilemiyoruz?     

Okunma Sayısı: 2168
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsa

    23.5.2016 18:57:42

    Alah razı olsun. Milletimizin içine düştüğü vahim tabloyu çok güzel anlatmışsınız.Tabiki anlayana! Bize milletimiz değil! Bize Allah yeter.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı