"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mübarek beldelerin mânevî havasını teneffüs etmek

Hüseyin GÜLTEKİN
10 Aralık 2018, Pazartesi
Hz. Peygamberin (asm) memleketi olan Mekke ve Medine’nin mübarekiyetini, Beytullahın kudsiyetini, Mescid-i Nebevi’nin nuraniyetini, Müslümanların ilk mescidi olan Kuba’nın mübarekiyetini, Uhud’da cereyan eden Peygamberimizin (asm) ordusunun mağlûbiyetinin serencamını, Hıra’daki ilk vahiy ile Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğinin müjdelenmesini, Arafat ve Sevr dağlarının azamet ve mübarekiyetlerini, Hendek Savaşı’nın mahall-i mevkiini, ...Görmüş oldum.

İslâmın geniş dairede gelişip neşv-ü nemasına vesile olan Hudeybiye Antlaşması’nın yapıldığı yeri ve daha nice yerlerin mahiyetlerini çocukluğumdan bu güne kadar belki de yüzlerce, binlerce defa okuyarak, gerek dinleyerek, öğrendiğim halde, yeryüzünün  bu en mübarek, en değerli mekânlarını aynelyakin ziyaret edip, buraların manevî havasını teneffüs etmenin tarifi mümkün olmayan bir haz, bir ferah, bir zevk verdiğini kısa süreliğine de olsa çok şükür yaşayarak öğrenmiş oldum. 

İslâm tarihinde her birisinin ayrı bir yeri, bir mânevî değeri olan bu yerleri ziyaret edip, vuku bulan olayları derhatır edip, tefekkür etmenin verdiği manevî huzur ve sürur bu yolda gerçekten çektiğiniz bütün meşakkatleri zevkli, tatlı birer dinlenme seyahatine dönüştürüyor. Hz. Peygamberin (asm) ve sahabilerinin ayak bastıkları o mekânları görüp tefekkür etmek tarifi mümkün olmayan bir sürur, bir huzur veriyor.

Dini bir, kitabı bir, peygamberi bir, kıbleleri bir olan, dünyanın her yerinden gelen dilleri ayrı, renkleri ayrı, mizaçları meşrepleri ayrı, örf adetleri ayrı olan on binlerce mü’min ile aynı inançla, aynı niyetle, aynı gaye ile Kâbe-i Muazzama’nın etrafında pervane olup tavafta bulunmanın, aynı niyetlerle Safa Mervede say etmenin verdiği manevî huzur ve sürurun izahı ve tarifi mümkün değil.

Mübarek mekânların dışındaki yerlerde şehirlerin cadde ve sokaklarında veya iş yerlerinde öyle bizdeki gibi insanları rahatsız edecek dinî değerleri rencide edecek laubalilikler, gayr-ı meşrûluklar, pespaye reklâmlar, insanları rahatsız eden gürültüler yok. Yani bizdeki gibi insanları günahlara, haramlara teşvik edecek, cezbedecek hiç bir ortam yok bu peygamber diyarlarında.       

Bunların dışında oraya gelen insanların gerçekten o mübarek mekânların kudsiyetlerine uymayan, manevî değerleri rencide eden, ibadet niyetine bilerek veya bilmeyerek sergiledikleri yanlış hal ve davranışları  keşke hiç olmasa. Ama her nedense o mübarek beldelerin o tılsımlı manevî havası o hata ve kusurları da adeta kamufle ederek, nazarlara vermiyor.

Diğer taraftan bazı avamı ehl-i dinin o mübarek mekânlara güya hürmeten sergiledikleri müfritane yanlış hal ve davranışlarını tamir edip, düzeltmek yerine, oradaki Vahabilerin de tefrite saparak başta peygamber yıldızları olan sahabe kabirleri olmak üzere, mübarek mekânları din adına adeta tahrip etmeleri, hiçbir haklı tarafı olmayan çok yanlış icraatlardır.     

Gayet samimî, halis niyetlerle dünyanın dört bir tarafından her ırktan, her dilden, her mezhepten, kadın erkek her yaştan bu mübarek mekânları ziyarete gelen çoğu avam tabakasından olan bu ehl-i dinin bu ibadetleri inşallah kabule karindir. 

Ama keşke Üstadın işaret ettiği manada bu haclar ve umreler âlem-i İslâmın saymakla bitiremeyeceğimiz sıkıntılarının çözümü için ulemanın bir araya gelerek istişare ve fikir teatilerinde bulundukları bir kongre şeklinde olsaydı. Bu şekilde belki de bilerek veya bilmeyerek o mübarek toprakların ruhuna uymayan yanlış uygulamaların önüne geçilir; oraların şanına, şerefine yakışır, doğru olan bir İslâmın yaşanması için lâzım olan bir imkân ve ortam oluşurdu.

Okunma Sayısı: 1653
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı