Sair zamanlarda kibirlerinden, gururlarından yanlarına bile varılmayan bir çok siyasînin, sırf seçim dönemlerinde halkın arasına karışıp, onlarla haşir-neşir olmaları, halhatır sormaları...
Normal yaşantılarında sıradan vatandaşların herhangi bir dertlerini, sıkıntılarını dile getirmekten çekindikleri, korktukları çatık kaşlı, asık suratlı bir çok siyasinin seçim dönemlerinde çevrelerine sun’î gülücükler dağıtarak, yapmacık sohbetlerde bulunmaları..
Havalı, şatafatlı yaşantılarıyla tanıdığımız bir çok siyasilerin seçim propagandaları sürecinde kucaklarına aldıkları masum çocuklarla verdikleri pozları haftalarca reklâm panolarında arz-ı endam etmeleri..
Normal yaşantılarında halktan kopuk, insanlara tepeden bakan bazı siyasilerin seçim dönemlerinde veya bayramlarda bazı pir-i fani dedelerin, ninelerin ellerini öpen pozlarının günlerce reklâm panolarında arz-ı endam etmeleri...
Onlarca korumalarıyla koruma altına alınan, özel sekreterleriyle, kalem müdürleriyle kanallarıyla dahi ulaşılması kolay olmayan milletvekillerinin veya Belediye Başkanları’nın ancak seçim dönemlerinde çayhanelerde, kahvehanelerde halk ile beraber görünümlü pozlarının taraftar medyalarında reklâm edilmesi...
Seçim dönemlerindeki siyasî reklâm ve programlarına dönüştürülen toplu iftar sofralarında siyasî nutuklar atan siyasîlerin alacaklarını aldıktan sonra ancak özel korumaları eşliğinde cadde ve sokaklara çıkarak,mağrur hal ve tavırlarla halka el sallayarak hava atmaları...
Yine seçim dönemlerinde sun’î, tekellüflü tevazu numaralarıyla halktan birisiymiş gibi görünen siyasîlerin seçimlerden istedikleri sonucu alıp meclise kapağı attıktan sonra bir daha da halka görünmeyen, görünse dahi kendisini meclise gönderen seçmenine karşı bu defa kimseyi tanımıyormuş gibi numaralarla herkesin kendisinden temenna ve saygı beklentileri içinde bulunmaları...
Hayli zamandır tanıdığım meslektaş iken de bir miktar havası olan, ama siyasete soyunup iki devre Belediye Başkanlığı koltuğuna kavuşunca da gururu ve kibiri iyice kabaran bu başkanın da bayramlarda ve seçim dönemlerinde reklâm panolarında adet olduğu üzere ya kucağında bir bebekle veya yaşlı bir dedenin veya ninenin elini öperkenki pozlarını hep görüyorduk. Bu defa da Engelliler Haftası olması dolayısıyla sırtında kocaman bir engellinin altında iki büklüm olmuş eski meslektaşım olan Belediye Başkanı’nı görünce doğrusu hem şaşırdım hem de kendi kendime bu kadarını kimse yutmaz diye mırıldandım.
Makam mevki meftunu insanların, şan şeref düşkünü insanların hayal ettikleri dünyalık makam ve mevkiler uğruna ne gibi birbirini nakseden rollere büründüklerine, insanların gözüne girmek için, onların beğenilerini, teveccühlerini kazanmak için, nasıl da samimiyetten uzak riya ve gösterişe dayalı, tekellüflü, yapmacık, sun’î hal ve davranışlarda bulunduklarını ibretle, esefle, hayretle hep şahit oluyoruz.