"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur hizmetinde bir köşeye çekilmek var mı?

Hüseyin GÜLTEKİN
12 Aralık 2016, Pazartesi
“Şimdiye kadar boş ve malayani meselelerle vakit geçirdiğimi iyi anlamaya başladım. Artık memleketin şu bu problemlerine, meselelerine kafa yorup, huzursuz olmanın çok da önemli olmadığını anlıyorum. Hangi partinin başa geldiği; hükümetin hangi işleri doğru; hangi işleri yanlış yapıyor gibi meselelerle meşgul olmanın gereksiz olduğunu yıllar sonra da olsa anlamış oldum. Şimdiye kadar boşuna yorulup, boşuna vakit geçirmişim. Şimdi artık mecbur olmasam evimden çıkmıyorum. Risalelerden daha fazla imanî meseleleri okuyorum. Zamanımı şahsî ibadet ve taatle geçiriyorum. Bu şekilde çok şükür huzuru buldum...”

Böyle bir hizmet şekline saygı duymakla birlikte, olup bitenlere karşı gözümüzü, kulağımızı kapatıp, yalnız nefsimizi düşünerek bir köşeye çekilip, münzevî bir hayat tarzının, Risale-i Nur hizmetleri tarzından ziyade, tasavvuf, tarikat şeklindeki dinî hizmetlere benzer. Altı bin sayfalık Nur Külliyatı’nın yarısını ihtiva eden müdafaa ve lâhika mektuplarını okumamanın Nur hizmetleri açısında önemli bir eksiklik olduğunu söylemememize rağmen muhatabımız ikna olmayıp; tercih ettiği bu tarzdaki hizmetlerine devam edeceğini ifade edince, biz de bu anlamdaki izahlarımızı sonlandırdık.

Bilindiği gibi herkes Risale-i Nurdan istediği konuyu, istediği şekilde okuyup, anlama hakkına sahip olduğu gibi, arzu ettiği şekilde hizmet tarzını seçme hakkına da sahiptir. Risalelere muhatap olup, hizmet şeklini, her insan kendisi açısından en verimli, en istifadeli, en uygun tarz, biçim, metod ne ise onu tercih edebilir.

İçtimaî hayat ile pek ilgisi kalmamış, artık hayatının kışını yaşamakta olan, menba-i elem ve mahzen-i ahzan olan yaşlı ve hasta bir pir-i fani de daha çok İhtiyarlar Risalesini, Hastalar Risalesini, Onuncu Söz gibi ahireti ve ölümü izah ederek sevdiren Risalelere teveccüh edip, teselli bulacaktır.

Ayrıca Risale-i Nurlardan istifade etmekte mizaç ve meşreplerimizin etkisi ve rolü olsa da Bediüzzaman’ın fikir ve düşüncelerini anlayıp bütünü ile vakıf olmak için elden geldiği kadar Nur Külliyatı’nın hepsine muhatap olup, okuyup; oradaki hak ve hakikatlarla, ölçü ve prensiplerle amel etmek gerekir. Yoksa yalnız kendimize münhasır mizaç ve meşreplerimizin sevkiyle bir köşeye çekilip, şu veya bu şekilde hizmetlerimizi de alâkadar eden olaylara, hadiselere gözümüzü kulağımızı kapatıp, Risale-i Nurdan yalnız belli bölümleri okuyup; diğer bölümleri hiç okumamak şeklindeki tavırlar ve tercihler Nur hizmetlerinin hizmet tarzı değildir.

Hele de on yıllarca Yeni Asya camiasının içinde aktif bir şekilde hizmetten hizmete koşan birisinin, “Bundan sonra evimin bir köşesine çekilip; kırmızı çayımı içer, kırmızı kaplı kitaplardan hoşuma giden bölümleri okurum” gibi ifadelerle Üstadın;  “zaman şahıs değil; cemaat zamanıdır” tesbitini de kulak ardı ederek yalnız başına münzevî bir hizmet tarzını tercih edenlere de elbette diyeceğimiz bir söz olamaz.

Not: Muhterem kardeşimiz Celal Sağır’ın kardeşi Yusuf Sağır’ın vefatını teessürle öğrendim. Merhuma Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil diler, taziyetlerimi sunarım.   

 

Okunma Sayısı: 2342
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • m.d

    13.12.2016 09:52:29

    Yazıda bahsi geçen kardeşi tebrik ediyorum.Zira bende yıllarca boş ve malayani meselelerle vakit geçirdiğimi düşünüyorum.Aslında risalelerin bir çok yerinde üstad ikaz ediyor ancak geç uyanmışız." Bu on sekiz senedir sizlere müracaat etmedim ve hiçbir gazete okumadım; bu sekiz aydır, bir defa cihanda ne oluyor, diye sormadım; üç senedir burada işitilen radyoyu dinlemedim—tâ ki kudsî hizmetimize mânevî zarar gelmesin. Bunun sebebi şudur ki: İman hizmeti, iman hakaiki, bu kâinatta herşeyin fevkindedir, hiçbir şeye tâbi ve âlet olamaz. Fakat, bu zamanda, ehl-i gaflet ve dalâlet ve dinini dünyaya satan ve bâki elmasları şişeye tebdil eden gafil insanlar nazarında o hizmet-i imaniyeyi hariçteki kuvvetli cereyanlara tâbi veya âlet telâkki etmek ve yüksek kıymetlerini umumun nazarında tenzil etmek endişesiyle, Kur’ân-ı Hakîmin hizmeti, bize kat’î bir surette siyaseti yasak etmiş."Kastamonu lahikası

  • demokrat

    12.12.2016 12:53:50

    asıl şimdi çalışma zamanı.siyasal dincilerin ve emevi-muaviye din anlayışının azdığı her dönem Yeni Asya için bakir bir süreçtir...

  • Osman Yıldırım

    12.12.2016 10:38:46

    Hüseyin Hocam; Bu haftaki yazı birazcık istemli olmuş ancak tabiiki sizin bir köşeye çekilip kırmızı çayı içip kırmızı kitaplardaki sadece imanı bağışları okuyarak vakit geçireceğiniz beklemek doğru ve yerinde bir beklenti bir beklenti oldugu kanaatinde değilim. Bizler Yeni Asya camiası olarak bugüne kadar dogru bildigikız metodla doğruları söylemeye devam etmeniz gerektiği kanaatindeyim.Velevki bumetod kabul görmese, Risale i Nuri farklı algılayıp farklı metodlar ortaya koyanlar etkili de olsalar, bizler sahs-i manivinin ortaya koymuş olduğu bu metodla Yeni Asya olarak hizmetlerimiz dunkinden daha ısrarlı daha kararlı ve daha metin bir tarzda gerçeği haykirmamiz gerektiğine inanmaktayim. Siteminize de hak vermiyor değilim. Ancak ne yapalım günümüzün şartları bular.basarilar muvaffakiyetler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı