"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasal islâm geleneğinin özellikleri

Hüseyin GÜLTEKİN
02 Şubat 2015, Pazartesi 09:20
Köken itibarıyla Halk Partili iken Millî Selamet Partisine geçen ve oradan da Belediye Başkanı seçildikten sonra, onun namı artık mücahit başkan olarak anılmaya başlamıştı.

O zamana kadar dini yaşantıdan uzak bir şekilde zamanını geçirse de Millî Selamet partisine kaydını yaptırıp oradan da Belediye Başkanı seçildikten sonra, partili dost çevrelerin; “Reis bey sen artık adı din ile, şeriat ile anılan bir partiden başkan oldun. Hiç değilse artık namaza başlasan iyi olur” şeklindeki arzu ve beklentilerinin hatırına fırsat buldukça bazı vakitlerde namazları kılmaya başladı reis bey.

Derken 12 Eylül darbesiyle beraber bilindiği gibi bütün Türkiye sathında artık askerin baskı ve tazyikleri, ifade ve sorgulamaları hızla devam ederken, bir askerî yetkili mücahit diye nam yapan Belediye Başkanını makamına çağırarak; “Reis bey sana mücahit başkan diyorlar. Sen de şeriatı istemişsin doğru mu” sualine karşılık; “Tövbeler tövbesi komutanım. Ben doğru dürüst namaz kılmıyorum. Ben nerede, şeriatı getirmek nerede?” diyerek işin içinden çıkıvermiş reis bey.                  

Sıkı yönetimin yürürlükte olduğu, darbeci askerlerin emir ve yasaklarının kanun hükmünde olduğu o tarihlerde geniş bir toplantı salonunda kadınlı erkekli ekseriyeti köylü olan bir kalabalığa hitap eden general havasındaki bir yüzbaşı, baştan sonuna kadar hakaret, şantaj, tehdit dolu konuşmasını yaptıktan hemen sonra söz isteyerek kürsüye gelen Millî Selamet Partisinin ilçe başkanının “Bu millet size minnettardır komutanım. Konuştuklarınıza aynen katılıyoruz.  Şükran borçluyuz ve teşekkür ediyoruz” mealinde sözler sarf ettiğini iyi hatırlıyorum.

“Siyasî İslâm” geleneğinin hiçbir kurala uymayan böyle ölçüsüz, dengesiz tavır ve davranışlarını belgeleyen durumlar yıllar önce vukubolan bu iki örnekten ibaret değil. 

Yine seksen öncesinde Millî Selamet Partisinin Adalet Partisiyle koalisyonunda yer aldığı hükümette tamamını Adalet Partisinin açtığı İmam Hatip Liselerini halk arasında bu okulların kendilerinin çabasıyla açıldığının reklâmını yaparak, adeta arka bahçeleri gibi kullanıyorlardı Millî Selametçiler. Ne zaman ki seksen darbesi yapıldı darbe mahkemeleri başta Erbakan ve parti ileri gelenlerini İmam Hatipleri açmakla suçlayıp, sorguya çektiklerinde; “Tövbeler tövbesi hiçbir İmam Hatip Lisesini biz açmadık. Millî Eğitim Bakanlığı hükümet ortağımızda olduğu için bu okulların hepsini onlar açtı “ şeklinde ifade vererek paçayı kurtardılar. 

Yine geçmişte merhum Erbakan’ın merhum Ecevit ile anlaşarak koalisyon hükümetini kurmasını içine sindiremeyen bazı ehl-i dinin “nasıl olur böyle dindar bir parti sol bir partiyle bir araya gelebilir” itirazlarına cevaben; “bunlar namaz kılmayan, solcu kardeşlerimizdir. Boşuna itiraz etmeyin…” diyerek son noktayı koymuş, daha sonra da teröristlerin affedilmesine Erbakan ve partisi evet oyu kullanarak milleti hayal kırıklığına uğratmıştı.

“Siyasal İslâm” geleneğinden gelen siyasî kadroların böyle zikzaklı, tutarsız uygulamaları geçmişte olduğu gibi günümüzde de halen devam ediyor. Bir taraftan dini terim ve motifleri bol bol kullanırken, diğer taraftan Kemalizmi ihya etmeyi ihmal etmiyorlar. 

İslâm’ı siyasallaştırmanın sonucu, işte böyle tutarsız ve dengesiz davranışlardır.

Okunma Sayısı: 2506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Adem KOCABAS CİDDE

    2.2.2015 16:37:02

    Hüseyin İlhan ahabey,600 milyar$ borç neyin nesi acıklar misiniz? Veya kısaca degineyim. Bu borç özel sektör dahil bir yekunat ve özel sektörde bugün fabrikalar yuksek kapasite uç vardiya çalışıyor. Elektrik yok, gaz yok bahanesiyle üretim durmuyor.129 milyar borç zamanında milli gelir dedikleri 200 milyar civariydi, simdi tirilyon $'a yakin. Bu milletin 80 yildir görmediği ve özlediği milli ve manevi hamlenin, kontrol edilemeyen hirslardan dolayı boşa çıkmasına müsaade edilmeyecek inşallah. Sen yapandan degil, yikandan,yakandan kork.mamur edenden degil,tahrip edenden kork.... Selamlar

  • Rüstem Garzanlı

    2.2.2015 11:29:41

    Hane bir söz var " doğruya doğru; eğriye eğri" demek lazım. Hüseyin hocam çok doğru söylemiş! Sözün güzeli,en kısa olanı, babından ben de fazla uzatmadan, sıcak bir yaz gününde, Hocamı bir bağ-ı bostanda, seherin hava-i nesiminde muhabbetle kucaklar, duyguları için alkışlıyorum.

  • Garib Doğu

    2.2.2015 11:00:06

    Siyasal islam geleneğini bilmeyenlerin aldanması normal,bilenlerin yanlış yapması anormal.Senelerce Yeni Asyada hataları gösterilen,temel felsefeleri nazara verilen,konuşmaları ile fiillerinin tutarsızlığını işleyen yazıları okuyanların bu akıma kapılmaları çok düşündürücü.Acaba Risale-i Nur'un iki cihan saadetini temine medar cazip hakikatlarından daha cazip ne buldular da o cereyana tutuldular.Kafa yorulması gereken mesele bu...Akıl tutukluğu mu?Hafıza kaybı mı?Yoksa menafii cüz-iyye ve hissiyat-ı süfliye mi?Bunlar,cidden düşünülmesi gereken konulardır.Hüseyin hocamın,geçmişi hatırlatıp, hafıza tazelemesi iyi oluyor..Belki bir uyanışa medar olur.Bu çeşit hafızalara bugün çok ihtiyaç var.Yeni nesi için de gerekli.Hocamı tebrik ediyorum...

  • ali yeşilkaya

    2.2.2015 09:59:29

    siyasette ölçümüz belli:hürriyeti,müstebidlere karşı muhafaza. istibdad;ha abdülhamid gibi veli hükmünde bir şahsın kılığına girsin,ha m.kemal gibi dinsizliği rejim altına alan biri olsun farketmez.gördüğümüz yerde sillemizi vururuz.hürriyeti ve demokrasiyi savunanların ekseri mutekid müminler olduğunu bilerek onları destekler ve karşılarındaki dindar-dinsiz müstebidlere karşı onlara nokta-i istinad oluruz.

  • Yusuf Beyaz

    2.2.2015 09:58:44

    40 yıl önce yaşananlarla günümüzde siyasi strateji çıkarmak siyaset bilimi eğitimi veren üniversitelerde ders olarak okutulmalı... Memleket ancak böyle düze çıkabilir..:)

  • HÜSEYİN İLHAN

    2.2.2015 09:58:27

    DİNİ SİYASETLERİNE ALET edenlere ikazda bulunmak,ıslahlarına çalışmak,ıslah olmadıklarında da ŞAMARI VURMAK VATANDAŞLIK VAZİFEMİZDİR.

  • HÜSEYİN İLHAN

    2.2.2015 09:57:29

    SİYASAL İSLAMCI ların en büyük marifeti ve buluşu'YOLSUZLUK ,HIRSIZLIK DEĞİLDİR,fetvası ile haramı helal görmeleri,rüşvet,hırsızı koruma ve kollama,ülkeyi yandaşa talan ettirme,devleti 129 milyar dolardan dış borçla devir alıp 600 milyar dolara sokma ,YETMEZ YETMEZ amma bu BÖYLEDE GİTMEZ ve dahi GİTMEYECEK İNŞAALLAH.

  • cemal özkaya

    2.2.2015 09:57:25

    risalei nurun bir düsturu esasisidirki siyasete, idarenin işine hükümetin icraatına karışmaz. ama gazete lisanıyla mektuplarla uyarı vazifesini yapar. parti kurmaz ama demokrat manasındaki partileri desteklemeyi vazife sayar. siyasetli cemaatlerle bir işi olmaz. ama birinin hatasıyla başkası mesul olmaz diyerek chp nin bile geçmiş hatalarını %5 ine verir. oy verirkende bu vatanda dört parti var der ona göre hareket eder. kendi fikri siyasisine uygun olanları melek olmayanları da şeytan mesabesine koyan siyasetten ve siyasetçilerden uzak durur.

  • Akif Arslan

    2.2.2015 09:30:55

    Hükümete Taraftar olanların düşünmeleri gereken çok önemli bir husus: "Bir taraftan dini terim ve motifleri bol bol kullanırken, diğer taraftan Kemalizmi ihya etmeyi ihmal etmiyorlar."

  • ahmet

    2.2.2015 09:09:07

    hüseyin hocam görüşlerinize ilave edilecek daha çok şeyler var ancak zaman ve zemin öyle durumdaki anlatsak düne kadar bizimle aynı kulvarda olup bugün bazı siyasi makamları elde etmiş olan kardeşlerimiz bile bizi hainlikle bölücülükle davaya ihanetle suçlarlar.Allah akıl feraset ve izan nasip etsin.Öyle bir hal almış ki bu günkü siyasi düşünceye göre yanlışı görmeyeceksin,yanlış yapanı uyarmayacaksın,her şeye alkış tutacaksın işte o zaman senden iyisi yok.Halbuki bu tarz siyasi tarafgirlik çok tehlikelidir.Hata yapanı uyarmalıyız ki hata yapan kendisinin yaptıklarını hep doğru sanmasın.sadede gelsin islama davaya zarar vermesin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı